X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

OSTEOPOROZ

OSTEOPOROZ

Osteoporoz, kemiklerin yoğunluğunun azalması ve kalitesinin düşmesi nedeniyle incelmesi ve gücünü kaybetmesi durumudur. Zayıf ve kırılgan kemiklerin oluşumuna yol açan osteoporoz, küçük bir düşme veya çarpmadan sonra bile kırılma riskini büyük ölçüde arttıran bir hastalıktır. Belirgin bir semptomu olamaması (sessiz hastalık) nedeniyle birçok insan kırık geçirene kadar osteoporoz olduğunu bilmez.

Dünya çapında, 50 yaşın üzerindeki her üç kadından biri ve her beş erkekten biri, osteoporoz  nedeniyle kırık bir kemikten mustarip olacaktır.

''Osteoporoz kader midir?''

''Osteoporoz kader midir?'' sorusunun cevabı kemik sağlığımıza gösterdiğimiz önemde gizli sanırım. Yaşamın her aşamasında sağlıklı bir yaşam tarzına öncülük ederek osteoporozun önlenmesine yardımcı olabilirsiniz.  

Doğumdan yetişkinliğe kadar kemikler, en güçlü, en yoğun ve kırılma olasılığının en düşük oldukları, ''en yüksek kemik kütlesi'' denilen zamana  ( 20'li yaşlarımızın başında) ulaşana kadar gelişir ve büyür. Osteoporozun önlenmesi için , sağlıklı bir kemik diyeti ve bol miktarda egzersizin, çocukların mümkün olan “en yüksek kemik kütlesine” ulaşmalarına yardımcı olduğu çocukluk döneminde başlar. Bu önemlidir, çünkü yetişkinliğe ulaştığınızda ne kadar fazla kemik kütlesine sahip olursanız, ileri yaşlarda zayıf ve kırılabilir kemiklere sahip olma olasılığınız o kadar düşük olur.  Östrojenin koruyucu etkisinin kaybolduğu 50 yaş civarında, menopozdan sonra kemik kaybı hızla oluştuğundan kadınlar için erken önlem özellikle önemlidir.

Önleme için en önemli adımlardan biri, osteoporoz ve kırık kemikler için sahip olabileceğiniz risk faktörlerine karşı uyanık olmaktır.  Risk faktörü, hastalığa yakalanma şansınızı artıran her şeydir. Risk faktörlerinin neler olduğunu bilmek, kemik kaybını azaltmak için harekete geçmenize yardımcı olacak ve gerekirse bu konuda tetkik yaptırmanızı, tibbi destek almanızı teşvik edecektir.

Bir veya daha fazla risk faktörüne sahip olmak, osteoporoz geçireceğiniz anlamına gelmemekle birlikte, daha fazla risk faktörüne sahip olmanız, hastalığı geliştirme şansınızı/şansızlığınızı yükseltir.

 

Risk Faktörleri Nelerdir? (https://www.osteoporosis.foundation/patients/about-osteoporosis/risk-factors )

Değiştirilemeyen osteoporoz risk faktörleri;

  • Yaş; yaşlandıkça, osteoporoz olma olasılığınız artar. Osteoporoza bağlı kırıkların yaklaşık %75'i 65 yaş ve üstü kişilerde meydana gelir.
  • Cinsiyet, kadınların osteoporoz geliştirme olasılığı erkeklerden daha fazladır.
  • Ailede osteoporoz öyküsü, ebeveynlerinizde osteoporoz veya kırık bir kalça varsa, daha büyük risk altındasınız.
  • Önceki kırık, küçük bir düşüşten sonra bir kemiğiniz kırıldıysa, bu osteoporozunuz olabileceğinin bir işaretidir.
  • İlaçlar, bazı ilaçların (uzun süreli glukokortikoid tedavisi, osteoporoz veya artmış kırık riski ile bağlantılı yan etkileri vardır.
  • Bazı hastalıklar (Romatoid Artrit, Kronik böbrek yetmezliği, kanser…) kemikleri zayıflatabilir ve osteoporoz ve kırık riskini artırabilir.

