X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Cumhuriyetimiz 100 yaşında!

Cumhuriyetimiz 100 yaşında!

Cumhuriyetimiz 100 yaşında!

Anketi sonuçlarını derleyen- Semra Dindar 

Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutluyoruz. Ülke ve millet olarak tıpkı kur(t)uluş mücadelemizde olduğu gibi bu yüzyıl boyunca da büyük fedakârlıklarla ülkemizi bugünlere getirmeyi başardık. Bu kutsal yürüyüşte kuşkusuz en büyük pay, vatanın evlatlarını yetiştiren kadınlarımızındır. Kadınlarımız, Cumhuriyetle birlikte sadece analık yapmakla kalmadı, üretimden siyasete, eğitimden, yönetime her alanda görev aldı ve karar mekanizmalarına katıldı. Ne mutlu ki bize, bu gün geldiğimiz noktada kadınlarımız hayatımızın her alanında söz, yetki ve karar sahibidir.

Cumhuriyetimizi gelecek yüzyıllara taşıyabilmek için kuşkusuz her bireye ve her müesseseye büyük görevler düşmektedir. Bu vesileyle Düzen Laboratuvarları olarak, Cumhuriyetin 100. Yılı nedeniyle, çoğunluğu kadınlardan oluşan çalışanlarımıza “Cumhuriyetin, kadınların yaşamına etkisi”başlığı altında sorular yönelttik ve çalışanlarımızın sorulara verdiği özenli yanıtları değerlendirdik. E-postaortamında gerçekleştirdiğimiz bu ankete katılan, sorulara verdikleri yanıtlarla cumhuriyetimize sahip çıktığını gösteren, cumhuriyetin kazanımlarının farkında olan değerli çalışanlarımızla aynı çatı altında olmanın mutluluğunu yaşadık.

Anket sorularımızı ve değerli çalışanlarımızın verdiği yanıtları sizlerle paylaşmadan önce, amacımızın cumhuriyetimizin 100. yılında bir farkındalık yaratmak olduğunu belirtmek isteriz. Ankete katılım gösteren çalışanlarımızın ayrı ayrı tüm görüşleri son derece değerli ve önemliydi. Görüşlerini paylaşan personelimize teşekkür ederiz.

               “Vizyon sahibi bir kahraman!”

1. Cumhuriyet sayesinde, Türk Kadınının, başta Fransa, Japonya olmak üzere; Çin, İsviçre ve Kuveyt’ten önce seçme ve seçilme hakkını elde etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Bu soruda amacımız, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün ve arkadaşlarının medeniyet anlayışına, ileri görüşlülüğüne ve gelecek vizyonuna dikkat çekmekti. Onlar, kadının erkekten eksik olmadığını, toplumun erkek ve kadından oluşan bir bütün olduğunu ve kadının da toplumun geleceği konusunda karar verme, yönetme, yönetici tayin etme hak ve kabiliyetine sahip olduğunu biliyorlardı. 

Sevinerek gördük ki ankete katılan değerli çalışma arkadaşlarımızın verdiği yanıtlar, bu konuda ki bilincin ve farkındalığın en üst düzeyde olduğunu ortaya koydu.

Yanıtlarda, ‘’gurur verici!’’ ifadesi öne çıkarken, biri ne kadar şanslı olduğumuzu vurguluyor, ankete katılan pek çok kişi de teşekkür ve minnet duygularını dile getiriyordu. 

Özellikle bir çalışanımızın kurduğu cümle hepimizin duygularına tercüman oldu.

 

“Vizyon sahibi bir kahramanın Türk kadınlarına verdiği en önemli hediyelerden biri olarak değerlendiriyorum.”

 

“Türk kadınının yapamayacağı bir iş yoktur!”

 

2. Cumhuriyet öncesi dönemde seçme ve seçilme hakkı olmayan, çalışma ve eğitim hayatında sınırlı olarak var olabilen, mahkemede tanık olarak bile yeterli görülmeyen Türk kadını, Cumhuriyet ile birlikte, Türk toplumu içindeki yerini ve statüsünü tayin etmiş, kafes arkasından dünyayı seyretmeye veda etmiş, özgürleşmiştir. Bu anlamda laiklik ilkesinin kadın hak ve özgürlükleri açısından önemini birkaç örnek ile değerlendiriniz.

