Yapay Zekâ?
Dr. Ayşe Ergüven, Ph.D. Biol
Yapay zekânın ne şekilde kullanıldığını gösteren önemli bir çalışmaya bu sene Nobel Fizik Ödülü (2024) verildi. Bu çalışma yapay sinir ağları ile makine öğrenimini mümkün kılan araştırmaları içeriyor, ödülün sahipleri ise John J. Hopfield ve Geoffrey E. Hinton. Makinelerin öğrenmesi bilim alanında çok önemli bir keşif ve uygulama, makineler arası iletişimi kurmada yapay zekânın algoritmaları görevli. Gündelik yaşamımızda nasıl etkileniyoruz yapay zekâdan acaba diye sorunca olay insanlık için aniden fizik konusu olmaktan çıkıp hayat memat meselesi oluveriyor (mu?).
Bilgisayarlar veya akıllı telefonlar bu ortamın bizlere açılan penceresi, temizlik amacı ile kullandığımız robotlar bile bu sistemin içinde. Gündelik hayatımızda kullandığımız her sosyal medya aracı da öyle. İşte tam burada Sapiens kitabının yazarı Yuval Noah Harari yeni kitabı Nexus’da çok önemli noktalara dikkat çekiyor. Bu kitapta pek çok tartışma yaratacak konu var ancak önemli olan özellikle sosyal medya alt yapılarını oluşturan algoritmaların oluşması ve bunların kullanılan iletişim ağları içinde belirleyici olmaları. Bu, örneğin sosyal medyada bir konunun öne çıkarılmasını sağlayan algoritmaları oluşturma işi. Bunun için en çok kullanılan yöntem sahte hesaplar üretilmesi. Bunlara bot hesap deniyor amacı “bir mesajı iletmek veya bilgileri otomatik olarak yaymak”. Çoğunlukla pazarlama veya siyasî amaçlar için kullanılıyor. İşte tehlikede burada başlıyor diyor Harari, çünkü akıllı olduğunu kendine Homo sapiens diyerek tescilleyen insanoğlu ekranda gördüğü bilgiye inanma kolaycılığına kaçtığı zaman “gerçek” yetişemeyip geride kalıyor.

Bu noktada önemli kavramlar devreye giriyor “information” ve “knowledge”. Bu iki kelime Türkçemizde “bilmek” ile ilişkilendirdiğimiz iki kelime. Ama aralarında kavram farkı var, biri sadece “bilgi” ikincisi ise “bilgi dağarcığı” yani bilginin insan aklından süzülerek kullanılması sonucunda ortaya çıkan gerçeğe giden yol. Buna gerçek diyemedim çünkü sanal ağların kimler tarafından, nerede oluştuğunu bilemezseniz ayrıca genç, tecrübesiz, manipülasyonlara yatkın iseniz gelen her şeyi gerçek zannedip peşine takılabilirsiniz. Çoğunlukla insanları yönlendirebilmek, yönetebilmek için kullanılan bu durum aslında yeni değilmiş diyor Harari. Matbaanın keşfinde de aynı şey olmuş, iki yüz yıl boyunca cadılık, büyücülük kitapları, bilim kitaplarından daha çok çekmiş insanların ilgisini.
Buna rağmen, yapay zekâ yöntemleri kullanmak, kullanabilmek artık çok önemli. Elinizdeki veriyi, bilgiyi ne kadar çoğaltırsanız bilgi dağarcığınızı o kadar genişletebilirsiniz. Önemli olan bilgi ile gerçeği karıştırmamak. Gerçeğe ulaşmak için yapay zekâ aracımız olmalı amacımız değil diye düşünüyorum ben de Harari gibi. Ve tabii ki Harari’nin görüşünü benimsemeyenler de var. Yapay zekânın insanlık için çok önemli gelişmelere neden olacağına yürekten inananlar ve özellikle de yapay zekâ algoritma sistemlerini üretenler. Aslında bu sistemlerin insanlığa katkısı çok büyük, bu doğru. Bir ömür süresinde elde etmeniz mümkün olmayan bilgiye on saniye içinde ulaşıverince insan bir hoş oluyor. O elde ettiğiniz bilgiyi doğru değerlendirebilirseniz kat edeceğiniz yol heyecan verici, tabii kurulabilecek tuzaklardan korunabilmek için organik beynimizi kullanabilir ve çocuklarımıza da kullanmayı öğretebilirsek.
Kaynaklar
1 https://www.nobelprize.org/prizes/physics/2024/summary/
2 https://www.goodreads.com/book/show/204927599-nexus