X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Kalp Sağlığı Bölüm 2

Kalp Sağlığı Bölüm 2

KALP SAĞLIĞI İLE İLGİLİ EN ÇOK MERAK EDİLENLER

İdil Seven / Kardiyoloji Uzm. Dr. Deniz Şahin

Temel sağlık konularının başında gelen kalp sağlığımız ile ilgili en çok merak edilenleri ve kalp sağlığı ile ilgili en güncel sorularınızı hekimimiz Deniz Şahin bu bültenimizde de okuyucularımız için yanıtlamaya devam ediyor. Bu sayımızda ikinci bölümünü paylaştığımız Kalp Sağlığı serimizin ilk bölümünü bir önceki sayımızdan ve Düzen Laboratuvarlar Grubu Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

SORU 1: Ailede kalp hastalığı öyküsü varsa, nelere dikkat etmek gerekir? Genetik yatkınlık ne kadar önemli?

Cevap 1:  Elbette şanslı bir genetik mirasa sahip olmak önemlidir. Anne, baba, kardeşler gibi birinci derece akrabalarında; özellikle 40 yaş altı erkek ve 50 yaş altı kadınlarda bir kalp damar hastalığı olması durumunda ; kalp hastalığı olma riski aile öyküsü olmayanlara göre daha yüksektir. Bu yatkınlık hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi gibi diğer risk faktörleri için de geçerlidir. Yine bazı kalp kası hastalıkları, bazı ritim bozuklukları  ve aort anevrizmasında da ailesel yatkınlık olduğu bilinmektedir. Bu kişilerde çocukluk çağından başlayarak doğru beslenme, düzenli aktivite, tütün ve benzeri maddelerden uzak durarak  ve sağlıklı bir sosyal ortam oluşturarak risk azaltılabilir. Tabi ki düzenli tıbbi kontroller de ihmal edilmemelidir.

SORU 2: Kadınlarda menopozun kalp sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi var mı? Premenopoz ve menopoz dönemlerinde kadınlar kalp sağlıkları için nelere dikkat etmeli?

Cevap 2: Kadınlar ergenlikten ileri yaşlara kadar kardiyovasküler fizyolojiyi etkileyen hormonal değişiklikler yaşarlar. Endojen östrojenler menopoz öncesi kadınlarda damar yapısını korur ve kan basıncı kontrolüne katkıda bulunur. Menopoz sonrası kadınlar östrojenin bu koruyucu etkilerini kaybederler. Bu nedenle hipertansiyon gelişme riski artar. Ayrıca santral obezite, insülin direnci ve lipid profilindeki değişiklikler nedeniyle kardiyovasküler risk artar. Yine erken menopozda koroner arter hastalığı riskini arttırır. Bu süreçte sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmelidir. Dengeli bir beslenme planı oluşturulup düzenli egzersiz yapılmalıdır. Sigara ve alkol tüketiminden uzak durmalı , kilo kontrolü sağlanmalıdır. Bu değişiklikleri kabullenmek ve stresi  azaltmak için yoga ve meditasyon gibi aktiviteler denenebilir.

     SORU 3: Kalp hastalıklarını önlemek için öncelikli olarak nelere dikkat etmeliyiz?

Cevap 3: Kalp sağlığımızı korumanın en basit ve uygulanabilir yolu yaşam tarzı değişiklikleridir. Sağlıklı beslenme, günlük 30 dakika orta şiddette egzersiz, tütün ve alkol kullanmamak, stresten uzak durmak, yeterince uyumak, sağlıklı kiloda kalmak, düzenli olarak kan basıncı, lipid değerleri ve kan şekerinizi kontrol ettirmek temel prensiplerdir. 

SORU 4: Sağlıklı bir kalp için nasıl beslenmeliyiz? Hangi yiyecekler kalp sağlığına zarar verir?

Cevap 4: Günümüzde giderek artan sayıda insan şeker, tuz, doymuş ya da trans yağ içeren işlenmiş gıdalar tüketmektedir. Oysaki çocukluk çağından başlayan kalp dostu bir beslenme ile kalp damar hastalığı riski azaltılabilir. Önerilen Akdeniz tipi beslenme dediğimiz zeytinyağı, sebze, meyve, balık ve kuruyemişten zengin besinler tüketilmelidir. İşlenmiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, deniz ürünleri, fındık, badem ve ceviz soframızda yer almalıdır. Kırmızı et ve doymuş yağlar azaltılmalı,; şekerli içecekler, şekerli ve unlu hazır besinler ve işlenmiş karbonhidratlardan uzak durulmalıdır.

