X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

CUMHURİYETİMİZ 91 YAŞINDA

CUMHURİYETİMİZ 91 YAŞINDA

En büyük bayramımız CUMHURİYET BAYRAMI’nın 91. yılı kutlaması nedeniyle çıkarttığımız bu sayının editöryel makalesini yazmakta çok ama çok zorlanıyorum. Bunda Anayasa Mahkemesi Başkanının “En önemli, birinci derecedeki özgürlük, ifade özgürlüğüdür” ve YÖK Başkanının “Susturulmuş bir akademik camia var…” beyanları, ülkemizin başta güney komşularımız olmak üzere yaşanılmasını arzu edilmeyen kaos ve zalimlik ortamında yaşıyor olmamız, yeni “Cumhurbaşkanlığı Sarayında” yapılacak olan kabul töreni davetiyesinin “Türkiye Cumhuriyeti” tanımı olmadan “Türkiye Cumhurbaşkanı” adına yazılmış olması, Kobani nedeniyle vandalizme varan 35 kişinin ölümüyle kutuplaşmayı/bölünmeyi düşündüren olaylar, AB Genişleme Komiseri Stefan Füle’nin Meclise sevk edilen yeni yargı ve güvenlik paketi hakkındaki dikkat çekici uyarıları ve suiistimal iddialarının yargıya taşınması beklenirken savcılıkça gerekli görülmemesi gibi birçok etkenin rol oynadığı aşikardır."

Cumhuriyet kelimesi Türkçeye Arapçadan üretilen “Cumhur” kelimesi baz alınarak Latince “res publica” kelimesi karşılığı olarak girmiştir. “Halk, topluluk” anlamına gelir (TDK Güncel Türkçe Sözlük). Cumhuriyet kavramı temsili demokrasinin uygulanmasını ifade eder. T.C. Cumhurbaşkanlığı 1982 anayasası çerçevesinde siyasi sistemin temel unsuru olmuştur. İstediğiniz kaynaktan bakın, seçiliş ve yetkileri bakımından farkları olsa da 1982 anayasamızda olduğu gibi Cumhurbaşkanı, devleti (burada Türkiye Cumhuriyetini) ve milletin (burada Türk Milleti, T.C. vatandaşlarının oluşturduğu halkın) birliğini temsil eder. Sorumluluk alanları içinde olan “yasama”, “yürütme” ve “yargı” ile ilgili güçlerin ayrıcalığının güvencesidir.

IŞİD’in Irak ve Suriye’de oluşturduğunu iddia ettiği “İslam Devletinin” oluşum ve gelişim süreci içinde IŞİD’in Kuzey Irak (yarı otonom Kürt devleti) ve PYD (Demokratik Birlik Partisi)’nin direniş yaptığı/koruduğu Kobani müdafaasında devletimizin tutumunu değerlendirecek salahiyete sahip değilim. Yalnız bu sürecin “Kürt sorununa çözüm sürecine” içerden ve dışarıdan yapılan müdahalelerle beraber olumlu etki yapmadığı aşikardır. Belki bu nedenle, bugün Kobani’ye peşmerge geçişine izin verildiği duyurulmuştur. Bu konularda, gazeteci Sn. Cengiz Çandar’ın özetlemeye çalıştığım tanımıyla “güvenlik öncelikli” bir politika ve “tehditkar” bir dil Türkiye’yi çok tehlikeli bir yola adeta göre göre sürüklüyor”!

En azından basınımızı silkeleyen bu iç ve dış siyasi durumu Milli Eğitim eski Bakanlarımızdan Sn. Ali Naili Erdem ile konuşurken, Sn. Erdem, Gazi Mustafa Paşa’nın Milli Mücadele yılları sırasında Meclis kürsüsünden okuduğu Midhat Cemal Kuntay’ın;

Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hattâ

Çekmez kürenin sırtı o tâbût-ı cesîmi.

beyitini hatırlattı, teşekkür ederek paylaşıyorum.

Vatanımızın yapılaşmasını değiştirecek, ulusal bütünlüğün bozulmasına yol açacak değişikliklerin, değil Orta Doğuyu, tüm dünyayı daha büyük sıkıntılara sokacağı aşikardır. Dünya siyasetinde söz sahibi Birleşmiş Milletler genel ve geçici kurul üyelerinin böyle bir değişime imkan verecek politikalardan uzak duracağını, ABD’nin Türkiye’ye atadığı büyükelçinin kariyerine, Cumhurbaşkanımızın Putin ve Afganistan dönüşünden sonra Obama ile olan telefon görüşmesine bakarak söyleyebilirim.

Yazımı barış, huzur ve birlik içinde ifade özgürlüğümüzün sürdüğü nice 29 Ekimlere diye bitirmeden, yine Sn. Kuntay’ın sanki bugün bölgemiz için yazmış olduğu “ZÂLİMLERE İTHÂF” şiirini paylaşmak isterim.

Asâbı çürük, göğsü çürük, rûhu çürükdür

Mağdûr olan insan gibi gaddâr olanın da;

Farz et ki yanardağdır, erir göğsü içinden,

Farz et ki güneşdir, boğulur kendi kanında!


Prof. Dr. Yahya LALELİ

20 Ekim 2014 tarihinde kaleme alınmıştır.

 

Görüşlerinizi Paylaşın