SİVRİSİNEKLERİN YOL AÇTIĞI HASTALIKLARDA KÜRESEL ISINMAYA BAĞLI SIÇRAMA TEHLİKESİ
Dr. Uğur Çiftçi
Uygarlığın nimetlerinin yanında bir bedelinin de olacağı her vesile ile görülüyor. Fosil yakıt (kömür, petrol, doğalgaz) kullanımının artması, ormanların giderek azalması ve tarım alanlarının genişlemesi, sera gazı emisyonlarını artıran endüstriyel süreçler, motorlu taşıtlar vb insan faaliyetleri küresel ısınmanın başta gelen nedenleri arasındadır. Küresel ısınma ise iklim değişikliklerine yol açmakta, iklim değişiklikleri belirli bitki ve hayvan türlerinin habitatlarının değişmesi veya yok olması olarak tanımlayabileceğimiz ekosistemin bozulmasına sebep olmaktadır. İklim değişikliklerine bağlı olarak sivrisinek vb. vektörlerin daha önce yaşam alanı bulamadığı farklı coğrafyalara yerleşmesi ve buna bağlı olarak başta sıtma olmak üzere deng humması, zikavirus enfeksiyonu, çikungunya virüs hastalığı ve sarı humma gibi hastalıkların şimdiye kadar görülen bölgelerin dışına yayılmaya başladığına ilişkin işaretler gelmeye başlamıştır. Özellikle Aedes aegypti cinsi sivrisinekler dang humması etkeni flavivirusları bulaştırabilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri her yıl dünya çapında 100 milyon insanın dang hummasına yakalandığını tahmin ediyor. Dang hummasına yakalanan insanların sayısı önemli ölçüde artış görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 2000 yılında yaklaşık 20.000 kişi bu hastalıktan öldü . Bu yıl en az 40.000 kişinin ölmesi bekleniyor. İklim değişikliğindeki mevcut eğilimler göz önüne alınarak yapılan modellemeler Aedes'in güney Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nin büyük bölgelerine yayılacağını ve bunun da 2 milyar insanı daha dang humması riskiyle karşı karşıya bırakacağını öne sürüyor.
Kentleşme aynı zamanda hastalığın yayılmasına da yardımcı oluyor. İnsanlar şehirlerde toplandıkça, her bir sivrisinek, iki haftalık kısa ömrü boyunca daha fazla kurbanı ısırabiliyor. Bangladeş ve Hindistan da dahil olmak üzere daha önce hastalıktan pek etkilenmeyen yerlerde vakalar hızla artıyor. Son yıllarda Kaliforniya'da, Güney Avrupa'da ve subtropikal Afrika'da dang humması vakaları hızla artmaktadır. Türkiye’de henüz görülmemiş olmakla beraber komşu ülkelerde vakaların olması, Aedes cinsi sivrisineklerin Türkiye’de de görülmesi ülkemizin de risk altında olduğuna işaret etmektedir. Enfeksiyonların çoğu semptomsuz geçer. Ancak bir kısmında şiddetli eklem ağrısına, kanamaya ve bazen de ölüme neden olan "kemik kırılması ateşi" olarak adlandırılan hastalık tablosu görülür. Yeterince anlaşılamayan sonraki etkiler arasında yorgunluk ve bilişsel bozulma yer alır.

Sivrisineklerle bulaşan bir diğer önemli hastalık sıtmadır. Küresel ısınma nedeniyle sıtmayı taşıyan anofel cinsi sivrisineklerin kıta Avrupa’sı da dahil daha fazla bölgede kendine yer bulabileceği beklenmektedir. Sağlık sistemlerinin hazırlıksız olması halinde ülkemizi de kapsayan coğrafyada sıtma salgınları olasıdır. Cumhuriyet döneminde yapılan büyük mücadeleler sonucunda bugün yerli sıtma kalmamıştır ancak az da olsa ithal vakalar görülmeye devam etmektedir. Sıtmayı bulaştıran anofel cinsi sivrisineklerin ülkemizde bulunması tedbirli ve hazırlıklı olunmazsa sıtmanın her an ülkemize gelebileceğini hatırımızda tutmamız gerekmektedir.
Gerek dang humması gerekse sıtmanın önlenmesinde, doğal dengenin bozulmamasına itina ederek bataklıkların kurutulması, sivrisinek üreten durgun suların sağlıklı hale getirilmesi öncelikli kamusal tedbirler arasındadır. Biyolojik mücadele kapsamında bilim insanları sivrisineklerin dang virüsü bulaştırmasını önlemek için Wolbachia isimli bir bakteri kullandı. Araştırmacılar 2015 yılında bazı sivrisinekleri Wolbachia bakterisi ile enfekte ederek sivrisineklerin genetiğini değiştirdi. Genetiği değiştirilen sivrisinekler Kolombiya’nın üç kalabalık şehrine salındı. Bu sivrisinekler virüs taşıyan sivrisineklerle çiftleştiğinde bakteri yavrulara geçti. 2020 yılının sonlarına doğru genetiği değiştirilen sivrisineklerin salındığı yerlerde dang ateşi vakalarının %94-%97 oranında azaldığı görüldü. Dang humması yayıldıkça diğer yerlerde de bu yöntem kullanılarak başarı sağlanabilir. Sıtma için de sivrisineklere karşı biyolojik mücadele çalışmaları sürüyor ve son yıllarda geliştirilen sıtma aşısı ile Afrika’da vakaların azaltıldığı başarılı sonuçlar alındığı bildirilmektedir.