X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Beslenme ile ilgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Beslenme ile ilgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Yağ mı? Karbonhidrat mı?

Her geçen gün sağlıklı beslenme ile ilgili ezber bozan açıklamalara bir yenisi daha ekleniyor. Süper gıdalar ve yağlarla ilgili bilinen doğrular birer birer değişiyor. Özellikle Obezite ve şeker hastalığı ile mücadelede, doktorlar ve beslenme uzmanları, tip 2 diyabet hastalığı bulunan veya kilo vermek isteyen hastalarına kalori saymayı bırakmalarını, doymuş yağ da içeren yağlı yiyecekler yemelerini, şeker ve nişasta gibi karbonhidratlardan uzak durmalarını öneriyor. İngiltere’nin Ulusal Obezite Forumu da bu önerileri kabul etmiş ve yaptıkları duyurularda kalori hesaplamasının, düşük yağlı yiyecekleri ve karbonhidrat alınımının bırakılmasını önermiştir.

Geçen yüzyılın başların arteriyel plakların kalp krizi riskine sebep olduğunun tespiti tüm şüpheleri yağ tüketimi üzerine çekmişti. Sonrasında yağ tüketiminin ve özellikle et ve süt ürünlerinden kaynaklı doymuş yağ tüketiminin fazla olduğu ülkelerde kalp krizi oranının daha fazla görüldüğü yönünde yayınlanan makaleler bu tespiti pekiştirmişti. Aynı gramdaki yağ, aynı gramdaki karbonhidrat ve proteinlerden iki kat fazla kaloriye sahip olması nedeniyle de her zaman zayıf ve sağlıklı olmak isteyen kişilerin baş düşmanı kabul edilmişti. Oysa son dönemde 156 kadın üzerinde yapılan Atkins diyeti ve düşük yağlı diyet karşılaştırma çalışmasında, atkins diyeti yapan kadınların daha fazla kilo verdiği ve kan basınçları ile kolesterol seviyelerinin düşük yağlı diyet tüketenlere göre daha az olduğu belirlenmiştir. İnsülin direnci dergisinde yayınlanan son makale 1 dilim kepekli ekmek tüketiminin 3 çay kaşığı şeker tüketimi ile eşdeğer olduğu bilgisini veriyor. Makale şeker tüketiminin insülin salınımına yol açtığı, bu durumun yağ depolanmasını artırdığı ve uzun dönemde insülin direnci geliştirdiği, bunun yerine protein ve yağ tüketiminin daha az insülin salınımına neden olduğu ve proteinlerin iştahı baskıladığını belirtmektedir. Amerikan Tıp Derneği Dergisinde (JAMA) yayınlanan hayvansal ve bitkisel protein tüketiminin karşılaştırıldığı bir çalışma verilerine göre; hayvansal protein alımının, özellikle de kardiyovasküler ölümler açısından, yüksek ölüm ile, bitkisel protein alımının ise düşük ölüm ile ilişkisi olduğu bulunmuştur. Bu kişilerin, sigara kullanımı, yoğun alkol tüketimi, fazla kilolu veya obez olma, fiziksel inaktivite (hareketsizlik) gibi durumlardan en azından bir tanesine sahip oldukları görülmüştür.

Süper Gıdalar bir şehir efsanesi mi?

Süper gıda olarak adlandırılan gıda ürünlerinin, besleyici değerlerinden ve sağlık üzerine olan olumlu etkilerinden mucizelerin beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Avustralya Canberra Üniversitesinden beslenme bilimci Duane Mellor, New Scientist dergisine yaptığı açıklamada; yakın geçmişte süper gıda olarak tanımlanan yiyeceklerin aslında birer pazarlama stratejisi gereği bu kadar parlak tanıtıldıklarını dile getirdi.

Avrupa Birliği 2007 yılında çıkardığı yönetmelik ile özel beslenme amacı olmadıkça gıdaların önüne “süper” sıfatının eklenmesini yasaklamış, ABD de ise hiçbir zaman gıdaların özelliğini pekiştiren sıfat kullanımı ile ilgili bir yönetmelik kullanmamıştır.

İngiltere’de 1000 yetişkin üzerinde yapılan bir araştırma tüketicilerin %61 inin alım yaparken gıdanın süper gıda olduğuna inanarak alım yaptığını, % 30 unun süper gıdaların besleyici özelliklerinin bilimsel olarak ispatlandığını düşündüğünü, %14 ünün ise bu bilgiler sonrasında yüksek fiyat ödemeyi kabul ettiğini göstermiştir.

Kurt üzümü (goji berry), Karalahana, Kinoa, çikolata, yaban mersini, kimchi veya kefir, hindistan cevizi suyu, buğday çimi, baobab, çiya tohumu gibi sağlık üzerine çok besleyici değeri olduğu lanse edilen ve süper gıdalar olarak tanımlanan bu gıdaların yararlı etkileri sadece fare deneyleri ile ispatlanmıştır. Bu nedenle gıdaların, insanların sağlığı üzerine ne kadar olumlu etkileri olduğu net olarak bilinmemektedir. Fermente ürünlerin yani mayalı gıdaların bağırsaklarımızdaki yararlı bakteri popülasyonunu artırdığı bilinmektedir. Genel olarak koruyucu içermeyen, raf ömrü uzun olmayan, taze, okside olmamış gıdalar obeziteye sebep olacak şekilde tüketilmedikleri takdirde, besleyici özellikleri yanı sıra metabolizmamızda ortaya çıkan serbest radikalleri nötralize ederek, vücudumuzun içerisinde oluşan oksidasyonun şiddetini de azaltmada etkisi vardır.

Kaynak:

 

Görüşlerinizi Paylaşın