SORU 5: Doymuş yağlar, trans yağlar ve sağlıklı yağlar arasındaki farklar nelerdir? Hangi yağları tüketmeliyiz?

Cevap 5: Doymuş yağlar LDL kolesterol düzeylerini yükseltir. Ayrıca insülin direncini de artırırlar. Et, süt ürünleri, sakatatlar, tereyağı ve yumurta  sarısı doymuş yağlardan zengindir. Trans yağların da LDL kolesterolü yükselttiği ve HDL kolesterolü azalttığı gösterilmiştir. Sıvı bitkisel yağların hidrojenize edilmesiyle elde edilen margarinler; ticari mutfaklarda, kızartmalarda, hazır yemeklerde sıklıkla kullanılmaktadır. Sağlıklı olan tekli ve çoklu doymamış yağlardır. Bu grup yağlar LDL kolesterolde düşme sağlayabilir. Omega 6’ dan zengin mısırözü, ayçiçeği ve soya fasulyesi yağlarıdır. Omega 3'ten zengin olan besinler ise deniz balıkları, keten tohumu ve yağı, soya yağı ve fındık yağıdır. Bununla birlikte diyette tüketilen esas tekli doymuş yağ asiti oleik asittir ve zeytinyağında bulunur. Sağlıklı yağlar grubunda olsa dahi tüm bu yağların tüketiminin belli sınırlarda tutulması yine de önemlidir.

SORU 6: İdeal kan basıncı değerleri nedir? Hipertansiyonun uzun vadede kalbe etkileri nelerdir? Kan basıncı, nabız ve oksijen seviyelerinin günlük takibi kalp sağlığı açısından ne kadar önemlidir?

Cevap 6: İdeal kan basıncı değeri 120 / 80 mmHg’ dır. Hepimizin, kan  basıncı kontrolünün yaşam boyu sürmesi gerektiğinin  bilincinde olması önemlidir. Kan basıncının 140 / 90 mmHg ve üzerinde olması hipertansiyon olarak tanımlanır. Hipertansiyon kalp damarlarının zamanla zarar görmesine ve dolayısıyla koroner arter hastalığına zemin hazırlar. Kalp duvarlarının kalınlaşmasına ve kalp yetmezliğine sebep olabilir. Özellikle ileri yaşta belirgin olmak üzere ritim bozukluklarına yol açabilir. Aort genişlemesi de, hipertansiyonun belirti oluşturmadan neden olabileceği önemli bir sağlık sorunudur. 40 yaşın altındaki yetişkinler için 3 yılda bir, 40 yaş üstünde en az yılda bir hipertansiyon taraması yapılmalıdır. Ailesel yatkınlığı veya eşik eden hastalığı olanlarda takip sıklığı hekim tarafından belirlenmelidir.

SORU 7: Kalp sağlığı için düzenli olarak yaptırılması gereken temel kan testleri nelerdir? Bu kontroller hangi yaşta başlamalı?

Cevap 7: Takip amacı ile yapılacak kan testlerin ilki trigiliseridler, LDL, HDL ve total kolesterolü içeren yağ, kolesterol ve lipid bileşenlerini ölçülmesidir. Ayrıca açlık kan şekeri ve glikolize hemoglobin (/HbA1c) , böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, tiroid fonksiyon testleri de yapılmalıdır. Bu testlere başlama yaşı kişinin risk faktörlerine göre değişir. Sağlıklı düşük riskli bireylerde 20 yaşından itibaren 3 yılda bir; 40 yaşından itibaren yılda bir önerilir. Ailede erken yaşta kalp hastalığı öyküsü ya da hipertansiyon, diyabet, obezite, sigara kullanımı gibi risk faktörleri varsa 20 yaşından itibaren hekim tarafından önerilen sıklıkla yapılması gereklidir.

SORU 8: Homosistein ve CRP testleri kalp hastalıkları hakkında ne söyleyebilir?

Cevap 8: Homosistein, vücutta protein metabolizmasının bir yan ürünü olarak oluşan bir amino asittir. Yüksek homosistein seviyeleri, kalp hastalıkları ve damar sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Yapılan araştırmalar, yüksek homosistein seviyelerinin kardiyovasküler hastalıkların bağımsız bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Yüksek homosistein seviyeleri, damar duvarlarına zarar vererek plak oluşumuna neden olabilir. Bu da damar sertliği) riskini artırır. Kanın pıhtılaşma eğilimini artırarak kalp krizi ve inme riskini yükseltebilir. Damarların esnekliğini azaltarak kan basıncının yükselmesine katkıda  bulunabilir:.CRP ise, normalde vücutta enfeksiyon olduğunda üretilen bir proteindir. CRP’nin yüksek olması, vücutta kronik iltihaplanma olduğunu gösterebilir ve bu durum kalp hastalıkları ile ilişkilidir. İnflamatuar sürecin yer aldığı damar sertleşmesine bağlı olarak kalp krizi ve inme riskini artar, hipertansiyona sebep olabilir. Bu testlerde yükseklik olması, kalp damar hastalıkları açısından risk değerlendirilmesini ve ileri tetkiki gerektirir.

