X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Vajinal Kandidiyazis Antifungal Direnç

Vajinal Kandidiyazis Antifungal Direnç

Vulvovajınal Kandidiasis, dünya çapında milyonlarca kadını etkileyen, vulva ve vajinanın antibiyotik kullanımı, sağlıksız iç çamaşırı seçimi nedeni ile normal flora elemanlarının oranının değişmesi ile meydana gelen bir enfeksiyondur. Önemli bir sağlık sorunu olup, yanlış ve sık antibiyotik kullanımı nedeni ile son yıllarda insidansı gittikçe artmaktadır.

Kadınların yaklaşık %75'i hayatları boyunca en az bir kez vajinal kandidiyazis geçirirken, %40-50'si yılda 4 veya daha fazla atak geçirmektedir.

Enfeksiyonun primer sorumlusu Candida albicans iken yanısıra non-albicans türler (C. glabrata, C. tropicalis, C. krusei, C. parapsilosis, C.lusitaniae ile S. cerevisae ve Rhodotorula gibi) ve diğer cinslere ait türler de görülmeye başlanmıştır.

Tedavisinde flukonazol, mikonazol gibi azol grubu antifungaller, nistaninin ve bunların amfoterisin B ile kombinasyonları kullanılmaktadır. Son dönemlerde özellikle non-albicans türlerde gelişen dirençle beraber azol grubu ilaçlara duyarlılık azalmıştır. Bu nedenle invitro yapılacak antifungal duyarlılık testlerinin önemi daha da artmıştır. Son yıllardaki olguların epidemiyoloji değişiminin non albicans mayaların artışına bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu artış nedeniyle tedavi süresinde uzama olmakta ve uygun olmayan antifungal ajanların kullanımı görülmektedir. Tedavi süresince olguların laboratuvar konfirmasyonunun yapılmayışı uygunsuz tedavi veya yarıda bırakılma ile sonuçlanmaktadır.

Dota ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, antifungallara karşı mayaların direnç ve duyarlılıklarını bir kaç method kullanarak karşılaştırmışlardır. Bu çalışmaya göre vajinal enfeksiyon yapan mayalar nerdeyse sistemik enfeksiyona neden olan mayalar kadar direnç kazanmış gözükmektedirler.

Dota ve arkadaşları buna ragmen vajinal kandidiyazis tedavisinin ampirik olarak, gözü kapalı yapıldığına dikkat çekmektedir. Oysa olguların çoğunda ketokonazol ve mikonazol gibi tedavide sıkça kullanılan antifungallara direnç söz konusudur ve bu sonuçlar ışığında vajinal kandidiyazis olgularında antifungal duyarlılık testlerinin yapılmasının önemi bir kez daha açığa çıkmaktadır.

Antifungal duyarlılık testleri, sıklıkla the Clinical and Laboratory Standart Institute (CLSI) tarafından valide edilen disk difüzyon yöntemi ile çalışılmaktadır. İlaca ait MIC değerleri test edilemese de etkenin duyarlı, dirençli ya da doza bağlı dirençli olduğu hakkında yorumlar yapılabilmektedir. Metodun kullanımı kolay ve hızlı olmasına rağmen flukonazol dışında standardizasyonunun olmayışı ve özellikle MIC (Minimal inhibitor konsantrasyon) değerlerinin elde edilemeyişi dezavantajlarıdır. Bu nedenle geliştirilmeye ihtiyacı vardır.

Tedavideki genel yaklaşım polien ile azol grubunun kombinasyonu şeklindedir. Antifungal direnci tespit edilmeden ilaç kullanımı dirençli mayaların oluşumuna neden olunmakta ve bu olgular komplike hal almaktadır. Benzer sorun polien grubu ilaçlarda da yaşanmaktadır. Özellikle non albicans Candida'larda nistatine olan direncin belirlenememesi ile tedaviye yetersiz yanıt veya gereksiz yüksek doz antifungal kullanımı görülmektedir. Antifungal ilaçların uzun süre ve gereksiz kullanımı karaciğer toksisitesine neden olabileceğinden önemlidir.

Araştırıcılar, antifungal duyarlılık testinin her zaman invivo etki ile bağdaşmadığını söylemektedir. Bu değişikliklerin bireye, ilaca ve mikroorganizmaya bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle antifungal duyarlılık testleri tedaviye yardımcı testlerdir.

 

Görüşlerinizi Paylaşın