X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Tıp Dünyasında Kadın Hekimler

Tıp Dünyasında Kadın Hekimler

Işın Gürel - Gazeteci

Mart ayının ruhuna uygun olarak bu bültenimizde KAHEV, Kadın Hekimler Eğitimine Destek Vakfı kurucularından ve ayrıca Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Doktor Elif Orhan Başer ile sizin için konuştuk. Bu yıl Vehbi Koç ödülüne de layık görülen ve bizim de gönüllerimizde taht kuran KAHEV’e ilk sorumuz vakfın nasıl kurulduğuna ilişkin oldu.

  • KAHEV’in 2018 yılında kadın hekimler tarafından kurulduğunu biliyoruz. Ama bunun ardındaki hikâyeyi merak ediyoruz. Altı yıl gibi kısa sürede sıfırdan başlayıp Türkiye’nin prestijli bir ödülüne layık görülmeye giden yol nasıl başladı?

 

  • KAHEV fikri bizim kapalı sosyal medya grubumuzda desteklediğimiz öğrencilerin sayısının artması sonucu bir ihtiyaç olarak doğdu. 6 Ocak 2017 tarihinde Doktor Anneler isimli kapalı bir sosyal medya grubunda, bir aile hekimi arkadaşımız; başarılı bir Anadolu Lisesi öğrencisinin maddi imkansızlıklar yüzünden okulunu bırakmak zorunda kalacağı ile ilgili post paylaşmıştı. O çocuğun eğitimine destek olmak isteyen 25 kişi, o postun altında buluştuk. Ardından kurucularından birisinin de ben olduğum Doktor Hanımlar Yardımlaşıyor grubunu kurduk. Bu grubun faaliyet alanı ihtiyaç sahibi öğrencilere destek olmaktı. İkinci yılın sonunda öğrenci sayımız ve toplanan para miktarı çok artınca bu durumu resmileştirelim diyerek vakıf olmaya karar verdik.

 

2018 yılında kadın hekimler tarafından kurulan KAHEV, özellikle kırsal bölgelerdeki çocukları nitelikli eğitime, okulları da eğitim materyallerine eriştirmeyi amaçlıyor. Öğrencilere burs vererek başlattığı faaliyetlerini yıllar içinde genişleten vakıf, kırsaldaki okullara hem bakım onarım hizmetleri sunmaya başladı; hem de bu okullarda yeni sınıflar, laboratuvarlar ve kütüphaneler açmaya devam etti.[1] 

 

5.000’den fazla öğrenciye düzenli burs sağlayan ve COVID salgını döneminde hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının çocuklarına düzenli burs ve destek veren KAHEV’in 5.500’den fazla resmi üyesi ve 26.000’den fazla gönüllüsü bulunuyor[1].[2] 

 

 

 

  • İyi ki de vakıf olmaya karar vermişsiniz. Binlerce tıp öğrencisi hekim olma yolunda ilerliyor. Ne mutlu size ve bizlere.  Malumunuz Mart ayı farkındalık yaratmak için önemli günleri içinde barındırıyor. Bunlardan ilki hiç şüphesiz 8 Mart Kadınlar Günü. Türk kadınının ve tabii ki Türk kadın hekimlerinin durduğu noktadan baktığınızda ne görüyorsunuz? Türk kadını nerede – özellikle eşitlik, şiddete maruz kalma, sosyal haklar, ve de aslında hukuk düzeninde edinmiş olduğu hakları da kullanmak bakımından- veya Türk kadını nerede olmalıydı? Hayaliniz nedir?

 

  • 8 Mart bizim için çok özel bir gün, hepimiz çalışan ve üreten kadınlarız. Bütün kadınların bir şekilde, her meslekte, öğretmen, doktor, memur, hostes, pilot, ev hanımı, hoca, şoför, hayatın içinde aktif rol aldığını düşünüyorum. Kadın olup üretimin, hayatın içinde olmamak mümkün değil. Çalışma hayatının içinde kadınların aktif olması, birebir üretime destek vermesi bizim için çok önemli. Biz de kadın doktorlar olarak hastanelerde, laboratuvarlarda, aile sağlığı merkezlerinde çalışmaya devam ediyoruz. Çalışan kadınların haklarını savunurken hayatlarını kaybetmeleri üzerine bir gün olması bizi üzse de kadınların varlığının değerli kılındığı, onlara özel çalışmalar yapıldığı bir gün olması bizim için çok önemli.

