Nice 30 Ağustos'lara!

30 Ağustos Zaferi sadece, yöneticisinin özgürlük ve bağımsızlık hedefine yönelik planına inanan askerinin değil, toplumun kazandığı bir zaferdir.

Ülkenin kuruluşunun temelidir. Milli menfaat ve doğru hedef seçildiğinde, istenenin yapılabileceğinin belgesidir. 

Doğal felaketler insan eliyle medeniyet! kavramında oluşturduğumuz tüketim ekonomisi nedeniyle kuraklık, yangın, sel, heyelan, kasırga olarak artan sıklıkta karşımıza çıkacaktır. İnandığı özgürlüğe kavuşmak için 30 Ağustos zaferine ulaşabilen ülkem, bu tip olası felaketlerin oluşturacağı tahribatı en azda tutacak yaklaşımları planlayacak, uygulayacak eğilim ve irade gücünde, milli menfaatleri şahsi menfaatlerin önünde tutacak fertlere sahiptir. Son zamanda yaşadığımız doğal felaketler dolayısıyla karşılaştığımız önlenmesi, oluşmaması mümkün tahribatın büyüklüğü 30 Ağustos Zaferini gerçekleştirmiş milletimin yazgısı olamaz olmamalıydı! 

30 Ağustos lar 23 Nisanlar, 19 Mayıslar, 29 Ekimler Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısının öğeleridir. Daim olacaklardır.

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1924 yılında Dumlupınar’da yaptığı konuşmada, Büyük Zaferin önemini şu şekilde anlatmıştır:

“30 Ağustos zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı.”*

Bugün Afganistan’daki rejim değişiminin yarattığı endişe sahip olunan özgürlüklerimize eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim gibi pek çok alanda sahip çıkmamız gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır. Yasakların değil kuralların olduğu, bilim çizgisinde bir yaşam toplumumuzun hak ettiğidir.

*https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/45137