X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Dünya Prematüre Günü ve Erken Doğan Bebekler

Dünya Prematüre Günü ve Erken Doğan Bebekler

Dünya üzerinde yaklaşık olarak her 10 doğumdan birinin prematüre doğum (erken doğum) olarak gerçekleştiğini biliyor muydunuz?

Prematüre doğum demek annenin son âdetinin ilk gününün üzerinden 37 hafta ve öncesinde (24-37 hafta arasında) yapılan doğum anlamına gelir. Preterm (erken) veya prematüre doğum olarak adlandırılır.

2008 yılında ilk olarak Avrupa’ da anılmaya başlayan “17 Kasım Dünya Prematüre Günü”, 2011 yılından itibaren prematüriteye dikkat çekmek ve farkındalığını arttırmak adına dünya üzerinde kutlanan bir güne dönüşmüştür.

2020 yılı Dünya Prematüre Gününün ana teması “ Çok erken doğan bebeklerimizin geleceklerini hep birlikte önemsiyoruz” olarak belirlendi.

Bu ana temanın altında yatan maalesef prematüre bebeklerin zamanında doğanlara göre hem kısa hem de uzun vadede karşı karşıya kalabilecekleri olumsuzluklara dikkat çekmek olsa gerek.

Görülme sıklığı olarak bakıldığında, dünyada her yıl 15 milyon bebeğin prematüre olarak doğduğu dolayısıyla yaşam mücadelesine çok çetin şartlarda başladıkları biliniyor. Bu bebeklerin 1 milyonu erken doğuma bağlı komplikasyonlar nedeniyle maalesef hayatlarını kaybediyor. Çalışmalar gösteriyor ki prematüre doğumların çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde oluşuyor (tüm prematüre doğumların %60’ ının Sahra altı Afrika ve Güney Asya ülkelerinde olduğu belirtiliyor). Ülkemizde de her yıl 150 bin civarında bebeğin prematüre olarak doğduğu tahmin edilmekte.

Prematüre bebeklerin bir kısmı, özellikle de 28. gebelik haftasından önce doğanlar daha sık olmak üzere, hastanelerin yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yaşamlarının ilk ve oldukça uzun olabilecek zamanlarını geçirme ihtiyacı içerisinde olabiliyorlar. Bu süre içerisinde tıbbi destek ihtiyacı olmadan organlarının gelişiminin sağlıklı olarak tamamlanması bekleniyor. Apne periyotları olmadan kendi kendilerine nefes alma ve vermelerinin sağlanması, ağızdan beslenebilmeleri, dış ortamda vücut sıcaklıklarını ve tartılarını kendilerinin sağlamaları bekleniyor. Bunların oturması için bazen haftalar hatta aylara ihtiyaç duyulabiliyor. Bunları sağlayabilen prematüre bebekler yine hastaneden ayrılmaları sonrasında yakın olarak ilgili hekimler ve merkezlerce prematüreliğin getirebileceği uzun dönem olumsuz etkileri açısından düzenli aralıklarla takip programına alınıyorlar.

Prematüre doğum risk faktörleri

Prematüre doğum riski özellikle genç yaş gebeliklerde ve ileri yaş gebeliklerde artmaktadır.

Bir meta analiz kohort çalışmasında 18 yaş altı nulliparların tüm yaş gruplarında en yüksek prematüre doğum oranına sahip olduğu belirtilmiştir. Yine anne yaşının düşük olmasından ayırt edilemeyecek olan annenin yetersiz eğitiminin de prematüre doğumların bir nedeni olduğu belirtilmiştir. Bir önceki gebeliğin preterm olması bir sonraki gebeliğin yine preterm olmasında önemli bir risk faktörüdür. Erkek bebeklerde risk kızlara oranla daha fazladır. İki gebelik arasındaki kısa sürenin de (6 ay ve 12 ay aralığında) preterm doğum oranlarını arttırdığı belirtilmiş.

Annenin yetersiz beslenmesi, folat eksikliği, servikal yetmezlik, vertikal geçişli enfeksiyonların da katkıda bulunan faktörler olduğu belirtiliyor. Özellikle 25 mm ve altındaki kısa serviks uzunluğunun önemli bir risk faktörü olduğu işaret edilir. Normal oluşmuş gebeliğe göre yardımcı üreme yöntemleri ile (IVF) oluşan tekil ve ikiz gebeliklerde de artmış risk vardır. Annenin sigara içmesi yine alkol kullanımı ya da uyuşturucu madde kullanımının da preterm doğum olasılığını arttırdığı bilinmektedir. Gebelik süresince annenin HIV, bakteriyel vajinoz, klamidya enfeksiyonları, koryoamnionit, üriner sistem enfeksiyonları (özellikle pyelonefrit), hepatit C, sıtma ve sifiliz gibi enfeksiyon hastalıkları preterm doğum ile ilişkilendirilmiştir. Anneye ait diğer faktörler arasında preeklampsi, hipertansiyon, gebelik öncesi var olan diyabet veya gestasyonel diyabet, servikal yetmezlik, diş eti rahatsızlıkları, kansızlık, obesite, kısa boy, düşük vitamin D düzeyi preterm doğum ile ilişkilendirilen durumlardır. Daha nadir görülen durumlar arasında sistemik lupus eritamatozus ( SLE), polikistik over sendromu (PCOS), epilepsi, bipolar bozukluk, gebelikle ilişkili depresyon, stres ve aksiyetenin de preterm doğum riskini arttırdığı belirtilmektedir.

