X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

COVID-19 Enfeksiyonunun Uzun Vadeli Etkisi

COVID-19 Enfeksiyonunun Uzun Vadeli Etkisi

Uzun COVID, ilk COVID-19 semptomlarından sonra devam eden veya gelişen semptomları tanımlar. Bu, bir kişi ilk kez enfekte olduktan sonra genellikle 12 haftadan daha uzun sürer.

COVID-19'a yakalanan çoğu kişi 2-6 hafta sonra tamamen iyileşir ve 12 hafta içinde tamamen iyileşir. Bununla birlikte, bazı insanlar standart iyileşme süresinin ötesinde bir dizi semptom bildirmektedir.

Bir çalışmaya göre, hastaneden taburcu olan 10 COVID-19 hastasından 9'u (%87) 60 gün boyunca en az bir semptom, %32'si iki semptom ve %55'i üç veya daha fazla semptom yaşamaya devam etmektedir. Vakaların %50'sinden fazlasında ise enfeksiyondan 1 yıl sonra hala en az 1 semptom devam etmektedir.

Bir başka çalışmada, hastaların %12.8'inin 6 ay sonra, pnömoni tanısı almamış olsa bile nefes darlığı yaşamaya devam ettiği bulunmuştur.

Son zamanlarda bu konuyla ilgili araştırmalar, uzun süreli COVID gelişimi için ana risk faktörlerine de ışık tutmaktadır. Cinsiyet, yaş ve hatta semptomların sayısı risk faktörleri kabul edilmektedir. 40- 54 yaş arasındaki kadınların uzun süreli COVID'den muzdarip olma olasılığı daha yüksektir. Ayrıca akut hastalık ne kadar şiddetli olursa, enfeksiyon sonrası ortaya çıkan semptomların o kadar fazla olduğu bilinmektedir. Vücut kitle indeksinin 25'ten daha büyük olması, akut fazda 3-7 COVID-19 semptomu olması ve hastalığın ilk haftasında 5 ve üzeri semptomu olan hastalarda Uzun süreli COVID riski artmaktadır.

COVID-19'un 50'den fazla uzun vadeli etkisi olduğu kabul edilmektedir. Bunların en yaygınları; yorgunluk (%58), baş ağrısı (%44), dikkat bozuklukları (%27) ve saç dökülmesi (%25)’dir.

Bu konuyla ilgili yürütülen tüm araştırma projeleri arasında en kapsamlısı, Ocak ayında yayınlanan ve semptomların ardındaki patofizyolojik koşulları da araştıran İspanyol çalışmasıdır.

Örneğin çalışmada; nefes darlığı, hipoksi, yorgunluk, virüsün akciğer parankimine verdiği hasara ve mikrovasküler bozulmaya bağlı olduğu gösterilmiştir. Diğer taraftan COVID-19'u yendikten 1 yıl sonra 20'ye kadar kardiyovasküler patoloji ortaya çıkabilir. Bu hastaların önümüzdeki yıllarda sağlık sistemlerinde önemli bir yük olacağı ortadadır.

Araştırmalar, uzun süreli COVID belirtilerinin nedeni olarak vagus sinirinin katılımına işaret etmektedir. Bu sinir, kalp atış hızını, ter üretimini ve gag refleksini kontrol etmenin yanı sıra beyni ve gastrointestinal sistemi koordinasyonu sağlar.

Pilot bir çalışmanın analizinde katılımcının üçte ikisinin vagus siniri işlev bozukluğunu düşündüren en az bir semptomu olduğu gösterilmiştir. Çalışmada ayrıca en sık görülen vagus siniri disfonksiyonu; diyare (%73), taşikardi (%59), baş dönmesi (%45), disfaji (%45) ve disfoni (%45)’dı. % 72 ayrıca orofaringeal disfaji veya yutma güçlüğü ve reflü vardı.

Long COVID tartışmalarında iyileşmede fiziksel egzersizin rolüne de değinildi. Egzersizin genel olarak sağlığa ve özel olarak SARS-CoV-2'ye karşı faydaları ve sonuçları arasındaki bağlantıyı gösteren en son çalışmalar gözden geçirildiğinde, fiziksel aktivite ile düzenlenen hormonlar ve metabolitler farklı düzeylerde yararlı olabilir. Egzersizin yapıldığı yoğunluk ve momentum ne kadar doğru ise etkinliği o kadar iyi olacaktır.

COVID-19 bağlamında, egzersizle meydana gelen bir dizi vasküler sinyal zinciri virüsün ACE reseptörleri üzerinden zararlarını bir polipill gibi davranarak önleyebilir.

COVID-19 sonrası sendromunda egzersizin potansiyel faydalarından biri de stresi azalttığı için psikolojik bileşende bir iyileşme yani ruh halinde bir iyileşme ve iyi olma hissine neden olmasıdır.

Nörolojik düzeyde, beyin plastisitesini uyarır, bilişsel yetenekleri geliştirir, allostatik yükü azaltır ve uyku kalitesini optimize eder. Kardiyovasküler sistemde, anjiyogenez meydana gelir, vasküler sistem ve kardiyovasküler fonksiyonu iyileştirir, kan basıncını düşürür, disotonomiyi normalleştirir ve özellikle mitokondriyal biyojenezi arttırır.

Solunum sisteminde nefes darlığını azaltır, oksijen tüketimini ve akciğer fonksiyonunu iyileştirir. Kaslarda kas içi koordinasyonu sağlayarak egzersiz toleransını artırır, kas kuvvetini ve kas kütlesini arttırır. Bağışıklık sistemi ile ilgili olarak inflamatuar sitokinleri düzenleyebilir.

Bu alanda biraz daha araştırma gerektiği açıktır. Ancak Uzun dönem COVID-19'dan muzdarip kişilerde çoklu belirti ve semptomları düzeltmek ve bunları yönetmek için mükemmel bir araç olduğuna şüphe yoktur.

COVID-19 geçirdikten sonra, iyileşme sürecinde yapmanız ve dikkat etmeniz gereken birkaç şey var.

COVID-19'dan kurtulurken, kolayca yorulduğunuzu veya nefesinizin kesildiğini görebilirsiniz. Bu, hastalandıktan sonra yaygındır.

Normal aktivitelerinize dönerken sakin olmalısınız.

Uykunuzu düzenleyin

Güzel beslenin

Egzersiz yapın

Herhangi bir endişeniz varsa, doktorunuzla konuşarak kontrol testlerinizi yaptırın  

COVID sonrası koşullar için laboratuvar testleri net değildir. Uzun süreli COVID gizemini korumaktadır. Laboratuvar testleri hasta öyküsü, fizik muayene ve klinik bulgularla değerlendirilmeli ve diğer kronik hastalıklar göz ardı edilmemelidir. Kalp muayenesi, EKG, EKO, akciğer grafisi, solunum fonksiyon testleri ve göğüs hastalıkları muayenesi,  Tam kan sayımı, açlık kan şekeri, Böbrek fonksiyon testleri, karaciğer fonsiyon testleri, CRP, Ferritin, TSH; Tiroksin (T4), B12 vitamini; D Vitamini çalışılması önerilmektedir.

Uzm.Dr. Tutku Taşkınoğlu

 

Görüşlerinizi Paylaşın