X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Pandemi Sürecinde Normalleşme Adımlarının Sayısal Verilere Etkisi

Pandemi Sürecinde Normalleşme Adımlarının Sayısal Verilere Etkisi

Ülkemizde pandemi sürecinin yönetiminde 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle önemli bir adım atılarak yeni bir döneme geçildi. Aynı tarihli genelge ile sosyal hayata yönelik birçok tedbir kaldırıldı. Maske, sosyal mesafe ve hijyen tedbirleri uygulamaları ise devam ediyor. Ancak, artan kalabalığa bağlı temas artışı riski düşünüldüğünde bu tedbirlerin ne derece etkili olacağının değerlendirilmesi gerekir.

Bir önceki sayımızda, ülkemizde pandemi ilanının yapıldığı Mart ayı ile bültenimizin yayınlandığı Mayıs ayı sonu arasındaki zaman diliminde açıklanan resmi verileri analiz ederek değerlendirmiştik. Analizlerimizde bu tarih aralığındaki günlük vaka-test oranı, ölen-iyileşen hasta oranı, ham ve düzeltilmiş vaka ölüm hızları ile ikiye katlanma süresi üzerinde durmuş ve ürettiğimiz grafiklere ait yorumlarımızı siz değerli okuyucularımızla paylaşmıştık.

Hatırlayacağınız üzere Mayıs ayı bültenimizde yer alan ilgili yazımızda A.B.D. Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Dr. Anthony Fauci’nin 12 Mayıs 2020 tarihinde senatoyu bilgilendirmesi sırasında yaptığı uyarılara vurgu yapmıştık (http://ebulten.duzen.com.tr/pdf/bulten-92-sayi). Tekrar hatırlatmak gerekirse Dr. Fauci, sosyal mesafe, izolasyon ve temas takibi gibi kontrol noktalarının ihmal edilerek yürütülecek normalleşme süreçlerinin birden fazla odakta salgının yeniden artışına neden olabileceği konusunda uyarıyordu.

Bültenimizin güncel sayısında ise bir taraftan tüm sürece ait veri analizlerini aynı kavramlarda güncellerken, bir yandan da özellikle 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle geçiş yaptığımız normalleşme sürecinin sayısal veriler üzerine etkisini analiz etmek ve değerlendirmelerimizi paylaşmak istedik.

Güncel verilerle günlük vaka sayıları ve vaka/test oranlarını içeren Grafik 1’ e bakıldığında günlük yeni vaka sayılarının Nisan ayı ortalarında en yüksek seviyelere (yaklaşık 5000 vaka) ulaşarak, takip eden günlerde giderek azaldığı görülmektedir. Mayıs ayı sonunda günlük yeni vaka sayıları 1000’in altına inerken, 2 Haziran tarihinde en düşük değer olan 786 rakamına düştüğünü görmüştük. 1 Haziran’dan itibaren normalleşme sürecinde tedbirlerin hafiflemesi ile ilişkili olduğu düşünülebilecek bir dalgalanma ile birlikte günlük yeni vaka sayısının 1500’ü aşması dikkat çekmektedir. COVID-19 hastalık belirtilerinin etken ile temastan sonraki yaklaşık 5-12 günlük süreçte ortaya çıktığı düşünüldüğünde vaka sayıları üzerindeki normalleşmeye bağlı etkilerin yansımalarını, normalleşme ile birlikte artan temasa bağlı olarak Haziran ortasında belirgin şekilde gördük.

Aynı grafikte sunulan vaka/test oranları incelendiğinde günlük vaka/test oranlarının düşük seyrettiği ve yaklaşık % 2.5 seviyesine yerleştiği görülmektedir. Bu düşüklüğün, tanı testi olarak kullanılan rt-PCR yöntemi ile toplumda enfekte olan kişileri yakalamaya yönelik test politikalarından ziyade rt-PCR pozitif tanı almış vakaların yakın çevrelerine rt-PCR testi uygulanmasının, artan elektif operasyonlar öncesi opere edilecek hastaya ve refakatçisine test yapılması uygulamalarının, mükerrer testlerin ve sanayi bölgeleri, spor kulüpleri, artan yurtdışı çıkışlar öncesi gibi nonspesifik kalabalık taramalar ile ilişkili olduğu düşünülebilir.

 

