X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Tüm Bilim İnsanlarının Hayali: Nobel Ödülü

Tüm Bilim İnsanlarının Hayali: Nobel Ödülü

 

Alfred Nobel[1], 1833 yılında İsveç Stockholm’de doğar. Kimyacı, mühendis, mucit ve iyiliksever (philantropist) bir insan olarak 63 yaşına kadar yaşar. Bu, bugün için kısa bir süre olan ömrüne 365 patent hakkı olan buluşu sığdırır,ki bunların ilki dinamitin keşfidir. Ayrıca altı lisan bilen bir bilim insanıdır. İsveç Bilimler Akademisine üye seçildiğinde fizik ve kimya alanında ödül veren jürinin içindedir. Bu tecrübe ve patent haklarından elde ettiği geliri ile bir vakıf kurar. Nobel Vakfı olarak bildiğimiz bu vakıf bugünkü Nobel Ödüllerini veren kurumdur. Altı ayrı konuda ödül veren kurum bugün halâ en prestijli bilim ödüllerini vermektedir. Bu ödüle sahip olan bilim ve sanat insanları alanlarında dünyanın en önde gelen insanları olurlar. Ben sadece kendi konum olan fizyoloji ve tıp alanlarında, 1901 yılından beri verilen bazı ödüllerin konularını, başlıklar altında toplayarak, 122 yıldır verilen ödülün bu bilim alanlarındaki geçirdiği gelişmeleri takip edebilmenizi sağlayacak kısa bir yazı yazdım sizler için…

Nobel Ödülü hikâyesi[2], fizyoloji ve tıp alanları için, 1901 yılı ödülü ile Emil Adolf von Behring’in difteri tedavisi için geliştirdiği serum terapisi ile başlıyor. 

Geçen yüzyılın başında öldürücü olan sıtma (malaria)

1902 yılında ise Ronald Ross ödülünü sıtma parazitinin hücre içine girişini açıklaması ve buna karşı alınacak önlemleri belirtmesi ile alıyor. Sıtma önemli bir başlık olmuş Nobel Ödülü için. Bu konu 1927 yılında yine gündemde, bu sefer Julius Wagner-Jauregg sıtmanın merkezi sinir sistemini etkilemesi ile ortaya çıkan felcin (dementia paralytica) sıtma aşısı ile tedavisini açıkladığı için ödüle lâyık görülüyor. Bundan sonraki sıtma ile ilgili ödül ise 2015 yılında, Tu Youyou’nun sıtmaya özgü geliştirdiği özel bir tedavi yöntemine gidiyor. Paraziti engelleyen artemisin maddesini pelin ağacından izole edilmesi ve bu şekilde geliştirilen artemisin bazlı ilaçlar, ödülün ruhuna uygun olarak milyonlarca insanın hayatta kalmasına ve sağlığının iyileşmesine yol açması bu ödülün konusu.

1903 yılında konu biraz farklı ama çığır açan bir konu, ışık radyasyonunun lupus vulgaris için kullanılmaya başlanması, bu konu  Niels Ryberg Finsen’e ödülü kazandırmış.

Bağışıklık (immunity)

Bundan sonraki konumuz ise bağışıklık konusundaki ödüller. Bu konu, uzun yıllar ödül kazandırıyor araştırıcılara.  Sene 1908, bağışıklık kavramının tanımlanmaya başladığı yıl, Ilya Ilyich Mechnikov ve Paul Ehrlich bu konudaki ilk ödülü almışlar. Aradan epey bir süre geçmiş 1972’de antikorların kimyasal yapısı ile ilgili araştırmaları Gerald M. Edelman ve Rodney R. Porter’a ödülü kazandırmış. Konumuzla ilgili bundan sonraki ödül arayı çok fazla açmadan 1980 yılında gelmiş, konusu ise hücre yüzeyindeki bağışıklık reaksiyonlarını kontrol eden genetik kökenli yapıların açıklanması, Baruj Benacerraf, Jean Dausset ve George D. Snell bu ödülün sahipleri. Genetik yapılarla ilgili ödüllere aşağıda da değineceğim. 1996 yılında hücre bazlı bağışıklık mekanizması tanımlanıyor (Peter C. Doherty ve Rolf M. Zinkernagel). Bağışıklık ile ilgili bir sonraki ödül 2011 yılında, kazanılmış bağışıklığın tanımlanması  Ralph M. Steinman’a ve doğal bağışıklığın aktivasyonu çalışmaları  Bruce A. Beutler ve Jules A. Hoffmann’a ödülü kazandırmış. 2018 yılına gelindiğinde James P. Allison ve Tasuku Honjo bağışıklık sistemimizin tümör hücrelerine saldırma yeteneğini uyararak bu sistemin hücreleri üzerindeki bir proteinin sistem üzerinde bir fren olarak çalıştığını saptadılar. Bu metodun kansere karşı mücadelede çarpıcı bir şekilde etkili olduğu kanıtlandı.

