29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

En büyük bayramımız olarak kabul ettiğim Cumhuriyet Bayramımızın 92. yılını kutlarken, bize çifte bayram yaşatan haber 2015 yılı Nobel Kimya Ödülünü alan isimlerden birinin Prof. Dr. Aziz Sancar olmasıydı. Sancar’a verilen bu ödülü daha değerli yapan onun bu ödülün “Cumhuriyet ve kazanımlarının eseri” olduğunu söylemiş olması, Cumhuriyet rejimi sayesinde sahip olduğumuz kazanımları bizlere bir kez daha hatırlatmasıdır.

Adnan Saygun, Yaşar Kemal, matematikçi Cahit Arf, Lefter Küçükandonyanis, Süleyman Demirel gibi “Ben Cumhuriyetim” diyen bir çokları, , bir ülkeyi değer yapan kavramlar içerisindedir. Sanatkar, yazar, sporcu, bilim adamı ve siyasetçi vasıfları toplumumuzun üretme, yaratma vasfının yüksek ve bu imkânları bulabileceğini göstermektedir. Bu vasıflar ancak Türkiye Cumhuriyetinin anayasasının dayandığı “Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devleti olması” kavramlarında yeşerebilir.

Ülkemizin ulaştığı sosyal, kültürel ve ekonomik imkanlardan tereddütsüz olarak, gurur duyup, bunlarla şevke gelip, daha ne yapabiliriz, eğitimde değer yaratmayı, yenilikçi olmayı, yaratıcı insanlar yaratma kavramını daha etkin nasıl yerleştirebiliriz sorularının cevaplandırılması gerekmektedir. Bu ülkenin mayasında bu erkler mevcuttur. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, işlenmiş beyinlerin yurtdışında yeşerdikleri kadar, yurtiçinde de yeşermesine imkan sağlamak, gruplaşmaktan ve taraf olmaktan geç kalmadan uzaklaşmak zamanıdır.

Tıpkı Sancar’ın sözlerinde dilediği gibi, ülkemizde yaşanılan tüm bu olumsuz ve kötü olayların, bilimin gösterdiği yol ile çözüme ulaşmasını istiyoruz. Sadece Emek, Barış ve Demokrasi dilekleriyle yola çıkan binlerce insana karşı organize edilmiş ve 100’ ün üstünde şahsın ölümüne sebep olan iki canlı bombanın eylemi ne kadar korkunçsa, arkasındaki beklenti daha da vahimdir, ürkütücüdür, çok iyi değerlendirilmelidir. Konya’daki milli maçta bu olayı tel’ in için yapılan saygı duruşuna gösterilen reaksiyon, bunca teröre ve ufak tefek denemelere rağmen ülkenin bir bütün olarak beraber yaşama arzusunun kırılma belirtisi olmasın. Milli birliği, ilk önce dilimiz sonra da faaliyetlerimizle ortaya koymalıyız. Yaşasın Cumhuriyet! Cumhuriyet Yaşasın! Cumhuriyetin bir başka kazanımı olan Sayın Levent Kırca’nın arkasında bıraktığı “Atatürk ile kalın, Cumhuriyet ile kalın, hoşçakalın” cümleleri belki de tüm bu satırlarımın özeti oldu. Cumhuriyeti daha ileri düzeylere, daha hızlı taşıyacak nesillerle nice bayramlara.