 

Kuşkusuz ki laiklik, Cumhuriyetimizin en değerli kazanımlarından biridir ve tüm hak ve özgürlüklerin hukuki anlamda korunmasının güvencesidir. Çalışanlarımızın laiklik ile ilgili değerlendirmeleri de bu güvencenin niteliğini ve önemini net bir şekilde ortaya koymuştur. Yanıtları okurken gözümüze çarpan birkaç samimi ifade çok etkileyiciydi ve bunları sizinle paylaşmak istedik.

 

Laiklik çağdaş yaşam biçimi olduğundan, sürekli olması, korunması ve içtenlikle savunulması gereken bir ilke. İnsan hakları ve özellikle kadın haklarının garantisi gibi. Eğitim en başta olacak şekilde devletin her alanı laikliğini korumalı.”

 

Türk kadının yapamayacağı bir iş yoktur.  Ancak coğrafya kader midir? Evet öyle…  Bir de madalyonun arka kısmındaki kadınlarımız hiçbir zaman özgür olamıyorlar. Üzücü!”

 

Özgür düşüncenin, demokrasinin ve kadın haklarının güvencesi olan laikliğin korunmasına, yaşamın her alanında aklın, bilimin önderliğinin kabul edilmesine bugün her zamandan çok ihtiyaç vardır.”

 

 

 

“Kendi ekmeğimi kendim kazandım”

 

3. Cumhuriyet ile birlikte erkeklerle eşit olarak eğitim alma hakkı kazanan Türk kadını, herhangi bir etki altında kalmaksızın istediği şekilde eğitim ve öğretim imkânlarından faydalanabiliyor. Bu süreç kadının çalışma hayatındaki gelişimini ne ölçüde hızlandırmıştır?

 

Bu bölümde çalışma arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler, hem çok yüreklendirici ifadeler içeriyor hem de kadın-erkek eşitliği ilkesini sarsabilecek durumlara dikkat çekiyordu.

“Eğitim ve öğretim nitelikli meslek sahibi olma, bilimde ilerleme yönünden çok kıymetlidir. Cumhuriyet ile birlikte Türk kadınının evine hapsolmuş yetenekleri gün yüzüne çıkmaya fırsat bulmuştur.

 “Maalesef istendiği düzeyde çalışma hayatına katılabilmiş değil kadınlar… Tüm Türkiye Cumhuriyeti bütününde bakıldığında…. Cumhuriyetin 100. yılında hala kız çocukları okutulsun diye kampanyalar düzenliyor olması üzücü olmaktan çok acı verici. Bir başka kavram da son yıllarda giren hayatımıza, kadının çalışma hayatına evden katılması. İyi bir niyetle kadınlara ekonomik özgürlük sağlamayı hedefleyen bu anlayış maalesef kadını, sosyal dünyadan, kadın-erkek yan yana fiziki çalışma ortamından uzaklaştırıp, kapalı kapılar ardına kısıtlamaya çalışan bir duruma dönüşüyor. Bu durum ne yazık ki genç annelerce matah sayılıp, bir zenginlik mertebesi olarak görülüyor. Oysa kadınlar evden uzaklaşarak, sokağa çıkarak, topluma karışarak da ekonomik özgürlüğünü sağlayabilir. Kadın sokakta/toplumla iç içe olmadıkça, evlerde özgür beyinler yetişmeyeceği kanısındayım.”

Bir diğer çalışma arkadaşımız ise cumhuriyetin kazanımlarının toplumun tüm kesimlerince yeterince özümsenemediğini ve bunun yarattığı sıkıntıları hatırlatıyordu.

“Çok büyük bir katkısı olmuştur. Ancak halen çeşitli iş kollarında erkek hegemonyası devam etmektedir. Bunun nedenleri araştırılmalıdır.”

 

“Fizyolojik yapımız dışında kadın erkek fark etmeksizin aynı şeyleri aynı şartlarda başarabiliriz. Kadın yapamaz-edemez düşüncesi gözümüzdeki perdedir. Bu perde kalktığı sürece eşit şartlardayız. Birbirimize sadece insan olarak baktığımızda, cinsiyeti, dini, ırkı ne diye bakmadığımızda her alanda gelişmemiz için hiçbir engelimiz yok. Bizi engelleyen toplumumuzda var olan gerici zihniyettir. Ki dini de kendilerine göre şekillendirmeye çalışan topluluk ülkemizin gelişmesini engellediği gibi dinin de yanlış şekillenmesine sebep olmaktadır. Cumhuriyeti de dini de doğru okuduğumuzda refah günler gelecektir.”

