X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Projeli Yaşam

Projeli Yaşam

“Öğretmenler! Yeni Nesil Sizlerin Eseri Olacaktır…Mustafa Kemal Atatürk”

Aşağıdaki yazı, Atamızın, 24 Ağustos 1924 te, biz öğretmenlere verdiği büyük sorumluluğu (ödevi) bir nevi yerine getirmektir.                                             

Projeli Yaşam

Projeli yaşam bir yaşam biçimidir. Eğitimle elde edilen bir disiplindir. Kazanılanlar alışkanlık halini alır.

Bunu bir örnekle tanıtalım:

A kişisi bu alışkanlıkları almışsa, bir alış veriş merkezine gittiğinde, Elinde (veya telefonunda) bir listesi vardır. Alacaklarının yaklaşık değerleri ve toplamı bellidir. Cebindeki parayı (kartındaki limiti) bilir. Alacaklarını alır. Kasadan fişini alır. Listeyi fiyatları ve tutarı kontrol eder.

B kişisi, aklındaki alacakları veya benzerlerini, fiyatlarına fazla bakmadan sepetine doldurur, kasaya gider. Söylenen miktarı öder. Verilen kasa fişini alır veya almaz. Sırada bekleyenleri bekletmemek için, bir an evvel oradan uzaklaşmayı düşünür. Eminim ki çoğumuz böyle yaparız. Çünkü biz PROJELİ YAŞAM eğitimi almadık.

Bu eğitimi anlatmadan önce kısaca ‘proje nedir’ ona bakalım.

Proje; bir etkinliğin planlanması (fizibilite), uygulanması, sonuçların değerlendirilmesi, (ölçülmesi), planlama ile karşılaştırılarak sapmaların bulunmasıdır.

Bu disiplini ne zaman ve nasıl kazanacağız?

Bu soruyu cevaplamadan önce, Her türlü projenin  (Devletin bütçesi, bir köprü veya bina projesi, yeni açılan bir işletmenin planlanması vs.),  olmazsa olmazını, ortak yanlarını yazmalıyım.

Projelerin ortak yanları;

  1. Zaman,

Yapılacak işlere uygun, zaman dilimlerine(Saat, gün, hafta, ay veya yıllar vs.) dağıtılmış proje takvimi. Yalnız başlangıç ve bitiş tarihleri değil.

2.Bütçe

  Bu, yalnız bir rakam değildir. Uygun para akış cetvelinin hazırlanmasıdır.

Proje Eğitimi, ebeveynin Pazartesi günü, çocuğuna haftalığını verdiği zaman başlar. Parayı veren çocuğuna ( isterse 7 veya 17 yaşında olsun),

“ Çocuğum! Bu parayla neler yapacaksın?” sorusunu sorar.

Bu soru, ebeveyne, hafta sonunda,

“Haftalığınla neler yaptın?”

sorusunu sorma hakkını verir.

İşte bu etkinlik, dört başı mamur olan tam bir projedir. Çünkü zaman 5 iş günü ve bütçe  (verilen haftalık) var.

Bundan sonraki adımda, uygulamanın (söylenenle yapılanın eksik ve fazlalıklarının) sapmaları ele alınır. Sapmalar çoksa ( yüzde yüze yakın) sebepleri, az ise (yüzde ona yakınsa) uygunluğu konuşulur.

Eğitimin ilk adımı böyle atılır. Daha sonra ilerleyen yıllarda, çocukta, gençte, yetişkinde bu alışkanlık haline gelir.

Peki, benim öğretmenim ne yapacak? Veya ne yapıyor?

Bu sorunun cevabı, bu yazının sınırlarını çok aşar. Yine de bir şeyler yazmaya çalışacağım.

1990 yılında uygulamaya başladığımız KREDİLİ SİSTEM’i,  problemleri sebebiyle

2000 yılında, eksiklerini gidermek yerine,  “ÖĞRENCİ MERKEZLİ, PROJE TABANLI” sistemi getirdik. Bir günde verilen bu kararın kurbanları, elbette proje yaptırma eğitimi almamış olan öğretmenlerimiz oldu.

 Yetersizlikler, eğitim sistemimizin belini büken TEST’lerle çözülmüş oldu. Veya öyle görüldü. Çünkü taraflar  (öğrenci, veli ve öğretmen), çok memnundu. Okullara, dönem ödevi yerine proje yapma mecburiyeti kondu. Yani ödevin içeriği değil adı değiştirildi.

2005 yılında, projeleri öğrenci değil de, evde anası babası yapıyor diye konulan mecburiyet kaldırıldı.

Yapılandırmacı ve yaratıcı bir sistem (adı) getirildi. Test sistemi her şeyi örter göründü(hala öyle).

Bu sistemin getirisinden kim memnun değil?????

İŞVEREN!

Çünkü aradığı, proje disiplini ve sahip diplomalıları bulamadı. Mecburen aldığı elemanı kendi yetiştirmek mecburiyetinde kaldı. Hala öyle!!!