Değiştirebileceğiniz osteoporoz risk faktörleri;

  • Aşırı alkol alımı
  • Sigara içmek, sigara içmeyenlere kıyasla kalça kırığı riskini neredeyse iki katına çıkarır.
  • Düşük vücut kitle indeksi, Sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak önemlidir - ve 19'un altında bir BMI ile zayıf olmak önemli bir risk faktörüdür.
  • Zayıf beslenme. Kalsiyum, protein, meyve ve sebzelerden zengin bir diyet kemik sağlığına fayda sağlar. 'Yetersiz beslenme', sonuç olarak düşme ve kırılma riski daha yüksek olan yaşlılar için büyük bir endişe kaynağıdır.
  • D vitamini eksikliği, Düşük D vitamini seviyeleri, özellikle dışarı çıkmayan yaşlılar arasında veya kış aylarında kuzey enlemlerinde yaygındır.
  • Yeme bozuklukları, Anoreksiya veya bulimia gibi rahatsızlıklar, kemik sağlığı için tehlikeli olan aşırı kilo kaybına neden olabilir.
  • Hareketsizlik (yeterli egzersiz yok), Egzersiz eksikliği kemik (ve kas) kaybına neden olur
  • Düşük diyet kalsiyum alımı, Kalsiyum kemik sağlığı için çok önemli bir besindir. Yaşla birlikte, vücudun kalsiyumu emme yeteneği azalır, bu da yaşlıların daha yüksek miktarlara ihtiyaç duymasının nedenlerinden biridir.
  • Sık düşmeler, Düşme eğilimi olan kişilerde kırılma riski daha yüksektir

 

OSTEOPOROZ NASIL TANINIR?

Osteoporoza bağlı kemik kaybı herhangi bir semptom göstermeden gerçekleşir. Osteoporoz genellikle 'sessiz hastalık' olarak adlandırılır, çünkü çoğu insan ( normalde bu kadar şiddetli bir yaralanmaya neden olmayacak)  küçük bir düşme veya çarpma sonucu kemiği kırılana kadar osteoporoz olduğunu bilmez.

Omurga kırıkları genellikle aşırı derecede ağrılıdır, ancak bazen değildir. Bu durumda, osteoporozunuz olduğunu düşündürebilecek sadece iki 'görünür' işaret ; boyda kısalma hissi ve kavisli sırt, tek işareti olabilir.

                                               

*Boyunuzda 4 cm veya daha fazla kayıp olması     *Bir kambur veya kavisli üst sırt gelişimi

Osteoporoz nedeniyle kırılan kemiklerin sadece ağrılı olmadığı, çoğu zaman yaşamı değiştiren sakatlık ve bağımsızlık kaybının bir nedeni olduğu yeterince vurgulanamaz. Bu nedenle, kırıklar oluşmadan önce erken teşhis ve tedavi edilmenizi sağlamak çok önemlidir!

KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞU TESTİ (BMD) TESTİ NEDİR?

Osteoporoz için risk faktörleriniz varsa, doktorunuzdan kemik sağlığı değerlendirmesi istemeniz önemlidir. Kırık riski değerlendirmenizin sonuçlarına bağlı olarak, Kemik Mineral Yoğunluğu (BMD) testi önerilebilir. Bazı ülkelerde (örneğin ABD), risk faktörleri olup olmadığına bakılmaksızın 65 yaşındaki tüm kadın ve erkekler için BMD testi önerilir.

BMD testi, osteoporozunuz olup olmadığını veya gelecekte osteoporoz geliştirme olasılığınız olup olmadığını ölçmek için güvenli, hızlı ve ağrısız bir yöntemdir. Farklı BMD testleri türleri mevcuttur, ancak en yaygın olarak kullanılan ve önerilen yöntem, çift enerjili X-ışını absorpsiyometrisi anlamına gelen DXA olarak adlandırılır. DXA, oldukça küçük yüzdelerde kemik kaybı tespit edebilen bir X-ışını türüdür.

Kemik yoğunluğu raporunuzdaki T-skoru, kemik kütlenizin yirmili yaşlarındaki ortalama sağlıklı bir yetişkinin kemik kütlesinden ne kadar farklı olduğunu gösterir.T-skoru standart sapmalarla (SD) ölçülür ve kemik kütlenizin normal aralıkta olup olmadığını veya osteopeni (normal kemik yoğunluğu ile osteoporoz arasında bir ara kemik kaybı aşaması) veya osteoporoz (bir T-skoru) olup olmadığını tanımlar. BMD testinizin sonuçları osteopeni veya osteoporoz gösteriyorsa, bu otomatik olarak bir kırığınız olacağı anlamına gelmez. Yaşam tarzı değişiklikleri ve doktorunuzun kemik kaybını yavaşlatmak ve kırıkları önlemeye yardımcı olmak için bir dizi  tedavi yöntemleri vardır.