 

 

SORU 9: Kalp sağlığını belirlemek için yapılan efor testi veya EKG gibi testler ne sıklıkta yapılmalı?

Cevap 9: Bu testlerin hangi sıklıkla yapılması gerektiği kişinin yaşı, risk faktörleri ve mevcut sağlık durumu gibi faktörlere bağlıdır. 40 yaşın altındaki sağlıklı bireylerde EKG ‘ nin düzenli çekilmesine gerek yoktur. 40 yaş üstü bireylerde 2-3 yılda bir, yüksek riskli olanlarda yılda bir; kalp hastalığı tanısı olanlarda ise hekimlerinin önerdiği sıklıkta yapılmalıdır.  Efor testi 40 yaş altında rutin önerilmez.  40 yaş üstünde 5 yılda bir, riskli grupta 2 yılda bir, kalp hastalığı tanısı almış olanlarda hekimlerinin önerdiği sıklıkta yapılabilir.

SORU 10: Uyku kalitesi ve uyku apnesi gibi rahatsızlıklar kalp hastalıklarını tetikler mi?

Cevap 10: Kötü uyku kalitesi ve uyku apnesi kalp hastalıklarını tetikleyebilir ve mevcut kalp damar hastalıklarını kötüleştirebilir. Yetersiz uyku kan basıncını arttırır, insülin direncini artırır, stres hormonlarını yükseltir, obezite ve kilo artışına sebep olur. Yetişkinler için önerilen uyku süresi 7-9 saattir ve 6 saatten az uyumak önerilmez. Uyku apnesi de uyku sırasında nefesin kısa süreli durmasıdır. Bunun sonuçları da ritim bozuklukları, hipertansiyon, kalp krizi ve inme riskinde artıştır. Her gün aynı saatte yatmak, yatak odasında tam karanlık sağlamak, akşam kafein ve alkol tüketimini azaltmak uyku kalitesini arttırarak kalp sağlığımız korumaya yardımcı olur.

SORU 11: Kronik stres, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklar kalp sağlığını nasıl etkileyebilir?

Cevap 11: Stres ve anksiyete  vücutta adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarını salgılanmasına yol açar. Bu hormonlar kalp hızı artışına ve hipertansiyona sebep olabilir. Aynı zamanda kalp ritmini bozarak çarpıntıya yol açabilir. Stres ve anksiyete yaşayan kişilerde sigara içme, alkol tüketme, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik gibi kalp sağlığına zarar verecek olumsuz davranışlar gelişebilir. Yine kronik stersin insülin direncini arttırarak kan şekerinde dalgalanmalara neden olabileceği bilinmektedir. Bu da diyabet gelişimini hızlandırır. Ayrıca stresin kan lipidlerine de olumsuz etkileri olduğu bilinmektedir. Yani psikolojik sağlık ile kalp sağlığı birbiriyle doğrudan ilişkilidir. Bu yüzden hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımıza bir bütün olarak önem vermemiz gerekir.

SORU 12: Sigara ve alkol tüketiminin kalp sağlığına etkileri nelerdir?

Cevap 12: Bildiğimiz gibi sigara, kalp damar sistemine zarar veren en büyük risk faktörlerinden biridir. Sigara içindeki nikotin damarları daraltarak kan basıncını yükseltir, damar tıkanıklığına ve kanın daha kolay pıhtılaşmasına sebep olur. Bu da ani ölüm riskini beraberinde getirir. Sigara içenlerde kalp krizi ve inme riskini artar. Kötü huylu kolesterolü arttırır, iyi huylu kolesterolü azaltır. Aşırı ve düzenli alkol tüketimi de kalp sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturur. Hipertansiyona yol açar, çarpıntı ve ritim bozukluklarına  sebep olur, kalp kasını zayıflatarak kalp yetmezliğine zemin hazırlar. Yine karaciğerde yağlanmaya ve kan yağlarında yükselmeye yol acar. Bu nedenle sigarayı tamamen  bırakmak ve  alkol tüketimim sınırlandırmak  ya da bırakmak kalp sağlığımızı korumak için atılabilecek en önemli adımlardan biridir.

 

 

Görüşlerinizi Paylaşın