X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Sanal Evren: Metaverse

Sanal Evren: Metaverse

Dün gece bir rüya gördüm, deniz kenarında bir yerdeymişim. Hava çok güzel, deniz pırıl pırıl, güneşli bir gün, mis gibi deniz kokuyor… Birden yanımda annem belirdi, “sen küçükken denizden kaçardın, şimdi yüzmek ister misin?” dedi. “Olur” dedim, beraber suya girdik ama çok soğuktu, aniden uyandım. “Aaaa, rüyaymış ama ne kadar gerçekti” dedim.

Çok kısa bir zaman önce sanal olarak yeni bir dünya tanıtıldı ve internet ortamında kendine hemen yer buldu. Meta, soyut kavram ve universe (evren) kelimesinin verse bölümü ile oluşturulan kelimelerin birleşimi ile Metaverse olarak sunuldu. Sanal olarak yaratılan bir ortamda yer değiştirmek, o ortama katılmak veya biriyle sanal ortamı paylaşmak… İşte yukarıda sadece bir rüya olarak anlatılan durumun hayatımıza gerçekmiş gibi girmesi bu dünya… Rüyaya yazının sonunda yeniden dönmek üzere bu yazımda sizlere bu dünyanın sağlık ve yaşamsal araştırmalar alanında kullanımı ile ilgili bilgi vermek istedim.

İnternet kullanımının yaygınlaşması ile dijital verilerin oluşması çok kısa zamanda oldu. O kadar kısa bir zaman ki önce nereye koyacağımızı bilemedik, veri gölleri oluşturduk yetmedi, veri bulutları oluşturduk. Bunlar yeter mi bilmiyoruz. Bizler bulutlara yönlendirilirken verileri kıymetli olanlar kendilerini sağlama almak için dünyanın her yerinde servis sağlayıcılar oluşturup bunlar üzerinden işlerini yürütmeye devam ettiler. Tabii bu verilerin çeşitli ortamlarda değerlendirilmesi de gündeme geldi. Bunun sağlık ve yaşam bilimleri alanında kullanılabileceği düşüncesi de metasağlık (metahealth) ekosistemi diye tarif edilen bir ortam yarattı. Telefonların birer bilgisayar haline gelmesiyle bu cihazlar üzerinden de bilgi toplamaya başladık, bunlara “akıllı saatler” dedik. Bunların kullanılması için yazılımlar gerekli idi, bu kadar yazılımın yapılması sadece belli bir kaynaktan olamazdı ve “Açık Kaynak” yazılım sistemleri oyuna dahil oldu. Böylece kod yazmayı bilen pek çok kişi (ki bu sayı bayağı fazla) dünyanın her yerinden bu açık kaynakları “App” uygulama yazılımları ile beslemeye başladı. Bu yazılımlar sizin akıllı saatinizden gelen nabız, tansiyon, kalp sağlığı (bazıları EKG ile), uyku durumu, yürüme mesafesi, yakılan kalori ve hatta muhtemel Kovid 19 durumu gibi bilgilerinizi işleyerek sağlık durumunuz hakkında bilgi verir oldu. İşte bu, bugün için, çok basit bir yapay zekâ (Artificial Intelligence) örneğidir, burada bilgiler (veri) depolardaki diğer veriler ile karşılaştırılıp size sağlık durumunuzu ve yapmanız gerekeni (“Çok oturdun, kalk yürü ve tansiyon ilacını almayı unutma” gibi) bildirmektedir. Bu akıllı saatimiz doktora gitmelisin derse peki… O zaman 10 Şubat 2022’de Resmî Gazete’de yayınlanmış olan yönetmeliğe uygun olarak “Uzaktan Sağlık Hizmeti” alabilirsiniz. Yani internet ortamında sanal gerçeklik (Virtual Reality) ile…

Tıbbi uygulamalar bu ortamda en erken ve en fazla gelişen alanlar oldu. Tıp alanında veriler, sayısal ve görsel (ör. tomografiler, radyografiler vd) olarak çok uzun yıllardır bilgisayarlar üzerinde depolanıyordu zaten, bunların birbirleri ile ilişkilendirilmesi, değerlendirilmesi de zaten yapılıyordu. Yapay zekâ algoritması, bu işin çok daha kısa zamanda gerçekleştirilmesini sağladı. Doktor ile görsel ilişki kurabilmek de bu hizmetin gerçek dünyada “imiş” gibi algılanmasına neden olacak ortamı yaratacak.

