X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Ulu Kurt (Dire Wolf)

Ulu Kurt (Dire Wolf)

Dr. Ayşe Ergüven Ph.D. Biol.

Nisan ayının ilk günlerinde Amerika Birleşik Devletleri Dallas’ta bulunan bir biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences[1], yaklaşık 12.500 yıl önce nesli tükenen bir kurt türünü antik DNA, klonlama ve gen düzenleme teknolojisini kullanarak başarılı bir şekilde yeniden yaşatmayı başardığını duyurdu.

Üç kurt yavrusu idi duyurunun konusu. İlk videoları çok tatlı idi. Üretilen canlının adı ulu kurt (dire wolf) olarak geçiyordu. Öyle miydi gerçekten?

Taksonomideki yeri

Ulu kurt, Pleistosen'in sonlarında Kuzey Amerika ve Güney Amerika'da görülen kurt benzeri büyük bir köpektir, taksonomik olarak da köpek olarak düşünülmektedir.  1858'de Canis dirus olarak tanımlanan bu hayvan, genellikle daha büyük bir kafatası, daha geniş omuzları ve büyük pelvisi ile gri kurttan (Canis lupus) daha dayanıklı olarak kabul edilir. Ulu kurdun (Dire wolf) ayırt edici karakterleri arasında ağzında bulunan kuvvetli dişler olduğu gibi bazı arka dişlerden yoksun olması da yer alır. Ulu kurdu tanımlamak için kullanılan morfolojik karakterler genellikle türdeş C. lupus ile karşılaştırılarak tür düzeyinde odaklanmıştır. Bununla birlikte, ulu kurdun Canis olarak sınıflandırılması bazı araştırıcılar tarafından desteklenmemiş, Merriam 1918'de onu ayrı bir cins olan Aenocyon olarak yerleştirmiştir. Sonraki taksonomik tanımlamalar Aenocyon dirus ve Canis dirus olarak birlikte kullanılmaya başlamıştır. Ancak genetik çalışmalar ulu kurdun farklı bir soy olduğunu ve Canis cinsinin dışında kaldığını göstermiştir.[2],[3]

Türe ait örneklerin bulunması 1854 yılında, tür adının verilmesi ise 1858'dedir. Alt türleri olmadığı düşünülüyorsa da Aenocyon dirus guildayi ve Aenocyon dirus dirus diye adlandırılmış alt türler de tanımlanmaya çalışılmış. Bu tanımlamaları yapabilmek için kullanılan fosil örneklerinin en büyük koleksiyonu ise Los Angeles'taki Rancho La Brea katran çukurlarından elde edilmiş.

İlk olarak ulu kurdu gri kurttan ayırmak için elde edilen geçmiş kriterler gözden geçirilmiş ve bu köpeklerin morfolojiye dayalı filogenetik ilişkilerini araştırmak için özellikle işitme bölgesi olmak üzere kafatasları mikro-CT teknolojisi ile incelenmiş. Genetik olarak birbirleri ile olan ilişkileri tespit edilince antik DNA yöntemi ile genom analizi yapılmasına geçilmiş. Bu arada bu canlıyı geri getirebilir miyiz konusu gündeme gelmiş.

 

Antik DNA (aDNA) Analizi

Bu yavrular iddia edildiği gibi 12.500 yıl önce yok olmuş canlılar olabilir mi?

Bu soruya cevap verebilmek için kullanılan teknolojiye ve teknolojinin sağlayabildiklerinin güvenilirliğini değerlendirmek gerekiyor.

İlk olarak antik DNA’nın (aDNA), yani o devirde yaşadığı düşünülen canlının kalıntılarından elde edilen DNA örneklerinin, yeterli ve sağlam olduğunu kabul etmek gerekir. Elde edildikleri yer bir katran çukuru. Burada ölen canlılar fiziksel olarak korunabilirler ancak elde edilen DNA çok kısa parçalara ayrılmıştır. Geçmişte de Los Angeles’te aynı yerde bulunan kılıç dişli kaplana (Smilodon fatalis) ait örneklerden DNA elde edilmeye çalışılmış. Fakat bu DNA örneklerinde de tam bir genom analizi yapılamamış.

Bugünkü gelişmiş klonlama teknikleri işe yaramış mı?

Bugün kullanılan en gelişmiş DNA dizileme yöntemi NGS olarak bilinen duyarlılığı yüksek yeni nesil dizilemedir. Bu yöntemle bile örnek aDNA’nın sadece %1’i gerçek organizmaya ait çıkar sonuçta. Çoğu DNA elde edildiği düşünülen organizmanın bulunduğu ortamdaki mikroorganizmalara aittir. Buradan elde edilen bilgi mitokondri DNA’sı veya küçük genom parçalarıdır, bunlar NGS ile genom dizilimi yapmak için kullanılmış. Bu çalışmada hedef organizma ulu kurt (dire wolf). Genom diziliminin analizi yapılarak işe yarayan genler, bunların içinde de hangilerinin hedef organizmaya ait olduğu bulunmuş. Sonraki adımda CRISPR (clustered regularly interspaced short palindromic repeats) ile DNA dizilimi düzenlenmiş. Elde edilen düzenlenmiş ve gri kurttan farklılıkları da taşıyan DNA bugün yaşayan bir dişi gri kurdun genomuna entegre edilmiş. Burada kullanılan genom tüm genom değil farklılıkları taşıyan gen dizilimi!

Colossal Biosciences’ın bu genetik müdahaleyle ürettiği kurtların yaratılış öyküsü kısaca ve basitçe bu. Özetle, bu hayvanlar çoğunlukla gri kurt DNA’sı taşıyor. Dolayısı ile genetik olarak gerçek bir ulu kurt soyuna değil gri kurtların soyuna ait, yani ulu kurt benzeri ama değil. Benzetmek için kullanılan gen düzenleme teknikleri sadece dış görünüşü etkileyebilmiş ama genetik olarak ulu kurt ile evrimsel geçmişleri tamamen farklı.

Biyolojide bir tür sadece görünüş olarak değil genetik soy, üreme davranış özellikleri ve ekolojik olarak yaşadıkları alanlar ile de tanımlanır. Bu durumda elde edilen bu üç küçük yavru muhtemelen Canis lupus yani gri kurt maalesef. Ama bu hayvanların üremelerinin sonucunu da incelemek ilginç olurdu!

 


[1] https://edition.cnn.com/2025/04/07/science/dire-wolf-de-extinction-cloning-colossal/index.html

[2] https://gsa.confex.com/gsa/2024SE/webprogram/Paper398369.html

[3] https://www.nature.com/articles/s41586-020-03082-x

 

 

Görüşlerinizi Paylaşın