COP26 Sonuçlarının Farklı Açıdan Değerlendirilmesi

İklim adaleti* sağlanmadan COP26 sonuçları başarıya ulaşamaz.

COP 26 her ne kadar istenilen sonuçlara ulaşılamadığı yönündeki gerçekleri ortaya çıkarsa da, sıcaklık artışının 1.5 derece ile sınırlı kalması yönünde tüm dünyanın hemfikir olduğunu ispatladı. Diğer taraftan doğaya en az zararı yaratıp, en çok zarardan etkilenen ve sıcaklık artışları için en az katkıyı sağlayabilen gruplar hakkında farkındalık oluşturması da hemfikir olmak kadar kıymetli. Birleşmiş Milletler Çevre Programına göre, yerli halklar dünya nüfusunun sadece %6 sını oluştursa da, toprakları kalan biyoçeşitliliğin yaklaşık %80’ini barındırıyor. İklim değişiminin devam etmesi sömürgecilik, ırkçılık ve kölelik kavramlarının devam etmesine bir bakıma destek oluyor. Gerek pandemi kapsamlı kısıtlamalar, gerekse varlıkları yeterince önemsenmediğinden COP26 da seslerini ilk başlarda duyuramayan yerli halklar, Gelecek için Cumalar/Fridays for Future etkinliğinde seslerini duyurdular.

*İklim adaleti, fosil yakıtların kullanımından daha fazla sorumlu olanların, bunun iklim üzerindeki etkilerinden daha az zarar gördüğü varsayımına dayanan bir terim. Bu, yaş, zenginlik ve ırkın yanı sıra cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ve engellilik konularındaki farklılıklardan, fosil yakıt endüstrilerinde çalışanları korumaya ve temiz enerjiye geçmeye yönelik politikalara kadar geniş bir alanı kapsıyor.

Kaynak:

https://www.newscientist.com/article/mg25233610-200-cop26-could-never-be-a-true-success-without-delivering-climate-justice/#ixzz7FDnTFjo4
https://www.iklimadaleti.org/biz-kimiz/
https://www.dw.com/tr/iklim-adaleti-nas%C4%B1l-sa%C4%9Flan%C4%B1r/a-57475987
https://bilimvegelecek.com.tr/index.php/2021/11/01/iklim-adaleti-nedir/