OSTEOPOROZDAN NASIL KORUNALIM?

                YETİŞKİNLER; sağlıklı kemiklerin korunmasına yardımcı olmak ve erken kemik kaybını önlemek için birçok şey yapabilirsiniz. Diyetinizde basit değişiklikler yapmak, yeterince egzersiz yapmak ve kötü yaşam tarzı alışkanlıklarını terk etmek sadece osteoporozu önlemenize yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda genel refahınıza da fayda sağlayacaktır. Kemik sağlığı için iki temel besin maddesi olan yeterli miktarda kalsiyum ve protein içeren sağlıklı bir diyet sağlayın.

Yeterli miktarda D vitamini alın. Ortalama bir genç yetişkinin günde yaklaşık 15 dakika güneşe maruz kalması gerekir. Yağlı balık, yumurta, mantar ve güçlendirilmiş süt ürünleri veya meyve suları gibi bazı yiyeceklerle D vitamini alımınızı artırabilirsiniz.

Sağlıklı bir vücut ağırlığını koruyun (çok zayıf olmak-vücut kitle indeksi-BMI 19'un altında- kemik sağlığınıza zarar verir). Aktif olun! Düzenli ağırlık taşıma ve kas güçlendirme egzersizi yapın. Sigara içmekten ve ağır içki içmekten kaçının.

Osteoporoz risk faktörlerinizin farkında olun ve erken teşhis ve gerekirse tedavi alın.

YAŞLILAR;  Kalça, omurga ve bilek kırıklarının yaklaşık %75'i  65 yaş ve üzeri kişilerde meydana gelen yaşlı yetişkinlerde osteoporoz riski en yüksektir. Yukarıda listelenen önleme önerileri tüm yetişkinler için geçerlidir, ancak daha büyük yaşlarda aşağıdakilere özel dikkat gösterilmelidir. Yeterli kalsiyum, protein, D vitamini ve diğer besin maddelerinin sağlanmalıdır. Yaşla birlikte vitamin ve minerallerin  vücutta emilimi azalabilir. Aslında, yaşlı yetişkinler yeterince yemedikleri ve diyetlerinde yeterli protein ve vitamin almadıkları için genellikle yetersiz beslenmeden muzdariptir. Süt tüketiminin az olduğu ve dışarıda çok az zaman harcandığı durumlarda kalsiyum ve D vitamini takviyesi düşünülmelidir. Dengeyi, duruşu, koordinasyonu ve kas gücünü geliştiren egzersiz faaliyetlerine katılım sağlanmalıdır. Yaşlandıkça hem kemik hem de kas kütlesini daha hızlı kaybederiz, bu nedenle egzersiz daha da önemli hale gelir. Düzenli ağırlık taşıyan fiziksel aktiviteye ek olarak, yaşlı yetişkinler, dengeyi ve kas gücünü geliştirmeye yardımcı olan egzersizleri seçmelidir. Evin içinde ve dışında düşmeleri önleme konusunda dikkatli olunmalı ve özellikle osteoporoz için risk faktörleri tanımlanmışsa, bir kemik sağlığı değerlendirmesi için bir doktora ile görüşülmelidir.

 

Osteoporoz ile en sık ilişkili kırıklar kalça, omurga ve el bileğindedir. Omurga kırıkları en yaygın olanıdır, ancak birçok insan sırt ağrısını sadece yaşlanmanın bir işareti olarak görür ve doğru tanı almaz. Ve unutmayın, bu durumu önlemeye ve kemiklerinizi güçlü tutmaya yardımcı olmak için yapabileceğiniz şeyler vardır: sağlıklı bir kemik diyeti uygulayın, düzenli egzersiz yapın, olumsuz yaşam tarzı faktörlerinden kaçının ve osteoporoz için risk faktörlerine sahip olup olmadığınızı öğrenin. Erken teşhis ile daha etkili tedavi edilebilir ve ileride oluşabilecek kırıkların önüne geçilebilir.

 

https://www.osteoporosis.foundation/patients/about-osteoporosis

https://www.bonehealthandosteoporosis.org/

 

Görüşlerinizi Paylaşın