X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Cumhuriyetimizin 100. Yılında 21. Yüzyıl becerilerine sahip miyiz?

Cumhuriyetimizin 100. Yılında 21. Yüzyıl becerilerine sahip miyiz?

Eğitim de Neredeyiz?

 

Yazıma  Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1922 yılı 3. Toplantı açılış konuşmasındaki bildirisi ile başlamak istiyorum. 

 ‘’İnsanlar sadece maddi değil, özellikle bu maddi kuvvetin içerdiği manevi kuvvetin etkisiyle yapıcıdırlar. Milletler de böyledir. Manevi kuvvet özellikle bilim ve inançla yüksek bir biçimde gelişir. Öyleyse hükümetin en verimli ve en önemli görevi eğitim işleridir. Bu yolda başarılı olmak için öyle bir program izlemek zorundayız ki, o program milletin bugünkü haline, toplumsal ve hayati ihtiyaçlarına, çevre koşullarına, çağın gereklerine uyum sağlasın, onlara uygun olsun. Bunun için çok büyük, ama hayali ve karışık fikirlerden uzak durup gerçeğe derinliklerini görerek bakmak, dokunmak gerekir. ‘’

Cumhuriyet’in ilanından bugüne kadar eğitim sistemimizde beklenen verimliliği yakalayabildik mi?

Cumhuriyet ilan edildikten sonra; Atatürk ve çalışma arkadaşları eğitimin toplumsal kalkınma ve çağdaşlaşmamızdaki önemini kavramışlardı. Bu nedenle o yıllarda ilk öncelik olan okuma yazma sorununu çözmek ve eğitimi ulusal düzeyde yaygınlaştırmak için olağanüstü bir çaba harcadılar.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında; bütün okullar Eğitim Bakanlığı’na bağlanarak eğitim-öğretim birliği sağlanmış, eğitimde; çağdaş, demokratik ve laik bir sistem benimsenmiş, tarih ve dil konularında millileşme hız kazanmış,  okuma yazmayı kolaylaştırmak ve okur yazar oranını artırmak amacıyla yeni Türk harfleri kabul edilmiş ve kadınların eğitimine de önem verilerek karma eğitim sistemine geçilmiştir.

Günümüz Türkiye’sinde eğitimde bizler çağın gereklerine uyum sağlayabildik mi?

Son yıllarda 21. Yüzyıl gereksinimlerini birçok eğitimci ve araştırmacı yazar önemle vurgulamaktadır. 2017 yılında Wagner[1] [2] , 21. Yüzyıl gereksinimlerini öğrencilerin ihtiyaç duyacağı becerileri yedi grupta toplamıştır: 

  • Eleştirel düşünme ve problem çözme
  • Ağlar genelinde işbirliği yapma ve etki yaratarak öncülük etme
  • Hız ve uyum
  • Girişkenlik ve girişimcilik
  • Etkili sözlü ve yazılı iletişim
  • Bilgiye erişme ve bilgiyi analiz etme
  • Merak ve hayal gücü

Peki çocuklarımızın ve gençlerimizin içinde bulunduğu eğitim sistemi, onlara bu yetkinlikleri kazandırıyor mu? Maalesef bu yönde çalışmalar başlatılmaya çalışılsa da dünyanın çok gerisinde kaldığımız gerçeğini kabul etmeliyiz. Sınav odaklı bir eğitim sistemi ile bu becerileri çocuklarımıza ve gençlerimize kazandırabilmemiz çok mümkün görünmüyor.

TIMSS (Trends in International Mathematics and Science Study), PISA (Programme for International Student Assessment, PIAAC (Programme for the International Assessment of Adult Competencies) gibi farklı alanlarda yapılan ölçeklerde Türkiye’nin eğitimde geri  kaldığı çok net olarak görülüyor.

Eğitim harcamaları için yeteri kadar ekonomik destek sunuluyor mu?

Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün raporunda, eğitime yapılan yatırım harcamalarında,  42 ülke arasında 37. sırada yerini aldı. (Detaylı rapor için link:https://data.oecd.org/eduresource/education-spending.htm)

OECD’nin başka bir raporunda ise 3-5 yaş grubu okul öncesi eğitim alan çocuk oranı Türkiye için yüzde 41 olarak belirlendi. OECD ülkelerindeki  ortalama oran ise yüzde 83! Birçok araştırmacı “21. yüzyıl becerileri” olarak sıralanan becerilerin kazandırılmasına, çocuğun dünyaya gelmesiyle başlanması gerektiğini vurguluyor. Maalesef bu noktada da eğitim sisteminde sınıfta kaldık.

 

Öte yandan yüksek öğretim kurumlarında da durum benzer şekilde. 2015 yılında,Times Higher Education’ın (THE) dünya üniversiteleri sıralamalarında, ilk 200’e Türkiye’den 4 üniversite girmişti. 2023 sıralamasına bakıldığında maalesef ilk 400’e giren üniversitemiz yok.

 

Durum böyleyken, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri yakalamamız mümkün mü? 

 

Cumhuriyet’in ilk 100 Yılını arkamızda bırakırken, bilginin saatler içerisinde sürekli katlanarak arttığı ve teknolojinin her an hızla ilerlediği, yapay zekanın ön planda olduğu bu çağda, kritik düşünebilen, ekip çalışmasına yatkın olan, inovatif bakış açısına sahip, yaratıcı, bilgi, medya ve bilişim teknolojileri okuryazarlığına sahip, esneklik ve adaptasyon yeteneği olan, gerektiğinde rasyonel inisiyatif ve risk alabilen, liderlik ve sorumluluk gibi özellikleri kazanan çocuklar ve gençler yetiştirmek en önemli görevimiz olmalı! 21. Yüzyıl gereksinimlerini yakalayabilmek için tüm çocuklarımızın ve gençlerimizin merak duygusunu köreltmeyelim ki, merak eden ve sonucunda araştırma yeteneğine sahip bir nesile sahip olalım.

 

Söze Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle başlamıştım. Tekrar dönüyorum o söze: “Eğitim programı milletin bugünkü haline, toplumsal ve hayati ihtiyaçlarına, çevre koşullarına, çağın gereklerine uyum sağlasın, onlara uygun olsun”.

 

Başta çocuklar ve gençlerimiz olmak üzere tüm milletimizin 100. Yılı kutlu olsun!

 

 

 

Kaynakça:

  • T.(2017)”7 Survival Skills for the 21st Century” Harvard University. 
  • Şirin,S., 14 Mart 2022 ‘’Eğitimde Dünyayı Yakalamak İçin Hemen Atmamız Gereken 7 Adım” 
  • Erkut E.,13 Haziran 2023 “Times Higher Education” (THE) Sıralamalarında Üniversitelerimiz 
  • https://data.oecd.org/eduresource/education-spending.htm
  • https://www5.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d3yy.htm

 

 

 

 

Bio.İsmigül Akın

 

 


 

Görüşlerinizi Paylaşın