X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Afetlerde Atık Sorunu

Afetlerde Atık Sorunu

Dr. Ayşe Ergüven

Normal hayatlarımızda kurguladığımız düzenimizin beklenmedik bir şekilde bozulması, gün içinde hiç düşünmeden yaptığımız işlerimizi, ani ve kontrol etmekte zorlanacağımız değişikliklerle yeniden ele almamızı gerektirir.

Bir afet bölgesinde doğal olarak ilk düşünülen barınma, ısınma ve beslenmenin sağlanmasıdır. Birey olarak en doğal ihtiyacımız olan kendimizi koruma güdüsünün sonucu olarak o bölgedeki yaşam alanımızı düzenlemeye çalışırız. Barınma koşulları sağlanırken örneğin çadır kurarken çadırlar arası mesafenin korunması gerekliliği gibi basit bir kuralın bölgede hayatını kurtarmaya çalışan insanların inisiyatifine bırakılmadan, kamusal sorumluluğu yönetmeleri için görevlendirilen insanların yapacakları işlerdir. Bir afet bölgesinde insanların kendi yaratacakları ortamlardan zarar görmelerinin engellenmesi de kamuyu yöneten insanların alacakları tedbirler arasında olmalıdır. Deprem olma olasılığı var denildiğinde “kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl” tedbir alacak planlanmış olmalıdır. Diğer afetlerden bağımsız olarak depremler örneğin sel gibi afetlerden zaman olarak daha uzun aralıklarla olurlar. Bazen bir bölgenin depremden zarar görmesi asırlar sonra olur ve biz insanlar bunu unuturuz. Bu durumda afet kontrol yöntemlerinin unutulmaması, takip edilmesi, günün şartlarına göre güncellenmesi çok çok önemlidir. Ama bunun normal hayatlarını yaşayan insanların umurunda olmadığı ve bazen de can sıkıcı bir tatbikat gibi algılanmasının da önüne geçilmesi gereklidir. Bu da ancak eğitimle olabilir.

Şubat ayını dünyada pek eşi görülmemiş deprem afeti ile karşıladık. Neyi, nasıl yapacağımızı bulmamız bayağı zaman aldı ve halen deprem bölgesinden atıklar ile ilgili enkaz kaldırma dışında organize bir çalışmanın bilgisi gelmiyor.

Atık kontrol edilmezse neler olabilir?  

İlk olarak biyolojik riskleri ele alalım:

  1. Deri üzerine bulaşan vücut sıvıları ve dışkı
  2. Sağlık hizmetleri için kullanılan her türlü malzeme ile temas
  3. Enkaz alanında ve çöplerde dolaşan taşıyıcı haşerelerle temas; burada özellikle sıçan ve fareler önemlidir çünkü hanta virüsü, leptospirosis, veba, bodur tifüs vektörlerini taşıyabilirler
  4. Sivrisineklerin taşıyıcı olduğu sıtma ve deng humması vektörleri
  5. Sineklerden gelen bakteriyel enfeksiyonlar
  6. Yiyeceğe ve yiyecek atıklarına gelen kuş, böcek ve kemirgenlerden gelebilecek her türlü bulaşıcı hastalık

Sonra da kimyasal tehlikelere göz atalım:

  1. Böcek ilaçları, çeşitli sanayii yağları (motor yağı gibi) ve asitlerle deri teması
  2. Buharlaşan kimyasal malzemelerin solunması
  3. Dioksinler/furanlar, poli aromatik hidrokarbonlar (PAH) gibi kontrolsüz atık yakılmasından kaynaklanan uçucu ağır metaller
  4. Asbest, küçük partikül içeren çeşitli tozlar
  5. Atıklardan gelen sızıntı suyuyla kirlenmiş yüzey/yeraltı sularının içilmesi; bu sular, yüksek düzeyde organikler, amonyum, ağır metaller, elektronik cihazların sistemlerini oluşturan her türlü baskı devre kartları (PCB) (ki bunlar çok çeşitli metal parçalar içermektedir) eser miktarda organikler ve uçucu organik bileşikler içerebilir.
  6. Atıktaki kimyasallardan kaynaklanan kokular veya bazı atık türlerinin ayrışmasından kaynaklanan sorunlar

Şimdi deprem bölgesine dönüp bakalım bunlardan hangilerine dikkat çekildi?O zaman sadece enkaz kaldırmak, yerleşim yeri kurmak sorunu çözmüyor, normal yaşamımızda bize bir sorun yaratmayan her türlü nesnenin afet durumunda da yaratmaması için program ve prosedürlerin ulaşılabilir yerlerde ve sorumluların elinde olması, uygulanması elzemdir. Bunun için değişik ülkelerin yaptıklarını uygulamaya çalışmak bile yeterlidir, şimdilik… [1][2]

[1] https://www.unocha.org/sites/unocha/files/DWMG.pdf

[2] https://cdn.who.int/media/docs/default-source/wash-documents/who-tn-07-solid-waste-management-in-emergencies.pdf?sfvrsn=17d5009e_4

 

Görüşlerinizi Paylaşın