 Genetik

Nükleik maddeleri de içeren proteinlerin çalışılması 1910 yılında ödül alıyor (Albrecht Kossel), kromozomların kalıtımdaki rollerinin tanımlanması ise 1933 yılında (Thomas Hunt Morgan).Genlerin bazı kimyasal olayları yönettiğinin tanımlanması 1958 yılındaki ödülün konusu (George Wells Beadle ve Edward Lawrie Tatum). Gen oluşumu, recombination ise 1959 yılında araştırıcılarının aldığı ödül ile giriyor sisteme (Joshua Lederberg, Severo Ochoa ve Arthur Kornberg). Bu ödülle, ribonükleik asit (RNA) ve deoksiribonükleik asit (DNA) de giriyor hayatımıza. 1962 yılında ise Francis Harry Compton Crick, James Dewey Watson ve Maurice Hugh Frederick Wilkins nükleik asitlerin, moleküler yapısı ile birlikte canlılarda genetik bilgiyi taşıdığını gösteren çalışmaları ile ödülü alıyorlar. 1968 yılında ise genetik kodun protein sentezindeki önemi konusu alıyor ödülü (Robert W. Holley, Har Gobind Khorana ve Marshall W. Nirenberg). Moleküler genetiğin bel kemiği olan restriksiyon enzimlerinin kullanılması ise 1978 yılında Werner Arber, Daniel Nathans ve Hamilton O. Smith’e ödül kazandırmış.  Genetik öğelerin, kromozom üzerindeki konumlarını değiştirebildiğini ve bunun yakındaki genlerin aktif veya pasif hale gelmesine neden olduğunu kanıtlayan Barbara McClintock da 1983 yılı ödülünün sahibi oluyor. Çift sarmallı RNA’nın, haberci RNA'yı bloke ettiğini, böylece protein oluşumu sırasında belirli genetik bilgilerin ürüne dönüşmediğini, yani genlerin susturulduğunu gösteren Andrew Z. Fire ve Craig C. Mello ise 2006 yılı ödülünü paylaşmışlar. 2007 yılı ödülünün konusu ise embriyonik kök hücreler ile gen değişikliklerinin yapılabildiğinin gösterilmesi, bu konu Mario R. Capecchi, Sir Martin J. Evans ve Oliver Smithies’i ödül sahibi yapmış. 2009 yılında ise telomerler ve telomeraz enzimi tanımlanıyor, kromozomların koruma altında olduğu ortaya çıkıyor (Elizabeth H. Blackburn, Carol W. Greider ve Jack W. Szostak).

İnsülin, glikojen, metabolizma

Şimdi konumuzu biraz değiştirelim, çeşitlendirelim, örneğin organ nakli ile ilgili çalışma 1912 yılında Alexis Carrel’in ödülünün konusu. Bugün diyabet hastalarının kurtarıcısı olan insülinin bulunması, 1923 yılı ödülünü, Frederick Grant Banting ve John James Rickard Macleod’a kazandırmış. 1947 yılında glikojenin katalitik dönüşümü yani yakıt olarak kullanılması konusu geliyor ve Carl Ferdinand Cori ve Gerty Theresa Cori, née Radnitz ile ön hipofiz lobunun şeker metabolizmasıyla ilgisini tanımlayan Bernardo Alberto Houssay da 1947 yılı  ödülünün sahibi oluyor.

Enfeksiyonlarla mücadele

Penisilinin keşfi ile enfeksiyon tedavisi uygulamaları 1945 yılındaki ödülün konusu (Sir Alexander Fleming, Ernst Boris Chain ve Sir Howard Walter Florey), enfeksiyonlara bağlı hastalıkların mekanizmalarını araştıran bilim insanları Baruch S. Blumberg ve D. Carleton Gajdusek ise 1976 yılında ödül alıyorlar. 1997 yılında ise enfeksiyonlarda yeni bir yapı olan prionlar Stanley B. Prusiner tarafından tanımlandığı için ödüle layık görülüyor.

İnsanlığa yarar konusunda olumsuz ve olumlu iki örnek

Nobel Ödülünün en önemli savı insanlığa yararlı çalışmalara ödül vermek ancak 1948 yılı ödülü diklorodifeniltrikloroetanın (DDT) eklembacaklılar üzerinde etkili bir zehir olduğunu kanıtlayan çalışmayla Paul Hermann Müller’e verilmiş ancak bu maddenin insan sağlığına ciddi zararı olduğu ortaya çıkınca kullanımı yasaklanmıştır.

Buna karşılık ülser tedavisinde çığır açan çok önemli bir çalışma olan gastritin nedeninin Helicobacter pylori olduğunu gösteren 2005 yılındaki çalışma insülinin keşfi kadar hatta belki daha fazla sayıda insana yararı olmuş bir çalışmadır (Barry J. Marshall ve J. Robin Warren).

Virüsler

2008 yılı insan papiloma virüsünün rahim ağzı kanseri yaptığının tespiti (Harald zur Hausen) ve insan bağışıklık yetmezliği virüsünün tanımlanması (Françoise Barré-Sinoussi ve Luc Montagnier). Her iki virüsün tanımlanması virüslerle mücadelede çığır açmıştır.

Ve hepimizin çok iyi öğrendiği Covid-19 virüsü. Bu virüsle mücadelede,  Katalin Karikó and Drew Weissman geliştirdikleri mRNA aşıları çalışmaları ile bu senenin (2023) ödülünü aldılar.

Ülkemizin Nobel Ödülü gururu

Nobel Ödülünü ilk kez 2006 yılında Orhan Pamuk Edebiyat alanında aldı. İkincisi ödül ise 2015 yılında Kimya alanında olmakla beraber bu yazının konuları içinde de yer alabilecek Tomas Lindahl, Paul Modrich ve Aziz Sancar’ın DNA onarımı çalışmalarına verilen ödüldür.

Ülkemiz adına bu ödüle lâyık olacak diğer çalışmalarımızın olması dileği ile…

 

Dr. Ayşe Ergüven



 


 

[1] https://en.wikipedia.org/wiki/Alfred_Nobel

[2] https://www.nobelprize.org/prizes/lists/all-nobel-prizes/

 
 

Görüşlerinizi Paylaşın