Erken HIV Enfeksiyonu İçin Uyarıcı Belirtiler ve Toplumsal Farkındalık
DÜNYA AIDS GÜNÜ
HIV’in (AIDS Virüsü) dünyada yayılımını durdurmak, hastalıktan etkilenenlere destek olmak ve toplumsal farkındalığı arttırmak amacıyla 1998 yılından bu yana 1 Aralık günü “Dünya AIDS Günü” olarak kabul edilmiştir.
AIDS ile mücadelede en önemli silahımız eğitim ve korunmadır
AIDS hastalığının etkeni HIV, insan immun yetmezlik (Human Immun Deficiency) virüsüdür ve AIDS gerekli önlemler alınmadığı takdirde hızla yayılan bir hastalıktır. AIDS bağışıklık sisteminin baskılanması sonucu ortaya çıkan, fırsatçı enfeksiyonlar ve tümörlerin oluşturduğu bir hastalık olup henüz virüsün vücuttan kalıcı olarak eliminasyonunu sağlayacak bir tedavisi ya da aşısı bulunamamıştır. Mücadelede en önemli silahlarımız eğitim ve korunmadır.
HIV Enfeksiyonunu Nasıl Geçer?
-Cinsel yolla temas
HIV enfeksiyonunun en sık bulaşma şeklidir. HIV korunmasız (kondom/ prezarvatif kullanılmadan) yapılan her türlü cinsel temasla bulaşabilmektedir.
-Kan ve kan ürünleri yolu ile
Virüsü taşıyan enfekte kişilerden alınan kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir.
-Anneden bebeğe geçiş
HIV enfeksiyonu gebelik süresince, doğum sırasında vücut sıvıları ve emzirme sırasında süt ile bebeğe geçebilmektedir.
“Akut Retroviral Sendrom” olarak adlandırılan erken HIV enfeksiyonunda görülen ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, tonsillit, farenjit tablosu, boyun, koltuk altı, kasık gibi bölgelerde lenf bezlerinde büyüme, halsizlik eklem, kas, vücut ağrıları, döküntü gibi semptomlar hastalığın streptekokal tonsillit, grip, ve diğer döküntülü viral hastalıklar ile karıştırılmasına neden olabilir. Bu tablo enfekte olan hastaların 2/3’ünde ilk haftalarda gelişmektedir. Bu dönemde kanda virüs çoğalmaya devam eder ve hastaların viral yükü çok yüksektir. Viral yükün çok yüksek olması nedeniyle bulaştırıcılığın en yüksek olduğu dönemdir. Yaklaşık 1-2 hafta sürer. Ateş en sık saptanan erken belirti olup enfekte olan kişilerin %66’sında görüldüğü bildirilmektedir. Döküntü enfekte kişilerin %50 ‘sinde saptanabilir.Vücudun her hangi bir bölgesinde olabilmekle beraber genellikle gövde ve yüzde saptanır. Bazı kişilerde ani, yama tarzında , ağrılı ve kaşıntılı raş tarzında döküntü gelişebilir. Döküntü genellikle ateş çıktıktan 3 gün sonrasında klinik tabloya eklenir.
Anti retroviral tedaviler ile hastalık günümüzde ölümcül bir hastalık olmaktan çıkarak yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren kronik bir hastalığa dönüşmüştür. Hastalıktan korunma ve mücadelede en etkin yol, bulaşma yollarını bilerek etkin şekilde korunmaktır. Yakın dönemde şüpheli temas, yeni veya çoklu partner öyküsü olan kişilerde temas sonrasında erken dönemde benzeri semptomların gelişimi söz konusuysa bu kişilerin HIV enfeksiyonu açısından zaman kaybetmeksizin test yaptırmaları gerekli ve hem kendi sağlıkları hem de toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Erken tanı ve zamanında başlanılan etkin antiretroviral tyedavi sayesinde viral replikasyon baskılanır, semptomlar geriler, başka kişilere bulaş önlenmiş olur ve uzun vadede daha iyi klink sonlanım sağlanır.
Prof. Dr. Deniz Atakent
Kaynaklar:
- https://www.huffpost.com/entry/early-warning-signs-hiv-symptoms_l_655b9172e4b0c0333becf900
- https://www.klimik.org.tr/2022/12/01/1-aralik-2022-dunya-aids-gunu/
- https://hastane.bozok.edu.tr/sayfa/hivaids-ve-1-aralik-dunya-aids-gunu,tr-283.aspx