X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Öfkeli olmak kalp sağlığımıza zarar veriyor

Öfkeli olmak kalp sağlığımıza zarar veriyor

Uzm. Dr. Tahir İsmailoğlu

Kişilik özellikleri ile kalp rahatsızlıkları arasındaki ilişki çok uzun zamandır bilinen bir durum. Stresör faktörlerden olabildiğince uzak kalmanın, dünyada ölüm nedenleri arasında 1. Sırada yer alan kalp ve damar hastalıkları görülme riskini düşüren etmenlerden biri olduğu düşünülmektedir.

Bugüne kadar yapılmış gözlemsel çalışmalar bu etkiyi ortaya koymuş ancak bunun arkasındaki mekanizma ile ilgili bilinenler sınırlı düzeyde kalmıştır. 2024 yılında Amerikan Kalp Derneğinin ortaya koyduğu randomize klinik çalışmanın yayımlanan sonuçlarına göre öfkeli olmanın kan damarlarının genişlemesini olumsuz etkileyebileceğini ve bunun olası bir neden olabileceğini öne sürüyor.

Çalışmanın amacı yukarıda da değindiğimiz gibi, olumsuz, negatif duyguların kan damarlarını nasıl etkilediğini ortaya koymaktı.

Öfke, Geçici Anksiyete ve Stres

Çalışmanın başyazarı ve Columbia Üniversitesi Tıp Merkezinden Dr. Daichi Shimbo, herkesin zaman zaman deneyimlediği olumsuz duyguların fizyolojik etkilerini araştırmak istediklerini belirterek, "Ruh sağlığı hakkında düşündüğümüzde, depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu vb. gibi ciddi kronik rahatsızlıkları düşündüğümüzü" ancak "Konuşmadığımız şeyin ise olumsuz duygular" olduğunu söylüyor. Hem kısa vadeli hem de uzun vadeli kalp hastalığı riskini öfke ve üzüntüyle ilişkilendiren verileri gördükten sonra, bu ilişkinin nedenini merak ettiklerini, öfke, geçici anksiyete ve stres olmak üzere 3 temel duygu etrafında bir çalışma tasarlamaya karar verdiklerini belirtiyor.

Çalışmaya 17-73 yaş arasında tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, lipid metabolizma hastalığı ve psikiyatrik bozukluğu olmayan 280 katılımcı dahil edilmiş.

Çalışmada, • Öfke veya kaygı hatırlama görevi

                    • Depresyonda ruh hali görevi

                    • Nötr bir görev  

olarak kendilerine 3 görev tevdi edilen her katılımcının kolundaki kan damarlarındaki akış değişikliklerini, negatif duygu indüksiyonundan veya nötr görevden hemen sonra ve ardından tekrar 3, 40, 70 ve 100 dakika sonra kan basıncı ölçüm cihazı, bir intravenöz kateter ve bir parmak probuyla ölçerek kayıt altına alınmış.

Çalışmanın sonuçları ise aşağıdaki şekilde ortaya çıkmış:

• Öfke indüksiyonu grubunda kan damarı genişlemesi, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında önemli ölçüde azaldı.

• Kaygı veya üzüntü indüksiyonu koşullarıyla kontrol grubu arasında kan damarı genişlemesinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu.

Öfke indüksiyonu koşulundaki damar bozukluğu, bozukluk öncesi başlangıç seviyesine dönmeden önce 40 dakika kadar devam etti.

Araştırmacılar, çalışmanın, kısa süreli bir öfke nöbetinin damarsal bozukluklarla veya damarların genişleme yeteneğiyle bağlantılı olabileceğinin öne sürülebileceğini söylüyorlar.

Her insanın günlük rutin iş hayatı ve sosyal hayatında karşılaşabileceği bu gibi durumlar sıklıkla oluyorsa bunun kalp krizi ve felçlere yol açabilen uzun vadeli hasarın habercisi olabileceğini ve çalışmada uygulanan duygusal indüksiyonun sadece 8 dakika sürdüğünü ve hafif ile orta arasında bir ölçekte olduğunu bilmenin önemli olduğu belirtiliyor. Verilmek istenen mesaj, çok öfkelenen biri olmanın, sağlıklı kan damarı genişlemesini 40 dakikaya kadar engelleyebileceği, zamanla da bunun ateroskleroz ve gelecekteki bir kalp hastalığına doğru atılan bir adım olabileceğidir.

Dr. Shimbo “Üzüntü ve kaygının kan damarı işlevi üzerinde olumsuz etkileri olmamasına şaşırdım, öfkenin ise vardı,” dedi. “Sanırım bu bize belki de tüm bu olumsuz duyguları tek bir kovaya koymamamız gerektiğini söylüyor.”

Neticede; Öfke ve kalp hastalığı arasındaki bağlantı hakkında öğrenilecek çok şey olmasına rağmen, bu çalışmanın sonuçlarının ek çalışmalar için temel sağlayabileceği belirtiliyor.

“Öfke ile kalkan zararla oturur” atasözümüzün varlığı bizler için her zaman hatırlamamız gereken bir noktayı işaret eder gibi görünüyor.

Bu elde edilen sonuçlar bir ön bilgi olarak görülebilir, ileride yapılabilecek daha geniş çaplı araştırmalara, öfkenin kronik etkisinin incelenmesine katkı sağlayabilir.

Yine biz hekimler açısından hastalara uzun vadeli kardiyovasküler sağlıklarını korumak için çeşitli öfke yönetimi stratejileri konusunda tavsiyelerde bulunmayı hatırlattığı için bu çalışma önemli görülebilir.  Her insanın günümüz koşullarında stres, hayal kırıklığı veya öfkeye neden olabilecek durumlarla sıkça karşı karşıya kalması kaçınılmaz görüldüğünde, bu durumlarla daha iyi ve bilinçli şekilde başa çıkmayı öğrenmek hepimize fayda sağlayacaktır.

Kaynaklar:

https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/2819482


 

Görüşlerinizi Paylaşın