X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Çağımızın Popüler Konusu: Obezite Bir Hastalık Mı?

Çağımızın Popüler Konusu: Obezite Bir Hastalık Mı?

 

Obezitenin bir hastalık olarak kabul edilip edilmeyeceği sorusu uzun zamandır tartışmalıdır. Sağlık otoriteleri uzun bir süre obeziteyi ya görmezden gelmiş ya da sadece bir irade sorunu olarak görmüştür. Amerika Tabipler Birliği (AMA) 2013 yılında obeziteyi kronik bir hastalık olarak resmen tanımışken bazı hekimler obezitenin bir hastalık olduğunu kabul etmenin sisteme getireceği yükü de düşünerek itiraz etmiş ve etmeye devam etmektedir. AMA'nın görüşüne itiraz edenler, görünüşte sağlıklı ama kilolu insanların da tanım gereği ‘’hasta” kabul edildiğini ama aslında bu grubun hasta olmadığını, obezitenin bir hastalık değil risk faktörü olduğunu ileri sürmektedirler. 

Bu tartışmalar ve AMA’nın kararından on yıl sonra, geçen ay, obezite konusunu tekrar masaya yatırmamız gerektiğini hatırlatan yeni bir araştırma yayınlandı. University College Cork (UCC) ve Galway Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, halkın obezite hastalığını daha iyi anlaması ve onu tedavi etmek ve önlemek için adım atılabilmesi için '’obezitenin’' yeniden adlandırılması çağrısında bulundular.

Araştırmacıların özellikle üzerinde durduğu gibi "obezite" kelimesinin kullanıldığı iki farklı tanım vardır.

  1. Tıpta, "obezite" kelimesi metabolizma, yağ dokusu ve diyetin birbiriyle ilişkili bir dizi işlev bozukluğunu ifade eder.
  2. Halk arasında ise "obezite" kelimesi, aşırı vücut yağını belirtmek için vücut kitle indeksi (VKİ) yüksekliğine atıfta bulunur.

Sonuç olarak, tıp "Obezite bir hastalıktır" dediğinde, halk bunu kaçınılmaz olarak "şişman olmak bir hastalıktır" olarak algılamaktadır. 

“Obezite” yeniden mi adlandırılıyor?

Bu nedenle araştırmacılar, ‘’obezite’’ teriminin, vücut ağırlığını değil, çevresel, genetik, fizyolojik, davranışsal ve gelişimsel faktörlere odaklanan karmaşık bir hastalığı ifade edip etmediğini yeniden düşünmeyi ve hastalığa "obezite" dışında bir isim vermeyi önermektedirler.

Hastalığa farklı bir isim vermek, VKİ'yi veya vücut ağırlığını farklı bir şekilde anlayanlarla gereksiz tartışmalara yol açmadan hastaları daha etkin takip etmemize yardımcı olabilir. Bu hastalığın tanısında da bize yön gösterici olabilir. Şu anda yaygın olarak kabul edildiği gibi, VKİ kullanımı bize yağsız doku ve yağ kütlesinin oranı veya vücut yağının dağılımı hakkında hiçbir şey söylemez.

Yazarlar tarafından kullanılması önerilen ABCD (adiposity-based chronic disease/ yağ dokusuna bağlı kronik hastalık) terimi adipoziteyi vurgulamaktadır ve bu, hastalığın vücut büyüklüğüne göre tanımlanması gerektiği yönündeki popüler yanılgıya meydan okur. Hastalık için adiposit disfonksiyonunun (yağ dokusu fonksiyon bozukluğu) rolünü kabul eder, VKİ yerine leptin ve adiponektin gibi adiposit kaynaklı hormonlar ile ölçülebilir. 

Obezite hakkındaki en yaygın yanılgı, bunun sadece bir 'yaşam tarzı' bozukluğu olduğu düşüncesidir. Birçok kişi vücutlarındaki aşırı yağlanmayı yalnızca estetik bir sorun olarak görmektedir. Obezitenin sadece boy ve kilonun oranlanması ile elde edilen VKİ ile tanımlanması oldukça kaba bir değerlendirmedir. Oysa obezite veya yazarların önerdiği yeni adıyla ABCD, aslında anormal veya aşırı yağ birikiminin kişinin sağlığına zarar vermesine neden olan ‘’kronik bir inflamasyon’’dur. 

Visseral Yağ Dokusuna Dikkat!