Plasentaya ait faktörler veya fetüse ait durumların da; plasentanın erken ayrılması, plasenta previa, polihidroamnios, uterin anormallikler, leiyomiyom, çoğul gebelik, fetal doğum defekleri de preterm doğum ile ilişkilendirilmiştir. İki meta analiz çalışmasının sonucuna göre 2,5 mm ve üzerindeki partikül maddelerin yer aldığı hava kirliliğinin de armış preterm doğum ile ilişkili olduğu belirtilmiştir. Düşük sosyo ekonomik durum ve kötü yaşam koşullarının da preterm doğum ile ilişikli olduğu, yine gebelik süresince partner şiddetinin de preterm doğumda etkili olabileceği belirtilmiştir.

Prematüre doğumun sonuçları

Her ne kadar tıpta ve teknolojideki ilerlemeler yıldan yıla artsa da, prematüre bebekler normal zamanında doğan bebeklere göre artmış ölüm oranına sahipler. Prematüre doğum ne kadar erken gerçekleşirse getireceği problemler de o ölçüde ciddi olabilmektedir. Maalesef prematüre doğuma bağlı komplikasyonlar halen beş yaş altı çocuklarda önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alıyor. 1990’ lı yıllarda beş yaş altında ölümler her 1000 doğumun 93’ ünü oluştururken, bu oran 2016 yılında her 1000 doğumun 41’ ine gerilemiş, aynı şekilde neonatal ölümlerde de (doğum sonrası ilk 28 gün) , bu oranda olmasa da, bir düşüş izlenmiştir.

Beş yaş altı çocuklarda ölüm oranı 2016 yılında dünya genelinde yaklaşık olarak %16 olarak tahmin edilmiş, bunların %35’ inin de yeni doğanları kapsadığı belirtilmiştir. Prematüre doğum komplikasyonlarının bu ölüm oranının önemli bir nedeni olduğuna işaret ediliyor.

Prematüritenin erken komplikasyonları arasında neonatal solunum sistemi problemleri (respiratuar disstres sendromu, prematüre apnesi, bronkopulmoner displazi), kardiak problemler (patent ductus arteriosus, düşük kalp hızı, yüksek veya düşük tansiyon) barsak sistemini ilgilendiren nekrotizan enterokolit, sarılık, sepsis, anemi, nörolojik sisteme ait periventrüküler lökomolazi, nöbet, intravenriküler kanama, serebral palsi, hipoksik iskemik ensefalopati, beslenme problemleri, prematür retinopatisi ve işitme kaybı ve azlığı olarak belirtilebilir. Yine prematüre doğum çocukluk çağında motor ve mental gelişim geriliği, öğrenmede güçlük, hastane yatış oranlarında artış, davranışsal, sosyal ve emosyonel problemler, işitme kaybı, retinopati, şaşılık, görme kusurları şeklinde hastalıklar ile karşımıza gelebilmektedir.

Preterm doğan tüm bebekler ailelerine hesapta olmayan başta önemli duygusal, devamında mali zorluklar getirmekte, acil ve üst düzey tıbbi bakıma süratle ihtiyaç duymaktadırlar. Ülkelerin sağlık sistemleri de bu artan mali yükten önemli oranda etkilenebilmektedirler. Prematüre doğumların önüne geçilebilmesi için annenin gebelik takiplerinin düzenli olarak yapılması anahtar rol oynamaktadır. Bu prenatal izlemlerde annenin ve bebeğin sağlık durumu detaylı olarak incelenmekte, olası problemler için önlemler alınabilmektedir. Hep birlikte çalışarak; bu minik dünyaların bakımında ailelerin yanında yer alarak onlara duygusal ve psikolojik destek sağlayabilir, yüklerine bir nebzede olsa ortak olabiliriz.

17 Kasım Dünya Prematüre Günü ülkemizde ve bütün dünyada erken doğum bilincini ve farkındalığını artırmak için kutlanıyor. Minik mucizelerin yaşamda var olduklarını toplumumuza hatırlatıyor. Prematüre doğan bebeklerin ve ailelerin karşılaştığı zorluklara, prematüre doğum ve prematüriteye bağlı ölüm ve komplikasyonları önleyebilecek basit, ucuz, kanıtlanmış önerilere dikkat çekiliyor.   

Hep birlikte prematüre minik dünyalarımıza sağlıklı bir ömür diliyoruz.

Kaynaklar:

https://www.researchgate.net/publication/324786752_The_global_epidemiology_of_preterm_birth

https://www.efcni.org/activities/campaigns/wpd/

 

Görüşlerinizi Paylaşın