Biz de buradayız, biz de varız diyerek sesimizi tüm dünyaya duyurduk”

“Yapabildiğimizi başarabildiğimizi herkes görsün ve de gördü!”

Eğitim ve öğretim alan her insan eğitim aldığı ve öğrendiği kadar özgürdür. Kadınların çalışma hayatında yer alması üretmesi varlığını ataerkil bir topluma kabullendirme fırsatı da sağlamış ve bu süreci hızlandırmıştır.”

Kendi ekmeğimi kendim kazanıyorum kimseye minnet etmiyorum.”

 

“Anne olmayı ben istedim”

4. Türk Kadınının, Cumhuriyet ile birlikte kendi bedeni üzerinde tek yetki ve karar sahibi olması, okuma, evlenme, doğurma ya da doğurmama hakkının tanınması, kadının birey olarak gelişimine nasıl bir katkı sağlamıştır?

 

Çalışma arkadaşlarımızın bu bölümde yaptığı değerlendirmeler hem çok gurur verici hem de sarsıcıydı. Cumhuriyetimizin kazanımlarının, toplumumuzun tüm kesimlerinde yeterince karşılık bulmadığı gerçeğiyle yüzleşmenin ve bu konuda ısrarlı ve bilinçli bir mücadele vermenin ne kadar elzem olduğunu bir kez daha hatırlattı.

 

Özgür, eşit olma duygusu, kendi bedeni ve hayatı üzerinde inisiyatif alabilme, kendine güven ve yeterlilik sağlamıştır.”

Hür karar vermesi baskıyı ortadan kaldıracaktır. Aksi takdirde kadın üzerinde oluşacak baskı zorla evlendirilen, doğurtulan kadının mutsuz, baskı altında yetişen çocuklar büyütmesine sebep olacaktır. Bu çocuklar da yetişkin olduğunda aynı şekilde mutsuz, özgüvensiz çocuklar yetiştireceğinden, yerinde sayan hatta gerileyen bir toplum olmak kaçınılmaz olacaktır. Kadın bir toplumun şekillenmesindeki en önemli figürdür.

Anne olmayı ben istedim kendi çabam kendi imkânlarımla tedaviyle (tüp bebek) anne oldum”

Birey olduğunu, var olduğunu anlamasına hayata bakışı, yaşam sevinci duymasını sağlamıştır.”

 “Kadın sadece bir eş ve anne olma konumundan çıkmış,  kendini tanıyıp, kendi ilgi ve becerileri doğrultusunda eğitim alması ve iş hayatına atılması konusunda cesaret vermiştir.”

 “Tüm bunların kadına özgüven verdiği muhakkak ancak halen kendisine tanınmış olan bu yetkiyi kendi başına kullanan kadın oranının ne kadar olabildiğini merak ediyorum. Bazen kendi ailemiz, arkadaş çevremiz veya yaşadığımız bölge ile algımızın da sınırlandığını fark ediyor ve ötesi için endişeleniyorum.”

 

“Babamdan kalan mirasımı erkek kardeşlerimle eşit şekilde paylaştım!”

 

5. Cumhuriyet ile Türk Kadınının erkeklerle eşit miras hakkına sahip olması, kadınımızın toplumdaki konumunu nasıl etkilemiştir?

 

Bu soruya verilen yanıtlar, miras hakkının eşitlik ilkesi ile ayrılmaz bağını vurgulaması açısından çok değerliydi. Bu konudaki sorunların günümüzde de çeşitli şekillerde devam etmesi, Cumhuriyetimizin kazanımları konusunda daha büyük gayretler sarf etmemiz gerektiğini bir kez daha öne çıkardı.

“Var olan bir malın sahibi erkek olduğu gibi kadının da olabileceğini erkek nasıl bir insan ise kadının da eşit şekilde olduğunu, iki cinsiyetin de eşit haklar içerisinde olduğunu göstermiştir.”

