X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Deprem ve Çocuk

Deprem ve Çocuk

6 Şubat ve sonrasında ardışık gelen depremler sonrası depremi unutmamak, unutturmamak için bültenimizin her sayısında yer vereceğimizi belirtmiştik. Bizi kırmayıp yazıları ile destek olan Sayın Üneri’ye teşekkürlerimizi sunuyoruz. Aşağıda 8 Mart kapsamlı bültenimizde
yer alan yazısının https://ebulten.duzen.com.tr/guncel-saglik-haberleri/deprem-ve-cocuk ) ikinci bölümünü okuyabilirsiniz.

DEPREM VE ÇOCUK: BÖLÜM 2

Kayıp deprem sonrası üzerinde durulması gereken önemli kavramlar arasında yer almaktadır. Aslında kayıp yalnızca sevdiği kişilerin kaybını deneyimleyen çocuklar/gençler için yaşanılan bir süreç olarak değerlendirilirse, bu deprem sonrası yaşanılan kayıp ile ilgili süreçleri tam olarak açıklamakta yetersiz kalacaktır. Deprem bölgesinde süreci yaşayan çocuklar için kayıp yalnızca kişilerin kaybı ile sınırlı kalmamakta, daha geniş bakış açısıyla, yaşanılan evin, alıştığı sokak görünümünün, gittiği okulun, alıştığı sınıf düzeninin, ev düzeninin, kısaca yaşam rutinlerini değişmesini de içermektedir.

Çocukların değişimlere uyum sağlama becerileri yüksektir. Ancak yaşama ilişkin değişiklikler, kayıplar ne kadar çoksa uyum süreçlerinin çocuğu zorlayıcı etkisinin o kadar artacağı unutulmamalıdır. 

Çocuklarımız afet sonrası ne gibi tepkiler gösterebilir?

Çocukların yaş gruplarına göre deprem gibi doğal afetler sonrasında gösterebileceği normal tepkilerin neler olabilir?

Erken çocukluk dönemi (0-6 yaş):

Küçük çocuklar tehlikeyi önceden tahmin edemezler veya kendilerini nasıl güvende tutacaklarını bilemezler. Bu nedenlerle de savunmasızdırlar. Bu yaş grubu çocuklar hem fiziksel hem de duygusal olarak hayatta kalmak ve korunmak için bakım verene bağımlıdır. Küçük çocuklardaki güvenlik duygusu, korkutucu görsel uyaranlar, yüksek sesler, şiddetli hareketler ve öngörülemeyen, korkutucu bir olayla ilişkili diğer duyumlardan etkilenebilir. Böyle durumlarda çocuk kendisini bu olayı yaşamamış yaşıtlarına göre daha az güvende ya da korunmuş hissedebilir.

Travmadan bakım veren de etkilemişse bakım veren ile çocuk arasındaki ilişki de etkilenir. Küçük çocuğa bakım veren kişi veya kişiler, çocuğun güçlü duygularını düzenlemesine yardımcı olamadığında çocuklar yoğun stres yaşayabilirler ve travma öncesinde var olmayan, çoğu kez bakım verenlerin de nasıl baş edeceklerini bilemedikleri davranışlar sergileyebilirler. Bu yaş grubundaki çocukların sözel ifade becerileri kısıtlı olduğu için yaşadıkları zorlukların yansıması olarak kâbus görme, travma ile ilişkisiz gibi gözüken yeni korkuların ortaya çıkması ve tekrarlayan travma ile ilgili oyunlar oynaması görülebilir. Yeni durumlarda ebeveyne yapışabilir, kolayca korkabilir, zor ve/veya agresif ve dürtüsel olabilirler. Ayrıca yakın zamanda edinilen gelişim becerilerini kaybedebilir, işlev ve davranışlarında gerileme gösterebilirler.  Çocukların yaşadıkları ile baş etme süreçlerinde ebeveynlerin tutarlı, onları deneyimleri hakkında konuşmaları, oynamalarına izin verici, alan açıcı ve güvence verici tutumları çocukların travma sonrası ortaya çıkan sorunlarını aşabilmeleri için yararlı olacaktır.

Okul çağı dönemi (7-11 yaş)

Bu yaş grubundaki çocuklar anıları hatırlarken travma ile ilgili olayları yanlış sıralayabilirler. Bunun ardında çocukların, travmayı öngören uyarı işaretleri olduğu, yeterince dikkatli olursa bunları fark edebileceği ve gelecekteki travmalardan kaçınabileceği inancı olabilir. Okul çağındaki çocuklar da erken çocukluk dönemindeki çocuklar gibi, travma sonrasında oyun ve çizimlerle travmayı yeniden canlandırabilirler. Bu yaş grubunda küçük yaşlarda çok rastlamadığımız sözel olarak yaşadıklarını paylaşma, anlatma isteği de olabilir. Bu anlatımları zorlamadan, öğüt vermeden dinleyen ve anlamaya çalışan yetişkinlerin varlığı çocuk için ruh sağlığını koruyucu ve onarıcı işlev görecektir.

Ergenlik dönemi (12 yaş ve sonrası)

Ergen yaş grubunda travmatik deneyimler sonrası ortaya çıkan yakınmalar erişkinlerin yakınmalarına benzer hal alır. Travma sonrası travmayı tekrar tekrar yaşama deneyimi, kâbus görme, travmayı hatırlatıcı yerlerden, aktivitelerden uzaklaşma, olayları hatırlamada güçlük, sığ duygulanım, yaşamdan keyif alamama, geleceğin kalmadığı düşüncesi ve buna bağlı yoğun sıkıntı yaşama, uykusuzluk, tedirginlik, tetikte olma, kolay sinirlenme gibi zorluklar ortaya çıkabilir.

Ne zaman bir hekime başvurmak gerekir?

Tüm yaş gruplarında görülebilecek yakınmalar konusunda unutulmaması gereken bu yakınmalar uygun koşullar sağlanmasına rağmen bir aydan fazladır devam ediyorsa, çocuğun/ gencin yaşamında geçen süreye rağmen okula devam edememe, eve giremememe benzeri önemli zorluklara yol açıyorsa, şiddet ve sıklığında geçen zamana karşın değişiklik olmuyor, hatta artış yaşanıyorsa mutlaka bir çocuk psikiyatristi ya da klinik psikolog tarafından çocuğun/gencin değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

Çocukları olumsuz deneyimlere karşı korumaya yardımcı olabilecek olumlu, şefkatli ve koruyucu bir yetişkinin güvenilir varlığı, travma sonrası çocukların/gençlerin ruh sağlığının korunması açısından temel faktördür. Bu nedenle ebeveyn olarak sizlerin de yaşantınızı etkileyen zorluklar varsa destek almanız, kendinizi ikinci plana atmamanız önemlidir.

Deprem sonrası ebeveynler dışında devlet kurumlarına ve diğer vatandaşların sağlayabileceği, travma sonrası ruh sağlığı sorunlarının daha az yaşanmasına destek olan önemli faktörler arasında öncelikli olan süreklilik ve tutarlılık gösteren iyi bir sağlık ve sosyal destek hizmetinin sağlanmasıdır. Bu konu ile ilgili eksiklikler olsa da iyileştirmeye yönelik çabanın varlığının, bireysel olarak umudun kaybolmamasına destek olacağı düşüncesindeyim. Sağlıklı günler dileğimle.

Prof.Dr. Özden Şükran Üneri

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı-Psikoterapist

 

Görüşlerinizi Paylaşın