X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Çocukluk Çağı Lösemilerde Minimal Rezidüel Hastalık Takibi

Çocukluk Çağı Lösemilerde Minimal Rezidüel Hastalık Takibi

İsmigül Akın, M. Sc. Biol.

Lösemi, çocuklarda ve gençlerde en sık görülen kanser türlerinden biridir ve çocukluk çağı kanserlerin neredeyse 3'te 1'ini oluşturur. Akut lenfoblastik lösemi (ALL), 2-5 yaş arasındaki çocuklarda en sık görülen lösemi tipidir.  Diğer vakaların çoğu ise akut miyeloid lösemi (AML)'dir. Çocukluk çağında kronik lösemiler nadir görülür.

Minimal Rezidüel Hastalık (MRD), kemoterapi ve/veya diğer tedavilerden sonra kalan çok düşük seviyedeki tümör hücrelerini ifade eder. Çocukluk çağı lösemilerinin biyolojik alt tipine ve tespit yöntemine bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte, yaklaşık üçte ikisinde, indüksiyon tedavisinden sonra MRD tespit edilebilir. Bu nedenle, MRD takibi hastalığın nüks etme riskini değerlendirmek ve tedaviye yön vermek için kritik bir parametredir. Tedavi sonrasında kalan tümör hücreleri, standart değerlendirmeler ile tespit edilemeyecek kadar azdır. MRD analizi ile, standart takip yöntemleri ile tespit edilemeyecek kadar düşük seviyelerde hastalığın kalıp kalmadığı belirlenir.

Lösemide Minimal Rezidüel Hastalık Takibi Nasıl Yapılır?

MRD takibi, kemik iliği veya periferik kandan alınan örneklerle yapılır. MRD takip sıklığı, hastanın ön tanısı, risk grubu ve tedaviye yanıtına göre değişebilir.

Günümüzde yüksek duyarlılığa sahip moleküler ve immünolojik testler kullanılarak gerçekleştirilir. MRD tespiti için kullanılan yöntemler lösemi tipine göre spesifik, son derece hassas, tekrarlanabilir ve geniş çapta uygulanabilir olmalıdır. Her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır. 

Minimal Rezidüel Hastalık Takibinde Kullanılan Testler

  • Akım Sitometri (Flow Cytometry):Yüzey membran antijen analizi (immunfenotiplendirme) yapılarak MRD takibi yapılabilir. Hızlı ve düşük maliyetli bir yöntemdir. Bu yöntemin hassasiyeti ortalama olarak 10-3’dür. Fakat bazı sitometrilerde hassasiyet 10-4’e ulaşabilir.
  • Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR): Lösemik hücrelere özgü genetik yeniden düzenlenmeleri tespit eder. PCR tekniklerinin hassasiyeti flow sitometriye göre daha yüksektir. Bu yöntemle minimal residüel hastalığı saptama sınırı 10-4-10-6 olarak öngörülmektedir.
  • Yeni Nesil Dizileme (Next-Generation Sequencing, NGS): Yüksek duyarlılığa sahip yöntemlerden biridir. PCR yönteminde olduğu gibi lösemik hücrelerdeki gen yeniden düzenlenmelerine bakılır. PCR yöntemine göre daha kapsamlı ve hassastır. Hassasiyeti ortalama olarak 10-5-10-7 olarak öngörülmektedir. Özellikle nüks riski yüksek hastalarda tercih edilir.

Minimal Rezidüel Hastalık Takibi Neden Önemlidir?

  • Hastalığın Nüks Etme Riskinin Belirlenmesi: MRD düzeyi yüksek olan hastalarda lösemi nüksü (tekrarlaması) riski daha fazladır ve MRD pozitif değerlendirilen hastalar daha yakın takip edilir. MRD ile saptanan tam moleküler remisyon ise; hastalıksız ve yaşam boyu sağ kalım için en önemli bağımsız prognostik faktördür.
  • Tedaviye Yanıtın Değerlendirilmesi: Tedaviye yeterli yanıt verilip verilmediğini anlamak için kullanılır. MRD sonuçlarına göre tedavi süresi uzatılabilir, yoğunluğu artırılabilir veya azaltılabilir.
  • Tedavinin Kişiselleştirilmesi: Hedefe yönelik tedavilerin kullanılmasına olanak sağlar.
  • Gereksiz Yan Etkilerin Önlenmesi: MRD negatif olan hastalarda gereksiz ek tedavilerden kaçınılabilir.

Sonuç olarak, MRD izlemi, en güçlü prognostik faktörlerdendir. MRD tabanlı tedavi stratejileri, hem B-cell procursor-ALL hem de T-ALL hastalarında tercihen düşük toksisite ile sonucu iyileştirir. Çocukluk çağı ALL’nin allojenik kök hücre naklinden önceki MRD sonuçları, nakil sonrası sonuç için en önemli belirleyici iken, kök hücre nakli sonrası MRD ölçümleri nüksün öngörülmesine izin verir. Sonuç olarak, MRD ölçümleri kök hücre nakli uygulanan çocukluk çağı ALL hastalarında tedavi kararlarını yönlendirmektedir. Yüksek prognostik değeri nedeniyle MRD teşhisi, antikorlar ve küçük moleküller gibi yenilikçi ilaçlarla yapılan klinik çalışmalarda tedavi etkinliğinin değerlendirilmesinde de kullanılmaktadır.

Günümüzde gelişen teknolojilerin kullanımının artması ile MRD takibi etkili bir şekilde yapılabilmekte ve hastaların sağ kalım oranları bu sayede artırılabilmektedir.

 

Kaynaklar:

  1. Gloria Paz Contreras Yametti 1,2Talia H Ostrow 2Sylwia Jasinski 1,2Elizabeth A Raetz 1,2William L Carroll 1,2,*Nikki A Evensen 2 ,Minimal Residual Disease in Acute Lymphoblastic Leukemia: Current Practice and Future Directions, Cancers (Basel) 2021.
  2. Michael J. Borowitz,,Brent L. Wood,,Meenakshi Devidas,,Mignon L. Loh,, Elizabeth A. Raetz, Wanda L. Salzer, James B. Nachman, Andrew J. Carroll, Nyla A. Heerema, Julie M. Gastier-Foster, Cheryl L. Willman, Yunfeng Dai, Naomi J. Winick, Stephen P. Hunger, William L. Carroll,Eric Larsen, Prognostic significance of minimal residual disease in high risk B-ALL: a report from Children’s Oncology Group study AALL0232, Blood,2015
  3. https://www.cancer.org/cancer/types/leukemia-in-children/treating/children-with-all.html

 

Görüşlerinizi Paylaşın