Yağ dokusu, adipositlerden oluşan ve orijinal olarak lipoblastlardan türetilen gevşek bağ dokusudur. Vücudun enerji deposu olduğu ve endokrinolojik sinyalleşmede kritik rolü olduğu bilinmektedir. Çeşitli faktörler, insan vücudundaki yağ dokusunun miktarını ve dağılımını etkiler. Vücut yağ dokusu geleneksel olarak farklı metabolik özelliklere sahip iki ana tiptedir: deri altı yağ dokusu ve visseral yağ dokusu.

Karaciğer, pankreas, böbrek, kalp gibi iç organların etrafını saran bu yağ dokusuna “visseral yağ” adı verilmektedir. Birçok hastalıkla ilişkisi nedeniyle visseral yağlanma özellikle önemlidir. Kronik inflamasyonun en önemli göstergesi kabul edilmektedir. Eğer bel çevreniz genişse ve karın bölgesinde yağ birikimi varsa visseral yağlanma söz konusu olabilir. Visseral yağ dokusu, insan vücudundaki birçok normal ve patolojik süreci etkileyen benzersiz biyokimyasal özelliklere sahip, toplam vücut yağının hormonal olarak aktif bir bileşenidir. Anormal derecede yüksek visseral yağ dokusu birikimi tüm metabolizmanızı bozar ve sistemik hastalıklara zemin hazırlar.

 

Obeziteye neden olan yüzlerce risk faktörü vardır. Obezite salgınının nedenlerinin başında işlenmiş ve şekerli gıdaya kolay erişim sağlayan ve az egzersize ihtiyaç duyulan yeni alışkanlıklarımız olduğu kesin. Çok fazla kalori alıyorsanız ancak fiziksel aktivite ile yakmıyorsanız, bu kilo almanıza neden olabilir. Yaşadığınız ortam; doğru yiyeceklere erişiminiz olmadığında, sağlıklı seçimler yapmak daha zor olabilir. Güzel parkların, kaldırımların veya uygun fiyatlı fitness seçeneklerinin olmadığı bir bölgede yaşıyorsanız işiniz daha da zorlaşır. Abur cubur reklamları bile nasıl yediğinizi etkileyebilir.

Dünya Sağlık Örgütü, çok uzun zamandır çocuklara sağlıksız gıda reklamlarının yasaklanması ve şeker içeriğine kısıtlama getirilmesi çağrısında bulunmaktadır. Gıdaların kırmızı, sarı ve yeşil sembollerle (sağlıklılığı kategorize ederek) daha basit bir şekilde etiketlenmesi ve sağlıksız gıdalara en azından okullarda erişimin kontrol altına alınması gibi önlemler önerilmektedir.

Elbette genleriniz nasıl kilo aldığınızı etkiler. Ayrıca obezite riskinizi artırabilir. Bazı genlerdeki mutasyonlar, kendinizi daha aç hissetmenize ve daha çok yemenize neden olarak obeziteye katkıda bulunabilir. Tiroidinizin yeteri kadar iyi çalışmaması, Cushing sendromu ve polikistik over sendromu (PKOS) gibi hormonal durumlar obeziteye yol açabilir.

Kortikosteroidler (steroidler), antidepresanlar ve epilepsi ilaçları gibi bazı ilaçlar kilo almanızı tetikleyebilir. Son zamanlarda ise bağırsak floranızın etkisine ve bağırsak hormonlarının metabolizmamızı yönlendirmede ve obezite gelişiminde nasıl bir rol oynadığı üzerinde durulmaktadır. 

Obezite 220’den fazla sağlık durumu için risk faktörüdür

Obezite tek başına bir hastalık kabul edilse de edilmese de 220'den fazla sağlık durumu için risk faktörü olduğu aşikardır. Tip 2 diyabet geliştirme olasılığınızı artırabilir. Var olan diyabetin çok daha hızlı ilerlemesine neden olabilir. Vücut yağınız arttığında kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, atriyal fibrilasyon ve hatta ani kalp ölümü riskiniz artabilir.

Alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı da obezite ile ilişkilendirilmiştir. Kanınızdaki yüksek kan şekeri, insülin direnci ve yüksek seviyelerde trigliseritler karaciğerinizde yağ birikmesine neden olabilir. Bu birikme, karaciğerinizde de iltihaplanmaya yol açabilir.

Fazla kilolar uyurken nefes almayı zorlaştırabilir, uyku apnesi yapabilir. VKİ’niz arttıkça obstrüktif uyku apnesi riskiniz de artar.

