X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Obezite Genlerimizde Saklı Kaderimiz Mi?

Obezite Genlerimizde Saklı 
Kaderimiz Mi?

Genler insan fizyolojisinin, gelişiminin ve adaptasyonunun her alanını etkiler. Obezite de bir ayrıcalık oluşturmuyor. Ancak, obezite ve "genetik çevre etkileşimleri" olarak adlandırılan genetik yapı ile yaşam deneyimlerimiz arasındaki karmaşık etkileşime katkıda bulunan belirli genler konusunda görece olarak daha az şey bilinmektedir.

İnsan obezite genleri araştırması birkaç dekad önce başladı, moleküler biyolojideki hızlı ilerlemeler ve İnsan Genomu Projesinin tamamlanması bu konudaki arayışı yoğunlaştırdı. Bu çalışmalar ile çok nadir, tek genli obezite formlarından sorumlu olan birkaç genetik faktörü aydınlatıldı.

Bu bulgulara göre giderek daha net olan şey şu ana kadar saptanan genetik faktörlerin obezite riskine yalnızca küçük bir katkı sağladığı ve genlerimizin bizim kaderimiz olmadığıdır: "Obezite genleri" olarak adlandırılan genleri taşıyan birçok kişinin fazla kilolu olmadığı ve sağlıklı yaşam biçimleri ile genlerin yarattığı riskin kontrol edebildiği görüldü.

21. yüzyılda, obezite, zengin ve fakir, eğitimli ve eğitimsiz, batılı ve batılı olmayan toplumlarda oluşan bir sağlık sorundur yani deyim yerindeyse bir “pandemi”dir. Bununla birlikte, vücut yağ seviyesi kişiden kişiye değişir ve bazı insanlar her zaman diğerlerinden biraz daha fazla vücut yağı taşımak eğilimindeydiler.

Genetik değişikliklerle obezitenin dünyadaki hızlı yayılımını açıklamak pek mümkün değildir. Bir toplumdaki genlerin sıklığı ile tanımlanan "gen havuzu" birçok nesil için oldukça kararlı kalır, çünkü yeni mutasyonların veya polimorfizmlerin yayılması uzun sürer.

Eğer genlerimiz aynı kalıyorsa, son 40 yılda ne değişti de obezite oranı hızla yükseliyor? Yanıt: Çevremiz! Aşırı yememizi kolaylaştıran ve yeterli fiziksel aktivite yapmamızı zorlaştıran çevresel değişiklikler, obezitenin tetiklenmesinde anahtar rol oynamıştır.

Çoğu insan muhtemelen aile öyküsüne ve etnik kökenine bağlı olarak obezite için genetik yatkınlığa sahiptir. Genetik yatkınlıktan obeziteye geçiş, geçtiğimiz 40 yıl içinde diyet, yaşam tarzı veya diğer çevresel faktörlerde oluşan değişikliklere bağlıdır. Bu değişikliklerden bazıları şunlardır:

Günün her saatinde ve bir zamanlar yiyecek satmayan benzin istasyonları ve eczaneler gibi yerlerde yiyeceklerin hazır bulunması;

İşyerinde, ev içi etkinliklerde ve boş zamanlardaki fiziksel aktivitede dramatik bir azalma,

Televizyon seyretmek, bilgisayar kullanmak ve diğer yerleşik faaliyetler gerçekleştirmek için harcanan zamanın artması;

Yüksek oranda işlenmiş gıdalar, “fast food”lar ve şekerli içecekler ile ilgili teşvik edici pazarlama kampanyalarının her yerde yapılması.

Obezite, özellikle de sık görülen obezite üzerine genetik katkıların ve gen-çevre etkileşimlerinin daha iyi anlaşılması obeziteye yol açan nedensel yolların daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Bu bilgiler, bir gün, obezitenin önlenmesi ve tedavisi için umut vadeden stratejiler üretebilir. Ancak genel olarak, genlerin obezite riskine katkısı olduğunu hatırlamak önemlidir.

Unutmayalım ki; genlerimiz kimin obez olduğu konusunda belirleyici olabilir, ancak çevremiz bu kişilerden kaçının obez olacağını belirler.

Bu nedenle, obeziteyi önlemek için “sağlıklı tercihleri ​​daha kolay seçebileceğimiz bir çevre” yi sağlamaya odaklanılmalıdır.

Monogenetik Obeziteden sorumlu melanokortin-4 reseptörü kodlayan MC4R gen mutasyonlarını inceleyen çalışmamızın sonuçları 2017 Şubat ayında Journal of Clinical Research in Pediatric Endocrinology dergisinde yayınlanmıştır. Türkiye’deki obez çocuklar arasında yapılan bu çalışmanın özeti aşağıda verilmiş olup detayına PMID numarasından (28218067) ulaşabilirsiniz.

Kaynak:

http://doctornutrition.in/wp-content/uploads/2017/05/45_GeneFood-retina@2x.jpg


 

Görüşlerinizi Paylaşın