Gelişmiş ülkelerde, okul sayı oranları, düz liseler % 30, meslek liseleri %70 iken, bizde bunun tam tersi.

2007  (TEV’nin 40’ıncı) yılında, Genel Müdürlük, ben (Eğitim Kurumları Koordinatörü olan)den, ses getiren bir proje istedi. Onlara “ÖĞRETMENE PROJE YAPTIRMA EĞİTİMİ PROJESİ (ÖPYEP) “ ni önerdim.

“Bunu zaten MEB yapıyor” dediler.

14  (1976-1990) yıl bu sistemle, Yeni Zelanda’da, öğretmenlik yapmıştım. Onları ikna ettim. “Bu projenin adı var amma kendi yok” dedim. MEB’ndan, Öğretmen yetiştirme ve Eğitimi genel müdürü( Sayın Ömer Balıbey )  beni destekledi. Kendilerinin önerisiyle, bu proje, o yıl 160 Anadolu Öğretmen lisesine ( Bu gün bu okullar yok) uygulandı.

Süreç, benim sorumluluğumda, tarafımdan, şöyle yürütüldü.

  1. Ocak 2007’de, Proje planlamasını (fizibilitesini) hazırladım.
  2. Zaman akışı: 1 Ocak 2007-31 Mayıs 2008
  3. Bütçe: Para Akış Cetveli: 900 000 TL

2.Şubat 2007 Projenin Türkiye Vodafone Vakfı’na sunumu ve onay alınması

3.Nisan 2007’de TEV, MEB ve Vodafone arasında yapılan sözleşme

4.Temmuz-Ağustos 2007de Öğretmen okullarından 1’er formatörün, Gebzede’ki TEVİTÖL’de, Marmara Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Öğretim üyelerince Eğitimi

5.Ekim 2007 Okullarına dönen Formatörlerin okullarındaki diğer öğretmenleri eğitmeleri

6.Kasım-Aralık 2007 38 Anadolu Öğretmen Lisesini ziyaret ve öğretmenlerin yaptıkları proje sunumlarının tarafımdan dinlenilmesi

7.Şubat-MART 2008 Öğretmenlerin, 9 ve 10’uncu sınıf öğrencilerine PROJE YAPTIRMALARI,

  1. Nisan 2008 Her okuldan en fazla 3 projenin TEV’e ulaştırılması.
  2. Mayıs 2008 Projelerin, İstanbul Üniversitesi, Eğitim Fakültesi öğretim üyelerince değerlendirilmesi
  3. ME Bakanı’mızca, kazanan (3 derece ve 9 Mansiyon)projelerin ödüllendirilmeleri

             Proje ile ilgili notlar:

1.Projemiz, Cambridge Üniversitesi Eğitim fakültesi Öğretim üyeleri (Ms Darleen Opfer ve Mr David Frost) nce izlendi ve sonunda raporlandı.

2.Eğitimci Dr Özgür Bolat asistanım olarak, sürecin eğitiminde üstün görevi yerine getirdi.

3.Proje, 5-8 Ocak 2005-2008 tarihleri arasında, Yeni Zelanda’nın Auckland şehrinde 22’ncisi yapılan, Uluslararası Okul Etkinliği ve Gelişimi Kongresi (ICSNI)ne, Dr Özgür Bolat tarafından sunuldu. Projemiz, 32 ülkeden gelen 165 proje arasında birincilikle ödüllendirildi.

4.Projeye katılan her bir formatöre:

  1. 1 bilgisayar
  2. 1 akıllı tahta
  3. Programlar
  4. Günlük yevmiyeleri verildi.
  5. Kazanan Proje sahibi öğrenci(ler), öğretmeni ve okulu ödüllendirildi.

6.Yarışmada değerlendirilen her öğrenciye proje değerlendirme karnesi gönderildi.

Projenin Değerlendirilme Kriterleri, proje öncesi öğrencilere, daha sonra değerlendirme jürisine verildi. Sonunda, Öğrenciler ellerine geçen Kriter karnesindeki notlarına göre, sapmaları, öğretmenleri ile değerlendirme olanağı buldular. Bu kazanım, projenin en değerli tarafı oldu. Ülkemizde, değişik kurumlarca yapılan projelerde, ödül kazananlar neden kazandıklarını bilemedikleri gibi, hele kaybedenler neden kaybettiklerini (sapmaları) hiç bilemezlerdi. Uluslararası ödülü almamızın en etkili tarafı bu oldu. Kongrenin bizim sunumumuza katılan görevli bilhassa, bunu bana belirtti.

6.Projemizin kitabı ÖPYEP (ISBN:978-975-6959-30-5) olarak, Sayın Arzu Karamani Pekin tarafından yazıldı. TEV tarafından bastırılarak her formatöre, okuluna ve Milli Eğitim Müdürüne birer adet gönderildi.     

Doğru öğretmen adaylarının formasyon eğitimlerinde proje yaptırmaya, öncelik verilmesi şarttır.

Saygılarımla,

Necmettin Bağcı
Öğretmen
17 Aralık 2020

 

Görüşlerinizi Paylaşın