X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

İmmun Sistemimiz Bize İhanet Ederse…!

İmmun Sistemimiz Bize İhanet Ederse…!

Benim amcam, sizin kızınız, bir arkadaşınızın oğlu, kardeşi etrafımızda birçok insan nedenini bilmediği, bulamadığı bir grup hastalıkla savaşıyor. Doktorunuz da size immun sistemin (bağışıklık sistemi) çok çalıştığını ama yanlış hedeflere yöneldiğini söyledi.

İmmun sistemimizin yönünü şaşırdığı “Otoimmün Hastalıklar” olarak bilinen bu hastalıkların Romatoid Artirit (RA), Tip 1 Diyabet, Sistemik Lupus Eritamatozis, Tiroid Hastalıkları, Sedef, Multiple Skleroz (MS) vb. 80’den fazla çeşidi vardır. Tanı konabilmesi için hastalar doktor doktor, klinik klinik gezmektedirler. Kanser ve kalp hastalıklarından sonra en önde gelen hastalık grubudur ve sadece Amerika’da çoğu kadın olan, 50 milyondan fazla insanı etkilemektedir. 65 yaş altı kadınlarda en sık ölüm nedenlerindendir. Ülkemizde ne yazık ki kesin rakamlar bilinmemektedir.

İmmun (bağışıklık) sistemimiz, vücudumuzu mikroorganizmalara ve diğer yabancı maddelere karşı koruma görevini yerine getiren bir sistemdir. Başlıca iki kısımdan oluşmaktadır. Humoral immun sistemi dediğimiz, B lenfositler;  yabancı maddelere, mikroorganizmalara saldıran ve onları vücuttan uzaklaştıran antikor adını verdiğimiz proteinleri üretir. Diğeri ise hücresel immun sistemi adını verdiğimiz, T lenfositleridir ki bunlar; yabancı maddelere ve mikroorganizmalara direk saldırabilir. Her iki sistemin gelişimi zamanla olmaktadır. Özellikle humaral sistemin harekete geçebilmesi için yabancı madde ile karşılaması gerekmektedir. Kendisine ait bir hafızası olan humaral immun sistemimiz, karşılaştığı tüm yabancı maddeleri tanır ve ona karşı stratejisini geliştirir. Normalde immun sistemimiz, "kendinden olan" ve "olmayanı" ayırt edebilir ve "kendinden olmayanlar" olarak algıladığı dokulara saldırarak, onları imha etmeyi hedefler. Mikrooragnizmalara karşı aşılamalar bu sürece en güzel örnektir. Aşı ile zayıflatılmış olarak tanıdığı mikroorganizmaya immun sistem nasıl müdahale edeceğini öğrenir, hafızasına yerleştirir ve gerçek mikroorganizma ile karşılaştığında savunmasını yapar.

Otoimmün hastalıklar, immun sistemin normalde tanıyarak reaksiyon vermemesi gereken vücudun kendi hücre ve/veya dokularına karşı reaksiyon vermesi ile meydana gelen, immun sistemimizin bize ihanetinden kaynaklanan hastalıklardır. Bu hastalıklarda immun sistem, vücudun normal yapıtaşlarının bir veya bir kaçının kendinden olduğuna inanmamakta ve onlara karşı antikorlar oluşturmaktadır. Oluşan antikorlar (otoantikorlar) normal dokularla savaşarak onları harap etmekte, işlevlerini düzgün yerine getirmelerine engel olmaktadırlar.

Bizi yabancı etkenlerden korumasını beklediğimiz immun sistemimizin çıldırmasının, bize ihanet etmesinin altında ne yatıyor ve onunla nasıl savaşabiliriz? Henüz buna cevabını bulabilmiş değiliz. Birçok teori var ve tedaviler bu teoriler üzerinden yapılarak hastalıkların önlenmesine çalışılmaktadır. Kalıtsal bir eğilim kesinlikle vardır. Otoimmün hastalıklar, bir dizi birbiri ile ilişkili reaksiyonun arka arkaya meydana gelmesi ile oluşur. Bu reaksiyonların başında moleküler benzerlik (mimicry) mekanizması gelir. Bazı otoimmün hastalık tiplerinde (örn:  romatizmal ateş) bir bakteri veya virüs immun yanıtını tetiklemekte, antikorlar veya T hücreleri, bazı hücre organellerini, daha önce karşılaştığı mikroorganizmaya benzettiği için normal hücrelere saldırmaktadır. Bir grup hastada da gelişmekte olan tümöral yapıya karşı harekete geçen immun sistem, tümör ile aynı hücreden köken alan sağlıklı dokulara da saldırmaya başlamaktadır.

