X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Enerji Kullanımı

Enerji Kullanımı

2016 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması, fosil yakıtlarının kullanımının kısıtlanması ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla, küresel sıcaklık artışının 1,5 ila 2 derecede kalması için ülkelerin çaba göstermesini öngörüyor.

Bilim dergisi 'Nature Climate Change'de yayımlanan birbirinden tamamen bağımsız iki akademik araştırmada, 2100 yılına kadar Dünya'nın 2 derece ısınacağını gösteriyor. Araştırmalardan bir tanesi Washington Üniversitesi'nde Profesör Adrian Raftery liderliğinde yürütülüyor. Yüzyılın sonunda Dünya'nın ısısının 2 ila 4,9 derece artma ihtimalini % 95 olarak gösterirken, 1,5 derece veya daha az ısınma olasılığını % 1 olarak verdi. Raftery, ortalama sıcaklık artışının 3,2 derece olacağı öngörüsünde bulundu. Max Planck Meteoroloji Enstitüsü'nden Thorsten Mauritsen'in yürüttüğü diğer araştırma ise, geçmiş yıllardaki sera gazı emisyonlarının ve fosil yakıt kullanımının incelemekte ve hemen şimdi fosil yakıt kullanımının kesilmesi halinde bile Dünya'nın 2100 yılına kadar yaklaşık 2 derece ısınacağına dikkat çekiyor. Bilim dünyası ilklim değişimi hakkında bu verileri ispatlarken, siyaset dünyası iklim değişimine inananlar ve inanmayanlar olarak gruplaşıyor. Paris Anlaşmasını reddeden ilk ülke Nikaragua.

Nikaragua karbon emisyonu sıralamasında farklı noktalarda duran gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkelerin anlaşmaya eşit katılımının adaletsizlik olarak tanımlamakta ve iklime verilen zarar ölçüsünde ülkelerin anlaşmaya katkı sağlaması gerektiğini savunarak, verilen vaatlerin bağlayıcı olmadığını belirtmekte. ABD nin aksine iklim değişimine inanan, Karbon emisyonu sıralamasında 131. olan Nikaragua, özellikle son 10 yılda enerji kaynaklarını revize etmek konusunda birçok adım attı. Topraklarında bulunan 19 volkan ve ülkede esen güçlü rüzgarların da katkısıyla ülke, dışarıdan petrol ithal etmeyi kademeli olarak azaltarak rüzgar enerjisine ve termal enerjiye döndü. 2015 itibariyle Nikaragua’da kullanılan elektriğin yaklaşık yarısı yenilenebilir enerji kaynakları tarafından üretilirken, Dünya Bankası verilerine göre 2020’ye kadar bu oranın yüzde 90’a çıkması planlanıyor. Anlaşmayı imzalamayı reddeden ve Karbon emisyonu sıralamasında dünya ikincisi olan ABD’nin ise enerji üretiminin ise sadece yüzde 13’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Anlaşmayı imzalamayan üçüncü ülke olan Suriye, anlaşma sırasında ABD ve Avrupa’nın Şam hükümetine uyguladığı çeşitli yaptırımlar ve ülke sınırları içerisinde devam eden savaş nedeniyle anlaşmanın imzalanma aşamasına katılmadı.

ABD mali, Türkiye siyasi nedenler içerisinde bu kavramda hareket etmeyeceklerini belirtmiş olsa da bilhassa ABD nin ve Türkiye nin rüzgar enerjisi için yaptığı ihale sonuçları bu ülkelerinde karbon emisyonunu sınırlamaya gideceğini göstermektedir. Araştırma sonuçlarında da değinildiği gibi, bütün bunlara rağmen bugün fosil kullanımını tamimiyle kessek dahi 2-3 derece artış olacağı görülüyor. Kesmek mümkün olmasa da yapılacak işlem CO2 üretimini yani “enerji tüketimini” kendiniz için, geleceğimiz için tasarruflu etkin kullanmaktır.

Unutmayalım ki su kendi başına bir varlıkken musluğumuzdan akan su haline gelmesi bir enerji tüketimidir. Kışın ve yazın lüzumundan fazla ısıtma veya soğutma, yürüyerek veya toplu taşıma araçları ile gidilebilecek bir yere, özel araç hele ki yüksek yakıt sarfiyatı olan bir araçla gitmemeyi, terk ettiğimiz bir odanın ışığı kapatmayı, uzun süre kullanmayacağımız bir aygıtı hazırda bekletmek yerine kapatmayı alışkanlık haline getirmemiz önemlidir.

İklim değişikliği üzerine yazılarımız

http://ebulten.duzen.com.tr/guncel-saglik-haberleri/iklim-degisikligi

Kaynak

http://www.climate-lab-book.ac.uk/2016/spiralling-global-temperatures/

http://www.sekam.com.tr/sayfa.php?detay=kuresel-isinma-ve-iklim-degisikligi

http://www.nature.com/nclimate/index.html?foxtrotcallback=true

 

Görüşlerinizi Paylaşın