X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

MEME GÖRÜNTÜLEMEDE GELİŞMELER: NEREDEN, NEREYE?

MEME GÖRÜNTÜLEMEDE GELİŞMELER: NEREDEN, NEREYE?

Meme kanseri, kadınlarda en yaygın kanser türü ve önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Meme hastalıklarında görüntüleme yöntemleri; dijital tomosentez mamografi, meme ultrasonografi, meme manyetik rezonans (MR) incelemeleridir. Son yıllarda hastalara kişiselleştirilmiş tanı ve tarama yaklaşımlarının sağlanmasına ve en son tanısal gelişmelere daha fazla önem verilmektedir. Mamografi ile tarama yaptıran kadınların, tarama yaptırmayan kadınlara kıyasla ölüm oranlarında yaklaşık %30 azalma olduğu gösterilmiştir. Mamografi, meme kanseri taraması için en etkili ve maliyet etkin araç olmaya devam etmekte olup pek çok kılavuz 40 yaşından itibaren yıllık mamografi taramasının yapılmasını desteklemektedir. Son yıllarda hastalara kişiselleştirilmiş tanı ve tarama yaklaşımlarının sağlanmasına ve en son tanısal gelişmelere daha fazla önem verilmektedir. Biz kadınlara düşen görev; meme kontrollerimizi aksatmamak, şikayet olmasa da ferdi olarak mamografi (dijital meme tomosentez) yaptırmak olmalıdır. 

 

Meme kanseri, kadınlarda en yaygın kanser türü ve önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Bu nedenle erken ve doğru teşhis hayat kurtarmak için çok önemlidir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında, tanı pratikte sadece klinik olarak konulmaktaydı ve bunun sonucunda tanıda gecikme ve kısa vadede olumsuz bir klinik seyir söz konusu olmakta idi. 

Son 100 yılda meme kanserlerinin teşhisinde uygulanan tanısal görüntülemenin gelişimi; meme lezyonlarının elle tutulur hale gelmeden tespit edebilir olmasını sağlaması ile çok etkin olmuştur. 

Organize mamografi taraması, meme kanserinin erken teşhisi yoluyla meme kanserine bağlı ölümlerde kayda değer bir azalmaya yol açmıştır. 1960’ların sonlarında Amerika Birleşik Devletlerinde, 1988’den itibaren İsveç’te başlayan toplumsal mamografi tarama çalışmaları; tarama yaptıran kadınların, tarama yaptırmayan kadınlara kıyasla ölüm oranlarında yaklaşık %30 azalma olduğunu göstermiştir.

Dünyada en çok kullanılan tarama testi, düşük dozlu bir X-ışını tekniği olan hala Mamografi’dir. Mamografi başlangıçta geleneksel (konvansiyonel- görüntü doğrudan film üzerine kaydedilirken) yöntem ile yapılırken, teknolojik gelişmeler günümüzde kullanılan dijital mamografi sistemlerinin gelişmesini sağlamıştır.  Çalışmalar, dijital mamografinin özellikle özellikle yoğun meme yapısına sahip kadınlarda daha iyi olduğunu ve daha düşük radyasyon dozu avantajı olduğunu göstermiştir. (https://ebulten.duzen.com.tr/guncel-saglik-haberleri/mamografinin-tarihcesi)

Mamografi’de özellikle yoğun memelerde doku örtüşmesi bazı meme lezyonlarının tespitinde zorlukla sonuçlanabilir. Bu sorunun üstesinden gelmek için dijital meme tomosentezi (DMT) geliştirildi. DMT, farklı açılarda bir dizi düşük doz projeksiyon ile meme boyunca çok sayıda ince kesit görüntüsü oluşturulan dijital mamografinin gelişmelerinden biridir. Tomosentezin ilk jenerik konseptinden 1930'larda bahsedilmiş olmakla birlikte memede klinik uygulama ilk olarak 1990'larda, Dr. Daniel B Kopans'ın çalışmaları sayesinde öne sürülmüştür.  Çok sayıda klinik çalışmada DBT'nin; yanlış pozitif tarama geri çağırma oranını azalttığı ve aynı zamanda kanser tespit oranını arttırdığı gösterilmiştir.  


İlaçlı Mamografi (kontrastlı mamografi), mamografideki gelişmelerden biridir. 1930’larda ve 1940’larda araştırılmaya başlanmıştır. Jong ve ark. 2003 yılında mamografiye uygulanan kontrastın (damar içine verilen ilaç) meme lezyonlarını tanımlamadaki iyi yeteneğini ortaya koymuştur.

Memenin incelenmesi için kullanılan bir diğer yöntem Ultrasonografi’dir. Yüksek frekanslı ultrason ilk kez 1951'de Dr. Wild tarafından tanımlanmıştır. Genç yaştaki kadınların meme şikayetlerinin değerlendirilmesinde, mamografide yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda ilk seçilecek metod olarak görüntüleme yerini almıştır. Son yıllarda otomatik meme ultrasonu’nun (ABUS) rolü giderek daha umut verici hale gelmektedir.

Meme görüntülemede Manyetik Rezonans (MR), memede MR kullanımına ilişkin ilk araştırmalar 1980'lerde Dr. Heywang'ın damar içine kontrast madde verilmesi sonrasında meme kanserlerinin çevre dokudan ayırt edilebilmesiyle başlamıştır.  Araştırmalar yoğun meme dokusu olan ve kanser için mamografisi negatif olan meme kanseri açısından yüksek veya orta risk grubundaki kadınlarda MR görüntülemenin en iyi ek görüntüleme yöntemi olduğunu doğrulamaktadır. 

  Yaklaşık 100 yılda mamografi ve meme görüntülemedeki ilerleme ve potansiyel uygulamalar inanılmaz ve baş döndürücü olmuştur. Tarihsel gelişime baktığımızda, sıradan bir röntgen cihazı olarak başlayan mamografideki gelişmeleri, ultrasonografi ve MR incelemelerindeki gelişmeler de takip etmiştir.  Bilim insanları, tüm hastalara en iyi teşhis ve tedavi seçeneklerini sunan en yenilikçi kişiselleştirilmiş yaklaşımlar için çaba harcamaktadır. Dijital mamografiye eklenen tomosentez özelliği, yüksek kalitede görüntü üreten ultrasonografi cihazları; hatta Türk bilim insanı Canan Dağdeviren tarafından geliştirilen  ultrasonik alıcılar ile kanserli dokuları tespit etmeye çalışan ferde yönelik sürekli takip sağlayabilecek elektronik sütyen, görüntü kalitesi yüksek ve aynı zamanda hastaların konforunu arttıracak şekilde planlanan kısa süreli MR incelemeleri, bunlara örnektir.


Doç.Dr.Emine Öztürk

 

Görüşlerinizi Paylaşın