Üç Boyutlu (3D) Yazıcılar İle Tasarlanan Organlar İle Yeni Yaşamlar Mümkün Olabilir
2014 verilerine göre Türkiye’de
yaklaşık 30.000 kişi sağlığına kavuşmak için organ bekliyor.
Karaciğer ve böbrek nakillerinde canlı vericiler, gönüllü bağışçı olabilseler de; organ bağışları esas
olarak beyin ölümü gerçekleşen vericilerden sağlanıyor.
Organ bağışının istenen ölçüde
yaygın olmayışı, doku uygunluğu
gerekliliği gibi kısıtlayıcı faktörler nedeniyle, organ bekleyenlerin hepsi istedikleri organa kavuşamayabiliyorlar. 3D biyoyazıcılarla laboratuarlarda şimdiye dek kulak, burun, kafatası kemikleri, çene kemiği, soluk borusu, deri,mesane, atar damar, yağ gibi doku ve organların üretimi mümkün oldu. Hatta kafatası kemikleri ve bazı yüz implantlarının insanlarda kullanımı FDA tarafından onaylandı. Ancak bu teknolojiyle üretilen dokuların ince mimarisinin kusursuzca gerçekleşmesi ve damarlanmasının, dolayısıyla vücut dışında yaşayabilir hale gelmesinin sağlanması, boyut büyüdükçe güçleşiyor. Bu da pratikte özellikle karaciğer, böbrek, kalp, akciğer gibi organların henüz insanda kullanımlarına imkan vermiyor. Yine de, 30 yıl önce 3D yazıcı teknolojilerinin yalnızca deneysel nitelik taşıdığından hareketle kat edilen yol düşünülürse, önümüzdeki on yıllarda bu teknolojilerle insan yedek parçası üretiminin etkin ve yaygın hale gelebileceğini öngörmek hayal olmaz.
http://www.nature.com/nbt/journal/v32/n8/full/nbt.2958.html http://www.pbs.org/wgbh/nova/next/body/3d-printed-organs/
http://www.huffingtonpost.com/2015/03/01/3d-printed-organs-regenerative-medicine_n_6698606.html