Kurban Törenleri ve Ritüellerinin Arkeolojik ve Sanatsal Yansımaları
Nefise Günaydın, Uzman Konservatör
Kurban Bayramı kavramı itibariyle yalnızca dini vecibelerin yerine getirildiği bir zaman dilimi olmanın ötesinde, insanlık tarihinin kültürel ve sembolik yapılarında derin izler bırakan bir ritüel ve simgeler bütünüdür (1). İnsanlığın kültürel ve sanatsal mirasının izlerini taşıyan bu özel zaman; antik çağlardan beri, insanların gökyüzüne, doğa olaylarına, tanrılarına, toplumsal düzenlerine yönelik bağlılık ve saygı gösterilerinin simgesi olmuş, birlik ve sadakat duygularını güçlendirmiştir.
İlk insanlardan bugüne çıkış noktası korku olan kurban kavramı, gerek felaketlerden korunmak, gerek Tanrıları memnun etmek, bereket, sağlık, zafer istemek ve ölülere adak sunmak için benimsenmişse de günümüzde bizler için paylaşımı ifade eden bir ibadettir. Paylaşım kurban olabildiği gibi, kazancı vergilendirmek de paylaşımın bir parçasıdır.
Uzmanlık alanım gereği sizlere bu yazımda özellikle Mezopotamya, Anadolu ve Mısır’da gerçekleştirilen kazı çalışmalarından, kurban ve adak törenlerine ilişkin, birkaç kısa örnek paylaşacağım.
Antik çağlardan günümüze kurbana ait masaüstü ve taşınabilir tasvirlerdeki temsiller, özellikle seramik ve yüksek kabartmalı duvar resimleri hem kurban ritüellerinin görsel anlatımları hem de inançların toplumsal dinamikler içinde nasıl şekillendiği yönünde ipuçları taşır (2). Ayrıca, mezar odalarında ve tapınak kalıntılarında bulunan hayvan iskeletlerini ve onların düzenlenmiş yerleşimlerini irdelediğimizde, kurban törenleri sırasında gerçekleştirilen ritüel hareketlerin ve toplu katılımın izlerini görürüz (5). Hattuşa ve Babil’deki kalıntılarda, hayvan kurbanlarına ait tasvirler ve sunaklar bulunur. Hattuşa Kraliyet Sarayı’nın kalıntılarında ortaya çıkan kurban figürleri ve hayvan kemiği kalıntıları, bu törenlerin dini ve politik boyutunu gözler önüne serer. Ayrıca, mühür olarak kullanılan tamgalar ve yazıtlar, kurban törenlerinin hükümet ve dini otoritelerin sembolik güç gösterileri olduğunu ortaya koyar (3).
İvriz Kaya Kabartmaları, Hititlerin dini ritüellerinde önemli yer tutan kurban sahnelerine ait güçlü arkeolojik örneklerdir. Bu tasvirler, Hitit toplumunun dini inançlarını ve iktidar-ritüel ilişkilerini anlamamıza katkı sağlar. Kabartmalarda, kral veya rahip figürü, fırtına tanrısı Tarhunta veya aşk ve savaş tanrıçası Šauška’ya adak sunarken gösterilir. Sahne genellikle hayvan kurbanı, bağlama veya kesme şeklindedir; hayvanlar büyük ve bağlanmış halde tasvir edilir. Figürler stilize olup hareket ve duruşları sembolik anlatımlar içerir; güç, otorite ve dini bağlılık temalarını yansıtırlar. Hayvan tasvirleri ise, detaydan uzak ama anlamlıdır. Bu eser, Hitit sanatında dini ikonografinin gelişimini ve sembolizm kullanımını gösterir (4). Benzer izleri Avrupa ve Orta Amerika’da yaşamış uygarlıklarda da görmemize rağmen, zaman içerisinde Tek Tanrılı dinlerde kurban ritüelleri değişmiş, korkulan gücü memnun etmek kavramı yerini sevgiyi, teslimiyeti ispat ve paylaşımcılık kavramlarına bırakmıştır.
Paylaşmanın bereketini ve huzurunu hissedeceğimiz bir Kurban Bayramı dönemi geçirmeniz dileğiyle.
Kaynaklar:
- Kizilyürek, K. (1994). İlk İdoller ve Ritüeller. Anadolu Üniversitesi Yayınları.
- Çetin, E. (2015). Mezopotamya’da Kurban Ritüelleri ve Semboller. Ankara: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
- Hassan, R. (2018). Hitit Sanatı ve Dinî İkonografi. İstanbul: Tarih ve Sanat Dergisi, Cilt 22, Sayı 3.
- Larsen, M. T. (1995). The Archaeology of Mesopotamia and Anatolia. Routledge.
- Yıldız, T. (2007). Anadolu’da Dini Ritüeller ve Kurban Gelenekleri. Anadolu Üniversitesi Yayınları.