Yaşam bilimleri alanında ise veriler, moleküller, gen dizilimleri, peptid ve protein dizilimleri, dokular, kimyasal madde ve ürünler gibi, birçok bilgiden oluşmaktadır. Bu veriler Gen Bankaları, Protein Veri Bankaları, Doku Bilgi Bankaları gibi yerlerde depolanmaya başladığında 1980’li yıllardı. Bu kaynaklara veri girişini dünyanın dört bir tarafından araştırıcılar sağlamaya başlayınca sanal dünyada bu verilerle, örneğin moleküler yapılarının üç boyutlu algılanmasının sağlanması, bağlanma mekanizmalarının sanal gerçeklik ile gösterilmesi gibi, olanaklar da ortaya çıktı. Her ne kadar bu verilerin üç boyutlu olarak sunulduğu söylense de sonuçta en son sunucu bir ekran ve sadece iki boyutlu…

İşte bu noktada beynin üç boyutlu yani derinliği de olan ortamı algılamasını sağlayacak bilgi, görüntünün beyne üç boyutlu ve dışardan herhangi bir etki almayacak şekilde doğrudan gönderilmesini sağlayacak gözlükler ile elde edildi. Bugün de bu gözlükler ile doku veya hücre içinde dolaşabiliyorsunuz. Hücrenin veya dokunun herhangi bir yerinde istenmeyen/farklı bir yapıya rastlarsanız tanımlayabiliyorsunuz; çok kısa bir sürede bu bölgeye müdahale etmenizi sağlayacak aletler/cihazlar da olacak… Bu arada ikili sistemlerin (binary systems) yani internete bağlı ekranların ve gözlüklerin devre dışı kalması ile pencereyi açıp başka bir dünyaya geçebileceğiz. Bugün uzaktan robotik cerrahi uygulamaları yaygın olarak kullanılabildiğine göre bu da çok yakın demektir.

Baştaki rüyaya geri dönersek, orada iki kavram var, biri deniz kokusu ikincisi ise denizin soğukluğu… Bugün yaratılan sanal ortam beynin görsel algıları üzerinden yaygınlaştığı için diğer duyu algılamaları henüz kullanımda değil. Mesela bir kanser hücresi içinde dolaşırken ortamdaki çeşitli moleküllerin yaydığı kokuları duyabilsek ve kokuya doğru ilerleyip hücrelerin bozulma odaklarını daha rahat bulabilsek… Bundan 40 yıl önce Prof. Dr. Muzaffer Aksoy bana “Biliyor musun Akut Lenfoblastik Lösemi vücutta kendine has bir koku yapıyor” demişti. Sanal dünya diğer duyu sistemlerini de uyaracak bir yer haline gelir mi? Evet!

Metaverse nedir diye sorduğum birçok kişi bu dünyaya girenlerin avatarlar (hayali karakterler) yarattıklarını söyledi ilk cümle olarak. Benim rüyamda da bir avatar var: annem… Ben bunu beynimde annemden kalan bilgiler ile yapıyorum. Sanal dünyaya annemi koymak istesem elimde fotoğraflar ve filmler var, onlardan elde edebileceğim bilgi ise annemin yaşlılığına kadar gitmiyor. Bunu da sanal dünyanın sanal olasılık yazılımları ile yaratabilmek mümkün.

Son olarak, bilim ile geliştirilen bu sanal dünyada bilim yerine, sanal insanlar, sanal paralar ve sanal ortamlarla yaratılan ticaret unsurları birdenbire ünlü oldu. Böyle olunca yayınlanan bir genelge ile kısıtlamalar düzenlemesine gidildi. Ancak gözden kaçmaması gereken ise ilk başta sadece basit yazı formatında sunulan gen dizilimleriyle beslenen örneğin Genomics kavramının bugün hücre, doku, organ yapımında kullanabilen bilgileri içerdiğidir. Bunların Proteomics gibi büyüyen sistemleri geliştirdiğini de eklemek isterim. Eğer bu yazımı beğendiyseniz sonraki yazılarda bu konuları ele alırım, belki…

Dr. Ayşe ERGÜVEN

 

Görüşlerinizi Paylaşın