Yapay Zeka Çağında Beyin Aktivitesini Korumak Mümkün Mü?
Uzm. Dr. Nigar Afendiyeva
Çocukluğumuzda annelerimiz her işi elleriyle yapardı. Çarşaflar gece yarılarına kadar elde yıkanır, pasta kreması hazırlarken kollarımız kırılana dek saatlerce karıştırırdık. Sonra makineler çıktı ve işleri onlara devretmeye alıştık. Eskiden durmaksızın ayakta çalışırken, şimdi yerimizden kalkamaz olduk. Kaslarımız zayıfladı, fiziksel hareketliliğimiz azaldı. Peki bu bir ilerleme miydi? Kuşkusuz pek çok kapıyı araladı, ama belki de bir o kadarını kapattı.
Şimdiyse her şeyi yapay zekâya sorar hâle geldik. Fikir edinmek mi gerekiyor? ChatGPT’ye danışıyoruz. Görsel düzenleme, sunum hazırlama, makale özetleme… Artık adını bile sayamadığımız sayısız uygulama, yapay zekânın gölgesinde işlerimizi üstleniyor. İçimde, beynimizin düşünme kapasitesinin giderek köreleceğine dair bir endişe büyüyor. Kim bilir, belki yıllar sonra nörologlar, yapay zekâ öncesi ve sonrası beyin görüntülerini incelerken bazı bölgelerin aktivitesinin azaldığını, hatta küçüldüğünü tespit edecekler. İnsanoğlu her şeyi icat ediyor, sonra da yine kendi yarattıklarının sonuçlarıyla boğuşuyor.
Tıpkı at sırtında şehirler arasında yolculuk eden birinin, çok daha hızlı arabalara “Hayır, ben atımla devam edeceğim” demesini yadırgadığımız gibi, yapay zekâya direnenleri de belki aynı şaşkınlıkla sorgulayacağız. Çünkü çağa ayak uydurmak zorundayız. Ancak bedenimizi hareketsizliğe, zihnimizi tembelliğe mahkûm etmemeliyiz. Fiziksel hareket azaldı, ama yerini spor salonlarındaki koşu bantları aldı.
Peki ya zihnimizi canlı tutmak için ne yapmalıyız?
Belki de araştırma yaparken arada bir kütüphaneye gidip kitapların sayfalarını karıştırmalı, bilgiyi doğrudan kaynağından almalıyız. Makaleleri anlamak için çıktılarını alıp satır satır çizerek, sindirerek okursak, gerçekten zaman kaybetmiş mi oluruz?
Bu soruların üzerine biraz daha düşünmeye ne dersiniz?