Kadının eş ve aile kaybı sonrasındaki ekonomik hayatının güvence altına alınmasını sağlamış ve mağduriyetin yol açacağı suistimalleri önlemiştir.”

“Halen bu hakkı kullanamayan ya da hakkını yasal yollarla halletmek zorunda kalan kadınlarımız var.”

“Erkeklerle kadınların eşit olma hakkını kazanmış; evlenme, boşanma, mirastan eşit pay alma gibi konularda Türk kadınının hakları güvence altına alınmıştır.”

“Kadın,  doğal hakkı olan miras paylaşımında da eşit haklara sahip olmuş, ekonomik özgürlüğünün kendisi adına alacağı birçok kararda özgüvenle adım atabileceği hissiyatını güçlendirmiştir. (Günümüzde Cumhuriyet döneminde dahi hala kardeşlerden kadın olana mirastan hak verilmediği görülmektedir. Bu haklara sahip olamadığımızı düşünmek dahi istemiyorum!)

Maddi olanakları bulunan kadın güçlüdür, öz güvenlidir, hiç kimseye ihtiyaç duymaz.

“Erkeğin üstünlüğü diye bir şey olmadığı kadınların da her şeyden eşit ölçüde alabileceğini, kadın erkek eşittir hiçbir fark yoktur demenin en güzel tarifi…”

Babamdan kalan mirasımı erkek kardeşlerim olmasına rağmen eşit bir şekilde paylaştım

Eşit miras hakkı kadın ve erkek arasındaki en büyük eşitsizlik kavramını ortadan kaldırdı. Kendine güvenen cesur kadınlarımızın sayısı arttı. Kadınlar güçlenirse insanlık güçlenir.”

“Çok da düzgün yapıldığını düşünmüyorum. Aile erkek çocuğuna yaşarken bir şekilde mal varlığını geçiriyor. Sadece doğal ölüm olursa ani gerçekleşen mahkeme kararı ile kadın belki hakkını alabiliyor. Ataerkil toplum olduğumuz için kıza verilenin yabancıya gittiği düşüncesi çok da değişmemiştir.”

 

“Adalet, laiklik ve demokrasi olmazsa olmazımızdır!”

6. Cumhuriyet kazanımları içerisinde yer alan adalet, laiklik ve demokrasi sizce Cumhuriyetin 100 yılını nasıl etkilemiştir?

 

 “Adalet, laiklik ve demokrasi olmazsa olmazımızdır. Bu üç değeri kaybetmiş olsaydık 100. yılımıza ulaşamazdık. Dileriz ki gelecek nesiller bu değerlerimize sahip çıkar ve nice 100 yıllar kutlarız.”

“Bütün zorluklara rağmen mücadeleden kaçmamak.”

“Adalet kavramının son yıllarda yara aldığını düşünmekle beraber ilelebet laik, demokratik ve adil bir ülke olmasını diliyorum ülkemin.”

“Elbette ilk kurulduğu yıllardaki kadar keyif verici olamadı özellikle son yıllardaki yaklaşım son derece üzücü ve yıpratıcı maalesef. Cumhuriyetimizin 100. yılında Atamızı saygı ve minnetle ananlardan olmak, onun yolunda ve izinde yürümekten vazgeçmemek, şartları ne kadar zorlarlarsa zorlasınlar MUSTAFA KEMAL ATATÜRK demekten vazgeçmeyeceklerden olmak, umutlu olduğumuzun göstergesidir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e saygı ve minnetle…”

“Bize bu ülkede özgürce dinimizi yaşamayı, kendimizi özgürce savunabilmeyi, özgürce seçme ve seçilme hakkı vermiştir. Ulu önder Atatürk 'e minnettarız.

“Tüm mükemmel kazanımlar birer birer ülkece kaybedilirken, çocuklarıma daha güzel bir yaşam alanı bırakamayacak olmak beni gerçekten çok üzüyor. Umarım tüm senaryo yeniden yazılabilir. Saygılar.”

 

 

“Aslına bakılırsa siyasi olarak bir gerileme sağlanmak istense de biz Türk kadınları bize verilen haklardan vazgeçmeden ilelebet özgürlük ve refah bir ülke için çalışıp çocuklarımızda bu bilinçle yetiştiriyoruz.

 

 

Görüşlerinizi Paylaşın