Şiddete Hayır!

Ben kadınların fikirlerini, üretimdeki rollerini, sağ duyularıyla duygularıyla hareket edebilmelerini çok önemsiyorum. Genel olarak erkeklerden oluşan branşlar ile kadın erkek karışık olan branşların ortamlarının duygusal ve enerji olarak farklı olduğunu söyleyebiliriz. Bir ortamda kadın olması, o ortamı hem ruhsal hem fiziki olarak olumlu etkiliyor. Güzel bir enerji oluşuyor. Bu sebeple her çalışma ortamında kadınların aktif olması gerektiğini düşünüyorum.

Kadının yaşadığı zorluklar, özellikle kadına yönelik şiddet olaylarını önleme açısından bizim KAHEV olarak da yaptığımız çalışmalar mevcut. Özellikle psikolojik şiddetin farkındalığının artırılması için bizim psikiyatri hocalarımızın çektiği videolar var. Kadına şiddetin engellenmesine yönelik biz KAHEV olarak kızlarımızın eğitimin hayatına devam etmesini sağlayarak, onların bir meslek sahibi olmasını sağlayarak ayakları üzerinde durabilmelerine destek oluyoruz. Ayaklarının üzerinde durabilen kadınlar olarak, kadına yönelik şiddetin mağduru olmamaları için dolaylı yoldan destek oluyoruz.

Çocuk doktoru olduğum için daha çok annelerle çalışıyorum. Özellikle görev yaptığım Batman’da şunu gördüm, biz üniversitelerde ne kadar ileri düzey eğitim alsak da annelere çocuğa ilacın ismini, ne kadar sıklıkla, ne ölçekle vermesi gerektiğini anlatırken maalesef hiç eğitim almayan, okuma yazma bilmeyen annelerin benim tedavimin etkin bir şekilde uygulanmaması konusunda sıkıntı yaşadığımı fark ettim.

Açıkçası hem KAHEV’in oluşum sürecindeki bu gözlemlerim hem de benim hastalarımı etkin tedavi edebilmemin önünde bir engel olduğu için biz vakıf faaliyetlerimizle, sağlık okuryazarlığı ve kadınların eğitimine verdiğimiz destekle ülkemizin eğitim seviyesinin yükselmesini sağlamaya çalışıyoruz. Aslında dolaylı yoldan hastalarla ve hayatla ilgili gözlemlerimiz bizi sadece kendini eğitmekle kalmayıp çevreni de eğitmen gerektiğini, aksi takdirde sadece kendin eğitimli olursan çok da etkin bir şekilde rol alamadığımızı gösterdi.

Kadınlar ve erkek meslektaşlar arasındaki eşitlik?

Ülkemizde çok değerli bilim kadınları, çok başarılı doktor kadınları olduğu, çok değerli şirketlerde çok önemli pozisyonlarda çalışan kadınların olduğu biliyoruz.. Fakat siz kadın olduğunuz zaman biraz erkek meslektaşlarınıza göre kariyer açısından biraz daha geride kalıyorsunuz. Neden derseniz sizin çok daha fazla sorumluluklarınız oluyor, çocukların sorumlulukları daha çok annelerin üzerinde oluyor. Özellikle ilk 2 sene doğum izni, süt izni, emzirme, bebeğin primer bakımı, meslekten uzak kalma dönemleri oluyor. Bu sebeple zaten o dönemlerde kadınlar kariyer basamaklarında erkek meslektaşlara göre biraz geriye düşülüyor. Örneğin bir evde akademik kariyer yapılacaksa bunu erkeğin yapmasına yönelik bir psikoloji olabiliyor. Bu sebeple kadınlar olarak iş hayatında erkek meslektaşlarımıza göre biraz daha dezavantajlı durumda oluyoruz. Çünkü biz bir kongreye gitmemiz gerektiğinde, bir bilimsel sunum yapmamız gerektiğinde veya vakfımızla ilgili şehir dışında bir toplantı yapmaya gitmemiz gerektiğinde primer olarak evi, çocukları, neler yiyeceklerini, hepsini ayarlayarak gitmemiz gerekiyor. Ama bir erkek bunları organize ettiğinde arkasında çocuklarının başında bir anne olduğunda o sistem dönüyor ve erkekler daha rahat mesleklerindeki kariyerlerini geliştirebilecekleri toplantılara gidebiliyorlar. Bu da maalesef biraz kadınların dezavantajı oluyor. Buna rağmen kadınların her sektörde çok başarılı olduklarını görüyorum. Özellikle şefkat, merhamet gibi duyguların da kadınlar tarafından daha etkin bir şekilde hem vakıf çalışmalarında hem meslek çalışmalarında hem çocuk bakımında daha fazla olduğunu görüyoruz.

