X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Dünya Kadınlar Günü

Dünya Kadınlar Günü

Işın Gürel / Gazeteci

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki; bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki; bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”  Mustafa Kemal Atatürk

Gazeteciliğe üniversitede okurken başladım… Neredeyse 35 yıl önce… O zaman üzerinde durulan ama yazılı basında (yazılı basın diyorum çünkü tek kanal TRT, sosyal medya henüz yok) yarattığı “dram” yüzünden kendine yer bulan “töre” cinayetleri vardı.

Aslında genç kadınları hatta çocukları mağdur edip, sonra “namusumuz gitti” feryatları ile “intihar etmiş gibi” gösterilen veya direkt aile meclisi kararıyla ölümüne hükmedilen yüzlerce kadın bugün olduğu gibi o günde de vardı…. Kendine tecavüz edenin hapis cezasından yırtmasını sağlayan yüzlerce şiddet odaklı mecburi evlilikler yine vardı… Okutulmayan pırıl pırıl kız çocukları yine vardı… Sadece bizler daha az duyuyorduk. Toplum en eğitimsizinden en eğitimlisine, herkes, kadına yönelik şiddetin duvarların ardından devam ettiğini bile bile,  “aile kutsaldır” kodlamasıyla sessizliğini koruyordu.

Özellikle 12 Eylül darbesinin ardından gelen tüm yasaklara başaldıran Türkiye’deki kadın hareketi oldu. Sevgili Duygu Asena’yı tam da bu noktada anmak lazım.  Bu konuya baş koyan onlarca kadın ve erkek, eşitlik konusunu tıpkı Atatürk’ün tarif ettiği düzeye çıkartmak için çok çalıştı. Hala da çalışmaya devam ediyor.

Cumhuriyetin 100. Yılı geride kaldı. Gelin, büyük lider Atatürk’ün kadın hakları konusunda o günlerde yaptıklarından bazılarını hatırlayalım…

  • Kadınlara eğitim ve seçme seçilme hakkını tanıdı.
  • Kadın mahkemelerde tanık olarak kabul edildi.
  • Kadına velayet hakkına, tıpkı erkeğe tanındığı gibi, kavuştu.
  • Erkeğin tek kadınla evlenme ve evlenebilmek için de yaş sınırı kondu.
  • Evlenirken kadının zorlanmaması için “evet” diyerek evlenme konusunda rızasını memura belirtmesi zorunlu hale getirildi.
  • Erkeğin kadını istediği zaman boşama hakkı kaldırılıp yerine erkek ve kadın eşit şekilde ancak dava açarak belli sebeplerle boşanabilecekleri bir madde eklendi.
  • Kadın ve erkek aynı oranda miras hakkına sahip oldu.

 

Yukarıda sayılanlar o günün koşullarında ne kadar yenilikçi ve hayranlık uyandırıcı ama bugünün koşullarında ne kadar doğal ve eşit değil mi? Peki kadınlarla erkekleri eşit hale getirerek hayatına başlayan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023 yılı karnesi nasıl?

Öncelikle önemli bir hak kazanımı ile başlayalım. 24 Ocak 2024 tarihi itibarıyla kadınlar eğer isterlerse eşinin değil yalnızca kendi soyadlarını taşıyabilecek.

Türkiye’nin Eşitlik Açısından Dünyadaki Karnesi

Dünya Ekonomik Forumu'nun raporlarına[1] göre, Türkiye eşitlik açısından (Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu) incelenen 146 ülke arasında 129. sırada yer alıyor. Ekonomik yaşama katılım ve fırsatlar bakımından ise 133. Sırada olan Türkiye’nin üç ülke üstünde Suudi Arabistan var. Raporda Türkiye; Avrasya ve Orta Asya bölgesinde kadınların cinsiyet eşitliği uçurumunu kapatma oranı en düşük ülkeler arasında yer alıyor. Kadınların ekonomik hayata katılımı bakımından bölgede Tacikistan ile birlikte karnesi en kötü durumda olan Türkiye, cinsiyet uçurumunu yüzde 60'tan az kapatmış tek ülke[2]. Eğitimde 99., siyasette güç kazanma açısından 118., sağlıkta ise 100. sırada olduğu ifade ediliyor.

Kadına yönelik şiddet oranının OECD ülkeleri arasında Türkiye'de %38 ile en yüksek olduğu ve bu konuda ilk sırada yer aldığı da raporlarda yer alıyor. Diğer bir deyişle özellikle kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin sıklığı açısından da ülkemiz hala endişe verici seviyelerde. Türkiye’deki farklı kaynaklara bakıldığında 2023 yılında Türkiye'de 250 -400 kadının öldürüldüğü yazıyor. Ne garip değil mi? Bu konuda güvenilir doğru düzgün bir istatistik ve sayı yok!

Kadına yönelik şiddet konusunda uluslararası alanda imzalanan ilk sözleşme olması nedeniyle değerli bir belge olan ve ülkemizin de ilk imzayı atıp, ama sonra 20 Mart 2021 tarihinde de tek taraflı olarak çekildiği İstanbul Sözleşmesi hala ciddi bir tartışma konusu!

8 Mart 2024 Dünya Kadınlar Gününü Kutlarken….

Artık herkes biliyordur ama özetleyelim. Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında 40 bin kadın işçi daha iyi koşullarda çalışmak için greve başladı. Polis ile arbede yaşanmasının ardından kadın işçiler fabrikaya kitlendi ve yangın çıktı. 120 kadın öldü. 8 Mart 1857 yılında gerçekleşen bu acı olay hiç unutulmadı ve kadın hakları içinde dünyada bir ışık oldu. Türkiye’de ilk kez 1921’de kutlanan bu özel gün, bizlerin kendimizi de tartmamıza, gelişmelere veya gelişmeme durumumuzu değerlendirmemize vesile oluyor.

Şimdi arkanıza yaslanın ve düşünün… Türkiye’deki eşit hakların özgür kullanımını kendiniz değerlendirin. Kadınlar hala çocukların yetiştirilmesinde geleneksel olarak en büyük rolü üstlenmiş durumda. Erkek ve kız çocukları yetiştirirken acaba ne kadar eşit davranıyorsunuz? Onları “geleneksel” dolayısıyla “pozitif” gibi görünen ama “yanlış” olan kodlarla ne kadar yoğuruyorsunuz?  Toplumsal cinsiyet eşitliği kadının ve erkeğin birlikte atabileceği bir imzadır. “Paşa oğlum”, “prenses kızım” ile maalesef çocuklara özgüven aşılamıyoruz. Tam tersine eşitliğin altına her gün dinamit koyuyoruz. Bunu bile isteye yapmıyoruz belki ama farkında olmalıyız. Eğitimde, sağlıkta, ekonomide ve her yerde kadının haklar ve bu hakların kullanımı konusunda eşitlenmesi için farkında olmalıyız.

Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun!

 

 

 

 

 


[1] Global Risks Report 2023 | World Economic Forum | World Economic Forum (weforum.org)

 

[2] https://www.bbc.com/turkce/articles/cd1lvy6977no

 

 

Görüşlerinizi Paylaşın