Yüksek vücut yağı seviyelerinin belirli kanserler (endometriyal, karaciğer, böbrek, meme, yumurtalık ve tiroid) için riski artırabileceğine dair kanıtlar vardır.

Obezitenin kronik bir hastalık olduğunu hatırlamak neden önemlidir?

İnsanlar kilo verdikten sonra 'iyileştiklerini' varsayarlar ama maalesef, kilo verdikten sonra, kilo kaybını korumak için daha fazla mücadele gerekir. Birçok kronik hastalık gibi obezite de tekrar etme eğilimindedir ve zamanla kötüleşebilir.

İşte bu yüzden obezite ile ne demek istediğimizi açıklığa kavuşturmamız gerekir. Her şey obezitenin bir hastalık olduğunu anlamakla başlar (tabi doğru tarif edilmiş bir obezitenin). Bunun bir irade meselesi olmadığı anlanmalı ve bu durum ciddiye alınmalıdır.

Obeziteyi tedavi etmek ve önlemek hakkında konuştuğumuzda, odak noktamız sağlıklı gıda tüketimi ve kronik metabolik hastalıklarla yaşayan insanlar için uygun tedavi olmalıdır. Umarız bu yeni araştırma, bunun herkesi ‘’sıska’’ yapmak yerine insanların iyi yaşamasına yardımcı olmakla ilgili olduğunu anlamamıza yardımcı olur.

 

Çocuklar için obezitenin önlenmesi

Yetişkinler için obezitenin önlenmesi

  • Büyümekte olan çocukları uygun porsiyon boyutlarında besleyin (1-3 yaş arasındaki bir çocuğun, her bir inç (2,54 cm) boyun için yaklaşık 40 kaloriye ihtiyacı vardır. Örneğin 32 inç boyundaki bir yürümeye başlayan çocuğun günde ortalama 1.300 kalori alması gerektiği anlamına gelir. Ancak miktar, her çocuğun yapısına ve aktivite düzeyine göre değişir)
  • Erken yaşta sağlıklı besinlere alıştırın (farklı meyve, sebze ve proteinleri denemeye teşvik edin)
  • Ailecek sağlıklı yiyecekler yiyin
  • Yavaş ve sadece acıktığında yemeye teşvik edin (Aç olmadığınız halde yemek yerseniz fazla aldığınız her kalori vücutta yağ olarak depolanır)
  • Evdeki sağlıksız yiyecekleri sınırlayın
  • Eğlenceli ve heyecan verici fiziksel aktiviteler yapmalarını sağlayın (Dünya Sağlık Örgütü , çocukların ve gençlerin günde en az 60 dakika fiziksel aktivite yapmalarını önermektedir.)
  • Çocuğunuzun ekran (bilgisayar, tablet, televizyon) başında geçirdiği süreyi sınırlayın
  • Yeterince uyuduğundan emin olun
  • Çocuğunuzun ev dışında ne yediğini takip edin
  • Daha az "kötü" yağ ve daha fazla "iyi" yağ tüketi
  • Daha az işlenmiş ve şekerli gıda tüketin
  • Daha fazla sebze ve meyve tüketin
  • Bol miktarda diyet lifi tüketin
  • Düşük glisemik indeksli gıdalar tüketmeye odaklanın
  • Ailenizi yolculuğunuza dahil edin
  • Düzenli fiziksel aktivite yapın (sağlık sorunu olmayan erişkinlerin haftada 150 dakika orta şiddette veya 75 dakika şiddetli fiziksel aktivite önerilmektedir.)
  • Düzenli ağırlık çalışması yapın (Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı erişkinler için haftalık fiziksel aktiviteye ek olarak, haftada en az iki kez tüm ana kaslarınızı içeren ağırlık antrenmanı yapılmasını önermektedir.)
  • Günlük stresi azaltmaya odaklanın
  • Gıda günlüğü tutun ve evde yemek yapıp yemeye çalışın

 

Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu

Kaynaklar;

Amerikan Pediatri Akademisi

https://www.healthychildren.org/English/ages-stages/toddler/nutrition/Pages/Serving-Sizes-for-Toddlers.aspx

https://health.gov/sites/default/files/2019-09/2015-2020_Dietary_Guidelines.pdf

https://www.eatright.org/food/food-groups

 

 

 

Görüşlerinizi Paylaşın