 

Kadına yönelik şiddetin önüne ancak eğitim geçebilir!

  • Ben Türk Kadınlarını da çok sağduyulu, çok çalışkan, çok merhametli görüyorum. Daha da güzel yerlerde görmek istiyorum. Bizi kadına yönelik uygulanan şiddet olayları özellikle kadın cinayetlerinin önlenemiyor olması çok üzüyor. Toplumda artan şiddetten en çok kadınların ve çocukların mağdur olduğunu görmek de aynı şekilde yara açıyor. Biz hem kişisel hayatımızda hem de vakıftaki çalışmalarımızda bunların azalmasıyla ilgili neler yapabiliriz diye sürekli düşünüyoruz. Hiçbir canlı şiddeti hak etmiyor. “Şiddete karşı eğitim” sloganıyla yaptığımız çalışmalarda da çocuk yaştan başlayan eğitimlerle öfke kontrolü, kendini kontrol etme, şiddetin önüne geçme gibi çalışmalarımız var. En çok da öğrencilerin mesleklerini elde edebilmek için okudukları okullarını yarım bırakmayarak devam edebilmelerini sağlamak için verdiğimiz eğitim bursları da bizim zaten bu konuda çok hassas olduğumuzu gösteriyor. Bu şekilde şiddetin önüne geçebileceğimizi düşünüyoruz.

Hayalimiz tabi ki çok mutlu insanların yaşadığı, kimsenin kimseye haksızlık etmediği, şiddet olaylarının olmadığı bir dünya. Kadın erkek eşitliğinin olması ve hiçbir bireye sahip olduğu cinsiyet, dil, din ırk mezhep sebebiyle farklı davranılmaması. Bu güzel dünyaya ulaşmak için de hem kendi hayatımızda hem de vakfımızda yorulmak bilmeden çalışmaya devam ediyoruz.

Tıp Bayramı aslında bir yurt savunma hareketidir

  • Mart ayındaki bir başka önemli farkındalık günü de 14 mart Tıp Bayramı… Bu konu sizde bir hekim olarak hangi duyguları harekete geçiriyor?
     
  • 14 Mart’ın ilk hareketi 1919 yılında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmişti. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır.

Bizler 14 Mart’ın tarihçesini, özellikle Kurtuluş Savaşında Hikmet Boran önderliğindeki tıp fakültesi öğrencilerinin Kurtuluş Savaşında verdikleri destekleri bildiğimiz için 14 Mart Tıp Bayramında çok duygulanırız, bizim için anlamı çok büyüktür. Tıp camiasının, hekimlerin sorunlarının konuşulduğu ve kutlamaların yapıldığı bir gün olduğu için bizim için önem arz ediyor. Türkiye’de doktor olmak, özellikle kadın doktor olmak ve bu yerlere gelebilmek için aldığımız eğitim hayatı, mesleğimizi icra ederken insanlarla, halkımızla birebir temasta olmamız, onların hastalıklarında yanında olmamız hepimizin severek yaptığı bu güzel ve yüce mesleğin günü olduğu için benim için de çok anlamlı bir gün. Bizler mesleğimizi severek icra ediyoruz. İnsanların özellikle hasta olduklarında ya da hastalıklardan korunmalarını sağlamak adına hayatlarına dokunduğumuz zaman çok mutlu oluyoruz. 14 Mart Tıp Bayramı hem mesleğimizi temsil etmesi hem de tarihiyle bizim için çok anlamlı bir gün. Yaşadığımız sorunlar, özellikle sağlık sisteminde artan şiddet sorunları için oturulup konuşulan, bir çözüm aranan bir gün oluyor 14 Mart. Kutlu olsun!

 

 

 

 


[1] Daha fazla bilgi için https://kahev.org.tr

 


 
 

Görüşlerinizi Paylaşın