X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Bir Açık Uçlu Proje

Bir Açık Uçlu Proje

Mustafa Kemal Atatürk; milletinin bağımsızlığını, daha 1890’ın ilk yıllarında düşünmeye başlamış, hayallerini arkadaşları ile paylaşmıştır. Ölümüne kadar, bu düşüncesinin gerçekleşmesi için savaşmıştır.

Her proje, başlangıcı ile bitişi arasında, bir zaman dilimine oturur. Atamızın bu projesi bir milletin yaşamını içerdiği için, sonsuza dek var olacak , ucu açık bir projedir.

Her proje, gerektiğinde değişebilir, değiştirilebilir. Bu, çok doğal bir uygulamadır, yadırganmaz. Atamız, projenin her adımında karşılaştığı zorluklara boyun eğmemiş, 0nları yenmesini bilmiş, her an, ölümle yüzleşmiştir. Bu yöntem de gelecek nesillere, paha biçilmez bir örnek derstir.

Her fani gibi, bir gün öleceğini bilmektedir. Projesinin, yani Cumhuriyetin gelecek nesillere geçmesini sağlamanın yolunu çok açık bir şekilde, nutkunda göstermiştir.

Nutuk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı ile başlar, Gençliğe hitabı ile biter. Projesinin geleceğini emin ellere, Türk Gençliği’ne   emanet eder.

     “ Ey Türk Gençliği birinci vazifen……. …….asil kanda mevcuttur.”

19 Mayıs 1919,Samsun’a çıkışı projesinin ortası değildir. Ucu açık bir projenin ortası olmaz. Olsa olsa önemli bir adımı olur. Bunun adı da Spor ve Gençlik Bayramıdır.

Kendi ile biten ilk gençlik neslinden sonra 4 nesil daha geçti. Bu projenin nesilden nesle aktarılması görevi kime verildi?

ÖĞRETMENLERE

1952-54 yıllarında, Balıkesir Necatibey  Öğretmen okulu’nda , parasız yatılı (Leyli-Meccani ) olarak okudum. Cumhuriyet ve 23 Nisan Bayramları’nda (30 Ağustos Bayramı tatile geliyordu) ,Okulumuzdan şehir meydanına ,marşlar söyleyerek yürüyüşler yapardık.

“Biz öğretmen namzetleri

  Cumhuriyet gençleriyiz.

  Vatanında hür yaşayan

  Bir milletin rehberiyiz.”

Aradan 70 yıl geçti. Hala, nasıl bu marşı isteyerek, gururla söylediğimizi hatırlıyor, yaşıyor, duygulanıyorum.

“ ….Bir milletin rehberiyiz…….”

19 Mayıs Bayramı etkinlikleri provaları, ayni heyecanla sürerdi. Provalara, her öğrenci, kendi (normal spor kıyafeti ile katılırdı. 18 Mayıs gecesi, bayram kıyafetleri (beyaz atlet, şort ve spor ayakkabılar) dağıtılırdı. Ertesi gün bu bayram kıyafetimizle, Şehir stadında, halka gösterilerimizi sunardık.

Okula dönüşümüzde, bayram kıyafetlerimizi iade ederdik. Kıyafetler yıkanır, ütülenir, kalıplanır, gelecek yıl için depoya kaldırılırdı.

Geçmiş 70 yılda, algılayan ve sorgulayan öğrenciler yetiştirmeye çalıştım. Atamızın bana verdiği bu büyük görenin bilincinde ve sorumluluğunda, öğrenciler yetiştirdim. Sınıflarda, Atamızın fotoğrafının bir yanında İstiklal Marşı’mız diğer tarafında Atamızın gençliğe hitabesi yer alır. Öğrencilerime, görevim olarak, severek ve sevdirerek, hiç bıkmadan ve bıktırmadan yapmaları gerekeni ve sorumluluklarını anlatmaya çalıştım.

Nesilden nesile, aktarılması gerekeni yapan bir Türk öğretmeninin gururunu taşıyorum. Biz, bütün öğretmenler, bu kutsal görevi bir vazgeçilinemez ödev sayıyoruz. Nitekim, sonra bile, belli günlerde, Anıtkabir’in artan sayılarda ziyaret edilmesi bile, görevimizi nasıl yaptığımızın bir göstergesi değil midir?     

Ama ne yazık ki Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları ve Eğitim Enstitüleri kapatıldı….Yazık…Çok yazık oldu. Rahat uyu Atam, Gençlik görev başında…

                                                                                             Necmettin Bağcı

                                                                                                 Öğretmen

 

Görüşlerinizi Paylaşın