X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Obezitenin Frenlenmesi için İyi Bir Başlangıç- Şekerli İçeceklerden Kaçınmak (Fruktozun Barsak Hücreleri Üzerinde Yeni Açıklanan bir Etkisi)

Obezitenin Frenlenmesi için İyi Bir Başlangıç- Şekerli İçeceklerden Kaçınmak (Fruktozun Barsak Hücreleri Üzerinde Yeni Açıklanan bir Etkisi)

İstikrarlı bir şekilde insidansı artan ve 1975 ile 2016 arasında küresel olarak üç katına çıkan obezite, halk sağlığı üzerine yüksek bir maliyet getirmektedir. Obezite, bireylerin kanser de dahil olmak üzere çeşitli hastalıklara yatkınlığını arttırmaktadır. Her yıl küresel olarak obeziteye bağlı ölümlerin sayısı (tahmini 2,8 milyon), mevcut pandemide bildirilen COVID-19 ile ilişkili ölümlerin ölçeğindedir.

Yağdan zengin beslenme obezitedeki artışın suçunu üstlenmiş olsa da, işlenmiş şekerlerin ve özellikle yüksek fruktozlu mısır şurubunun aşırı tüketimi, beslenmeye bağlı obezitede güçlü bir şekilde rol oynar.

Fruktozun insanlarda obezite ile ilişkisinin mekanizmaları uzun süredir sıcak bir tartışma konusudur.

İnce bağırsağın, fruktozun zararlı etkilerine karşı memeli vücudu için kapı bekçisi görevi gördüğüne dair kanıtlar ortaya çıkmıştır. Fruktozun zararlı etkilerinin başında karaciğerde anormal yağ birikimi (steatoz) gelir. Orta derecede tüketilen fruktoz - örneğin makul miktarda meyve tüketirken alınanlar - bağırsak hücreleri tarafından alınır ve parçalanır. Şekerli bir içecek tüketimi ile alınabilecek fazla miktarlar, bağırsağın emme kapasitesini aşar ve fruktoz ya kan dolaşımına "sızar" ve “parçalanmadan” karaciğere ulaşır ya da ince bağırsaktan dökülerek kolona ulaşır.

Bu sene Eylül ayında Nature dergisinde yayınlanan bir makalenin sonuçlarına bakıldığında yağlı yiyeceklerle birlikte şekerle tatlandırılmış içecekleri tüketmeden önce bir kere daha düşünmek gerekiyor. Çünkü yazarın iddiasına göre yüksek fruktoz içerikli mısır şurupları barsağın besinleri emme kabiliyetini arttırarak obezite gelişimine katkı sağlıyor. Bahsedilen bu çalışmada özetle, yüksek içerikli mısır şurubu (insan diyetinde sıklıkla yer verilen bir tatlandırıcıdır) ile beslenen farelerde, barsak yüzey alanında anlamlı derecede yüzey artışı gözlendiği, bunun da diyetle alınan besinlerin emilimi ve kilo artışı ile ilişkisinin anlamlı olması vurgulanıyor. Çalışmanın tasarım ve mekanizma detayları ile ilgilenecek okurlarımız, yayına https://www.nature.com/articles/d41586-021-02195-1 linkinden erişebilirler.

Az anlaşılmış veya bilinmeyen mekanizmaların aydınlatılması, tıpkı bahsedilen konuda olduğu gibi bir enzimin veya bu enzimi kodlayan bir genin hastalık/bozuklukla ilişkisinin açıklanması, hiç şüphesiz ilgili hastalık için yeni tanı ve tedavi alanlarının geliştirilmesi yönünden çok önemlidir. Ancak obezite gibi birçok hastalıkla ve ölümle ilişkisi bilinen bir durum değerlendirildiğinde; en kıymetli bilgi, bu durumun ortaya çıkmasına neden olabilecek davranışlardan kaçınmanın yollarının bilinmesi ve uygulanması olacaktır. Özellikle hareketliliğimizin azaldığı, beslenme alışkanlığımızın yanlış ve sağlıksız yönde bozulduğu günümüzde, geleceğimizi düşünerek gençlerimizi şekerle tatlandırılmış içeceklerden uzak durmaya davet ediyoruz. Sağlıksız yaşam şekli alışkanlığının gençlikten itibaren kümülatif bir etki ile ortaya çıktığı gerçeğini unutmadan sağlıklı bir dünya için sağlıkla yaşayalım…

 

Görüşlerinizi Paylaşın