Anne rahminde yetersiz beslenme, Sezaryen ile doğum yapılması nedeniyle, normal doğumda anneden bebeğe geçtiğini bildiğimiz bağırsak florasının yerleşmemesi, anne sütü ile beslenmenin ihmal edilmesi, fazla steril ortamda büyüme, beslenme bozuklukları, insülin direnci, psikolojik travmalar, otoimmun hastalıkların oluşumuna sebep olan nedenlerdir. Bu sebeplerden biri veya birçoğunun bir arada olması, immun sisteminin yeteri kadar gelişmemesine ve görevini yapamamasına veya yanlış yapmasına neden olabilir. Bu nedenlere bazı etkenler de eşlik ederse otoimmun hastalıklar tetiklenebilir. Ağır metaller ile toksisite (cıva, amalgam, vb), genetiği değiştirilmiş tohumlardan üretilen gıdalar (GDO), rafine tuz, rafine şeker, yüksek yoğunlaştırılmış fruktoz şurubu, bağırsak florasını bozan antibiyotikler, ağır metal içeren aşılar, bakteri, virüs ve diğer enfeksiyonlar otoimmün hastalıklarının gelişiminde rol oynadığından şüphelenilen nedenlerdir.

Otoimmün hastalıklar, birçok organa zarar verebilir veya yalnızca bir organ veya dokuya yönelik reaksiyon verebilir. En sık görülen otoimmun hastalıklar içerisinde Romatoid Artrit (RA) , Sistemik Lupus Eritematozus, Skleroderma, Sjögren Sendromu, Goodpasture Sendromu, Tip 1 Diabetes Mellitus, Hashimoto TiroiditiÇölyak Hastalığı, Primer Biliyer Siroz, Otoimmün Hepatitler, Multipl Skleroz (MS), Limbik Ensefalitler sayılabilir.

Birçok hastada, birkaç otoimmun hastalık birden gözlenebilmektedir. Bazı olgularda ise antikorlar spesifik doku veya organa yönlenmemiş olabilir. Örneğin, antifosfolipid antikorlar kandaki pıhtılaşma faktörleriyle reaksiyona girerek kan damarları içinde kan pıhtılarının oluşmasına (tromboz) yol açmaktadır. Tüm otoimmun hastalıkların tanısında oto antikorların araştırıldığı kan testleri kullanılmaktadır. Kullanılan testler spesifik olarak bir hastalığa işaret edebilen testler ve/veya kişinin otoimmun hastalığa yatkınlığı hakkında bilgi veren testler olabilir. Sadece bahsi geçen bu testlerin yapılması tanı konması için yeterli değildir. Test sonuçlarının klinik bulgular, semptomlar ve diğer laboratuvar sonuçları ile birlikte değerlendirilmesi önemlidir. Otoimmun hastalıkların tedavisi için çeşitli ilaçlar kullanılmakta ancak tam kür sağlanması mümkün olamamaktadır. Semptomların düzeltilmesi, organ ve doku hasarının asgari düzeyde tutulması ve organ fonksiyonlarının korunması hedeflenmektedir. Hastalıkların nedeni, otoimmun reaksiyonları tetikleyen mekanizmalar doğru ve etkin tedaviyi bulabilmek için halen araştırılmaktadır.

Peki, immun sistemimizi nasıl küstürmeyeceğiz? Tüm kitaplar aynı şeyi söylüyor; iyi yaşayın! Sağlıklı beslenin, uykunuza dikkat edin, düzenli egzersiz yapın ve stresten kaçının. İşte ek birkaç uyarı daha;

  • Sigara kullanmayın,

  • Alkol tüketiminizi sınırlayın,

  • Gereksiz ilaç kullanımından kaçının,

  • Gerekli olan aşıları zamanında yaptırın,

  • Toksinlerden kaçının (cıva, ağır metaller, vb.),

  • İmmun sisteminizi destekleyen gıdalar ile yeteri kadar vitamin almaya çalışın. (yoğurt, yulaf, sarımsak, havuç, domates, vb.)

  • Düzenli bir cinsel hayata sahip olmanın immun sisteminizi iyi yönde etkileyeceğini dikkate alın,

  • Stres faktörlerinden uzak durun,

Kaynaklar:

 

Görüşlerinizi Paylaşın