X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Depremler Tarımı da Sallıyor!

Depremler Tarımı da Sallıyor!

Bilgi ve İletişim uzmanı -Işın Gürel-

Türkiye, 6 Şubat 2023 sabahına önce merkez üssü Pazarcık olan 7,7 büyüklüğünde bir depreme uyandı. Saatler sonra ise bu kez merkez üssü Elbistan olan 7,6 büyüklüğündeki ikinci bir depremle sarsıldı. Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kilis’i etkileyen depremlerde hayatlar yitirildi, kentlerin büyük bölümü yıkıldı; hatta bazı şehirler neredeyse yok oldu.

Depremi en derinden yaşayan 10 ilde bir yandan insani diğer yandan da ekonomik sonuçlar tartışılmaya başlandı. İşte bu değerlendirmeler arasında önemli başlıklardan biri de “Tarım” oldu.  Türkiye’nin bitkisel üretiminin %20’sinin depremden etkilenen bölgenin sınırları içinde olması başka bir tehlike sinyalini de önümüze koydu.

Dünya Gazetesi yazarı Naki Bakır, tarım ihracatının beşte birinin depremi birebir yaşayan bu 10 ilden olduğunun altını çiziyor. Türkiye’de tarım yapılabilen alan 238,5 milyon dekar. Bu alanının yüzde 16,2, diğer bir deyişle 35,8 milyon dekarlık bölümü ise depremzede illeri kapsıyor.

Yine bu illerdeki çiftçilerimiz ülkedeki toplam çiftçi varlığının %13’ünü oluşturuyor. Depremlere kadar yaklaşık 270 bin kadar kayıtlı çiftçi bu bölgelerde tarım yapıyordu. 

Gelin diğer verilere göz atalım:

Buğday, arpa gibi tahılların üretiminde Şanlıurfa, Diyarbakır ve Adana; sebze yetiştiriciliğinde Adana ve Hatay, meyve üretiminde ise Gaziantep başı çekiyor. Meyve içecek ve baharat bitkilerinin ekim alanlarında ise bu 10 il 9,3 milyon dekarla Türkiye’de dörtte bir paya sahip.

Tüm bu bilgiler deprem koşullarında bazı önemli tehlikelere parmak basıyor. Çok acil olarak Türkiye’nin sebze, meyve, tahıl ambarını oluşturan bu 10 ilde tarımı kollamak adına gerekli önlemlerin alınması lazım.

  1. Türkiye’nin gıda güvencesi için bu alanlara, çiftçilere ve de köylülere derhal sahip çıkılarak tarımsal üretimin nasıl sürdürüleceği konusunda yol haritasının çizilmesi;
  2. Bunun için üretici ile çiftçi için sürdürülebilir destek sağlanması (maddi desteğin yanı sıra pulluk, traktör, ekim makinası, gübre[1], gübreyi atacak makine, sulama ve tabii ki tohum ve mazot);
  3. Deprem bölgelerindeki çiftçilerin pek çoğunun ya yaşamlarını yitirdikleri veya yaralandıkları ya da göç ettikleri göz önünde tutularak ivedilikle bu konuda tedbirlerin alınması;
  4. Tüm Türkiye’nin ve deprem bölgesinin ortak geleceği ve gıda güvenliği için tarım politikalarının da depreme dirençli olarak yapılandırılmasına ihtiyaç var.

Tarım İhracatında da Alarm Çalıyor!

Toprak tohum ve ekilmeyi; bölgedeki insanlar yaralarının bir an önce sarılmasını ve yaşamlarını derinden etkileyen koşulların iyileştirilmesini beklerken, Türkiye ekonomisi de sadece depremlerden değil, bu depremlerin yol açacağı ekonomik krizi göğüslemeye hazırlanmak durumunda.

TİM[2] verilerine göre 2022 yılındaki toplam 226,6 milyar dolar olan tarım ihracatının % 8,9’u (20,1 milyar dolar) yine depremzede 10 ilimizden yapıldı. Mart ayına girerken, tohumun toprakla buluşmaya başlamasına artık neredeyse günler kaldı. Doğru, koşulların hiçbiri ‘normal’ değil.  Ancak hem gıda deposu hem tarım ihracatının beşte birini oluşturan bu on ilimize tarım ve hayvancılık açısından bir an önce kalıcı şekilde müdahale edilmezse, orta ve uzun vadede ülkemizin karşılaşacağı sorunlar giderek daha da zorlaşabilir.

[1] Bitkisel üretime destekleme ödemesi (17 Şubat 2023 tarihli Resmî Gazete), açıklanan çiftçiye mazot ve gübre desteği, çiftçinin ihtiyacı ve beklentisini karşılamaktan henüz uzak görünmektedir.

[2] Türkiye İhracatçılar Meclisi

 

Görüşlerinizi Paylaşın