Aktif enfekte hasta sayısını ve düzeltilmiş toplam iyileşen hasta oranını gösteren Grafik 2. incelendiğinde, aktif enfekte hasta sayılarında Nisan ayı sonunda başlayıp Mayıs ayı ortalarına kadar devam eden azalış hızının Mayıs ortaları itibariyle göreceli olarak yavaşladığı görülmektedir. Haziran başından itibaren ise normalleşme sürecinin aktif enfekte hasta sayısı üzerindeki etkilerinin, Haziran ortasından itibaren azalma eğilimini terk ettiği gözlenmektedir. Yorumlanması zor olmakla birlikte grafikte Haziran ayı başında gözlenen hızlı bir düşüş dikkat çekmektedir. Bu ani düşüş, hastalığa ait belirtilerin etken ile karşılaşıldıktan sonra toplumun %97’sinde 5.1 gün sonra ortaya çıktığı bilgisi ile birlikte yorumlandığında, normalleşme öncesi yaklaşık 2 aylık sürede alınan tedbirlerin meyvelerinin olgunlaştığı zamanda mı normalleşmeye geçildiği sorusunu akla getirebilir. Çünkü normalleşme tarihinden yaklaşık bir hafta sonra başlayan azalmanın, bu tarihten itibaren, etkenle karşılaşma sonrası belirtilerin ortaya çıkması için gerekli zamanla uyumlu bir şekilde artış yönünde ilerlediği görülmektedir. Haziran ortasında hafif bir artış sonrası Temmuz ayına kadar bir plato ile seyrettiği görülmektedir. Temmuz başından itibaren ise artan sayılara bağlı olarak resmi makamlardan yapılan uyarıların ve dünyadaki kötü örneklerin oluşturduğu tecrübenin ve kısmi normalleşme sürecinde devam eden maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına riayetin etkisi ile yine bir azalma eğilimine geçtiği düşünülmektedir. Ancak bu azalma eğiliminin Nisan-Mayıs ayları arasında tedbirlerin en sıkı uygulandığı dönemdeki kadar hızlı olmadığı açıktır. Toplam iyileşen hasta sayısının 14 gün önceki toplam vaka sayısına oranlanması ile düzeltilmiş iyileşen hasta oranının %98 seviyelerine ulaşmış olduğu görülmektedir.     

 

Normalleşme sürecinde en dikkat çekici artışın yoğun bakım ve entübe hasta sayılarında olduğu görülmektedir. Günlük yoğun bakım ve entübe hasta sayıları Grafik 3’te sunulmuştur. Grafik incelendiğinde, özellikle normalleşme süreci sonrasında, Haziran başına kadar önemli ölçüde azalma eğilimindeki yoğun bakım ve entübe hasta sayılarının, normalleşme adımları ile birlikte anlamlı düzeyde arttığı görülmektedir.

Yoğun bakım hasta sayısının 7 Haziran itibariyle, entübe hasta sayısının ise 12 Haziran itibariyle artış trendine girmesi 1 Haziran normalleşme sürecinin etkisi olarak düşünülmektedir. Buradan yola çıkarak yoğun bakım hasta sayısını 7 gün önceki vaka sayılarına, entübe hasta sayısını ise 12 gün önceki vaka sayılarına oranlamak suretiyle düzeltilmiş yoğun bakım ve entübe hasta oranları hesaplanmış ve Grafik 4’te bu oranlar yüzdesel olarak ifade edilmiştir. Yoğun bakım ve Entübe hasta oranlarındaki artışlar, 1 Haziran tarihinde geçilen normalleşme ile birlikte özellikle 65 yaş üstü hastaların sosyal hayata daha fazla karışmaları nedeni ile olduğunu akla getirmektedir.

Ancak bu artışın ölen hasta sayılarına ilişkin açıklamalarla uyumlu değildir. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın Haziran ayı başında AB büyükelçileri ile yaptığı toplantıya ilişkin açıklamalarında (https://www.hurriyet.com.tr/gundem/bakan-koca-acikladi-iste-corona-virusten-olum-yas-ortalamasi-41534997) ölen hastaların %93’ünün 65 yaş üstü hastalar olduğunu beyan etmiştir. Sayın Bakanın 23 Temmuz tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre ise 1 Hazirandan itibaren ölen 1043 hastanın sadece 136’sının 65 yaş altı (yaklaşık %13) hastalar olduğu beyan edilmiştir. 65 yaş üstü ölen hasta oranının haziran ayı öncesi oranı ile %93’lerden, 1 Haziran tarihi sonrası %87’lere gerilemiş olması başka bir durumla izah edilmeye muhtaçtır. Çünkü yoğun bakım ihtiyacı duyulan hastaların daha çok yaşlı ve komorbid hastalıkları olan bireyler olduğu bilinmektedir. Normalleşme süreci kapsamında hafifletilen tedbirlerden birisi de 65 yaş üstü için uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması oldu. Ancak buna rağmen yoğun bakım ve entübe hasta sayıları, açıklanan yaş oranları ile birlikte değerlendirildiğinde yorumlamayı güçleştirmektedir.

Hem Grafik 3. hem de Grafik 4. verileri birlikte değerlendirildiğinde normalleşme süreci sonrası en önemli artışın yoğun bakım ve entübe hasta sayılarında gözlenmesi ve 65 yaş üstü ve komorbid hastalıkları olan bireylerin bu yönüyle daha çok etkileniyor olması özellikle bu grubun kendilerini self-izolasyonla, normalleşme sonrası artan yoğunluğa bağlı temas riskinden korunma tedbirlerine önem vermesi gerekliliğini öne çıkarmaktadır.

Kurban Bayramı öncesi, gerek şehir içi gerek şehirler arası seyahat yoğunluğunun artacağı düşünülerek, tedbirleri hafifletmemizin ve rehavetin sadece kendimize değil, yüksek ihtimalle en yakınlarımıza zarar vereceğini aklımızda tutmamız gerek. Maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına iyi uyum göstererek, mecbur kalmadıkça risk almayacağımız sağlıklı bir bayram geçirmeniz dileklerimizle…

 

Görüşlerinizi Paylaşın