İklim Değişikliği Kanunu

Uzm. Vet. Hek. Yudum İki Yakın

Nisan ayı başında TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk İklim Kanunu Teklifi neleri kapsıyor? sorusunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Anadolu Ajansına yanıtladı. Temelinde iklim değişikliği ile mücadele için yasal zemin oluşturmak olan teklif ile iklim değişikliği kaynaklı afetlerin yıkıcı etkilerine karşı dirençli şehirlerin oluşturulması, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvikiyle doğa dostu üretim, biyoçeşitlilik ve yeşil alanların korunması sağlanacak. Su ve gıda güvenliğinin artırılması için alınması gereken tedbirler de yasal olarak düzenleme altına alınacak. Ekonominin, şehirlerin, tarım ve gıda başta olmak üzere kritik sektörlerin iklim krizinden en az etkilenmesi için yapılacak düzenlemeleri içeren kanun teklifi ile yerel ve ulusal eylem planlarının hazırlanması sağlanacak. Afetlerin neden olduğu kayıp ve zararların azaltılması amacıyla risk değerlendirme, izleme, bilgilendirme ve erken uyarı sistemleri bütünleşik afet yönetimi esas alınarak geliştirilecek. Sektörlerin uluslararası rekabet gücünün artırılması için doğa dostu üretim süreci yasal güvence altına alınacak.

Türkiye Cumhuriyeti’nin iklim değişikliği ile mücadelede temel amacı 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Büyüme kavramı. Sulak alanların, meraların korunmasını, temiz enerji kaynaklarının kullanımını, sera gazı emisyonunu yok etmeyi amaçlayarak yapılacak yasal düzenlemelerle aklımıza gelen tüm sektörlerde çevreye zarar vermeyecek en doğru üretimin sağlanması hepimizin en büyük isteği. İklim değişikliğinin en önemli unsuru olan insan eliyle verilen zarar ve bunların gelecek nesillere olası etkisi pek çok platformda dile getiriliyor. Eski bültenlerimizde bu konudaki yazılarımızı okuyabilirsiniz.

İklim değişikliğinin yarattığı tehdidin çok yakında olduğu hakkındaki  bilimsel kanıtlara rağmen, dünya genelinde yeterli önlem alma konusunda tüm ülkeler yavaş davranıyor. Yavaşlığın önemli sebebi de mali unsurlar. Sürecin yavaş işlemesinin sonuçları 1995-2010 yılları arasında doğan Z Kuşağı (GenZ) miras alacak. Z kuşağı sanılanın aksine bu durumun bilincinde. “Avustralya'nın üniversiteli Z Kuşağı ve iklim değişikliği konusundaki endişeleri” başlıklı makale, Eylül 2021 ile Nisan 2022 arasında gerçekleştirilen 446 Avustralyalı üniversite öğrencisi üzerinde yapılan temsili bir anketin sonuçlarını aktarıyor.

Önceki nesillerle karşılaştırıldığında, Z Kuşağı tarihte dijital cihazları en fazla kullanan ve dijital hayatla en fazla bağlantılı küresel olarak en çok etkileşimde bulunan ve resmi olarak en çok eğitim alan nesli temsil ediyor. İklim değişikliğinin Z Kuşağı için en önemli çevresel endişe olduğu, bu gençlerin %81'inin önemli ölçüde endişe duyduğu ve çoğunun ciddi iklim kaygısı yaşadığı anket sonuçları ile ortaya kondu. Ancak bu yaygın endişeye rağmen, Avustralya'nın üniversite Z Kuşağı'nın %65'i geleneksel iklim aktivizminde yer almıyor; endişelerini dile getirmek için teknolojiyi kullanıyor. Oysa Dünyanın gelecekteki karar vericileri olan Z kuşağının, bilimsel bilgi ve diğer nesillerle etkileşime girerek politikaları şekillendirmesi ve herkes için yaşanabilir bir gezegeni güvence altına alması da dahil olmak üzere her türlü iklim eylemini hızlandırması hayati önem taşıyor.

Anket sonuçları bir yandan da gençlerin iklim değişikliği hakkında konuştuklarında genellikle görmezden gelinmeleri ve reddedilişleri toplum içindeki yerlerini görme biçimlerini etkilediğini ve iklim kaygısının genel ruh sağlıklarına da yansıdığını gösterdi. İklim kaygısı genellikle daha yaşlı nesillerin mevcut bilimsel kanıtlara göre hareket etmemesiyle tetiklenmekte ve gençler ihanete uğramış hissetmelerine bağlı kendilerini güçsüz ve savunmasız olduklarını düşünüyorlar. Hükümetler ve kurumsal dünyanın harekete geçmekte yavaşlığı Z Kuşağı için hayal kırıklığı, hüsran ve artan stres duygularına sebep oluyor.

Kanımca bu anket sonuçları özetle, her konuda olduğu gibi iklim değişikliği konusunda da yetişkinler olarak bizlerin üzerimizdeki ölü toprağından sıyrılmak ve harekete geçmek için gençlerin yönlendirmesine ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızın bayram olmasının ruhuna uygun, tüm gençlerin özgür kutladığı nicelerini yaşamak dileğiyle. Kutlu olsun!

Kaynaklar:

https://sustainableearthreviews.biomedcentral.com/articles/10.1186/s42055-024-00075-w

https://ebulten.duzen.com.tr/populer-konular/

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cevre-sehircilik-ve-iklim-degisikligi-bakanligi-14-soruda-iklim-kanunu-teklifini-anlatti/3531636