X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Covıd-19 Tanı Testleri

Covıd-19 Tanı Testleri

COVID-19 pandemisi dünyayı etkilemeye devam ederken SARS-CoV-2 için tanı testleri hala gelişmektedir ve testlerin doğasının net bir şekilde anlaşılması ve bulgularının yorumlanması önemlidir. SARS-CoV-2 enfeksiyonları için yaygın olarak kullanılan 2 tip tanı testinin (ters transkriptaz-polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ve IgM/IgG enzime bağlı immünosorbent analizi (ELISA) zamana bağlı nasıl yorumlanması gerektiği tartışılmaktadır.

RT-PCR ile Viral RNA Tayini

Şimdiye kadar, COVID-19 tanısı için en yaygın kullanılan ve güvenilir test, nazofaringeal swablar veya boğaz sürüntüsü ve hatta yakın zamanda tükürük dahil olmak üzere diğer üst solunum yolu örnekleri kullanılarak yapılan RT-PCR testi olmuştur. Farklı üreticiler tarafından farklı RNA gen hedefleri kullanılır; çoğu test, envelop (zarf), nükleokapsid (N), spike (S), RNA'ya bağlı RNA polimeraz (RdRp) ve ORF1 veya farklı birkaç gen bölgesini hedefler. Testlerin duyarlılıkları, (revers primerdeki bir uyumsuzluk nedeniyle muhtemelen biraz daha düşük bir duyarlılığa sahip olan RdRp-SARSr (Charité) primer probu) hariç karşılaştırma çalışmalarıyla karşılaştırılabilir.

Semptomatik COVID-19 enfeksiyonu olan bireylerin çoğunda, döngü eşiği (Ct) değeri ile ölçülen nazofaringeal sürüntüdeki viral RNA, en erken semptomların 1. günü tespit edilebilir ve semptom başlangıcının ilk haftasında ise zirve yapar.

Ct değerleri, bir floresan sinyali üretmek için gereken replikasyon(üreme)döngüsü sayısıdır ve Ct değeri düştükçe viral RNA yükleri yükselir. 40'tan küçük bir Ct değeri klinik olarak PCR pozitif olarak rapor edilir. Bu pozitiflik 3. Haftadan itibaren azalmaya başlar ve daha sonra tespit edilemez hale gelir. Bununla birlikte, ağır şekilde hastaneye yatırılan hastalarda elde edilen Ct değerleri hafif vakaların Ct değerlerinden daha düşüktür ve PCR pozitifliği, hastalığın başlamasından 3 hafta sonra da düşük düzeyde devam edebilir. Bazı vakalarda, viral RNA, ilk pozitif testin ardından 6. Haftaya kadar RT-PCR ile tespit edilmiştir. Bununla birlikte, bir "pozitif" PCR sonucu sadece viral RNA'nın saptanmasını yansıtır ve mutlaka canlı virüsün varlığını göstermez.

Birkaç vakada ise 24 saat arayla yapılan 2 ardışık negatif PCR testinden sonra da pozitif bulunduğu olmuştur. Bunun bir test hatası, yeni bir bulaşma veya reaktivasyon olup olmadığı belirsizdir. 9 hastayı kapsayan bir çalışmada, virüsü kültürde izole etme girişimleri, hastalığın başlangıcının 8. Gününden sonra başarılı olamamıştır. Bu ilk haftadan sonra enfeksiyonun azalması ile ilişkilidir. Bu nedenle, CDC “semptom temelli stratejisi”ne göre sağlık çalışanları iyileşme karar olarak tanımlandığından bu yana en az 3 gün (72 saat) geçtiyse, yani ateş düşürücü olmadan ateş düştü, solunum semptomları düzeldiyse ve belirtilerin ilk ortaya çıkmasından bu yana en az 10 gün geçtiyse işe dönebileceklerini kabul eder.

PCR pozitifliğinin zaman çizelgesi nazofaringeal sürüntü dışındaki örneklerde farklıdır. PCR pozitifliği balgamda daha yavaş düşer ve nazofaringeal swablar negatif olduktan sonra hala pozitif olabilir. Bir çalışmada, enfekte 96 hastanın (% 57) 55'inde dışkıda PCR pozitifliği gözlenmiş ve 4-11 günlük bir sürede nazofaringeal sürüntü negatif olduğu halde dışkıda pozitif kalmıştır. Ancak bu durum klinik şiddeti ile ilgisi yoktur.

Doğrulanmış COVID-19 enfeksiyonu olan 205 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada, RT-PCR pozitifliği sırasıyla bronkoalveoler lavaj örneklerinde (%93), balgam (%72), burun swabı (%63) ve faringeal swab(%32) bulunmuştur. Yanlış negatif sonuçlar, özellikle hastalığın başlaması ve özellikle de nazofaringeal sürüntülerde numune toplama tekniğinden kaynaklanmıştır. RT-PCR testlerinin çoğunun özgüllüğü %100'dür çünkü primer tasarımı SARS-CoV-2'nin genom dizisine spesifiktir. Teknik hatalar ve reaktif kontaminasyonu nedeniyle ara sıra yanlış pozitif sonuçlar oluşabilir.

SARS-CoV-2'ye Karşı Antikorların Saptanması

COVID-19 enfeksiyonu, SARS-CoV-2 enfeksiyonuna karşı konakçı bağışıklık cevabının ölçülmesi yoluyla dolaylı olarak da tespit edilebilir. Serolojik tanı, hastalığın başlamasının ilk 2 haftasının ötesinde geç ortaya çıkabilecek hafif ila orta derecede hastalığı olan hastalar için özellikle önemlidir. Serolojik tanı ayrıca toplumdaki COVID-19'un oranını anlamak ve bağışıklık kazanmış ve potansiyel olarak enfekte olmaktan “korunan” bireyleri tanımlamak için önemli bir araç haline gelmektedir.

En hassas ve en erken serolojik belirteç, semptomların başlamasının ikinci haftasından itibaren seviyeleri artmaya başlayan antikorlardır. IgM ve IgG ELISA'nın semptom başladıktan sonraki dördüncü günden itibaren pozitif olduğu görülmekle birlikte, hastalığın ikinci ve üçüncü haftasında daha yüksek seviyeler görülür.

Örneğin, To ve ark. tarafından yapılan 23 hastalık bir çalışmada ve Xiang ve ark. ise 85 hastalık bir çalışmada tüm hastalarda IgM ve IgG serokonversiyonunu klinik belirtilerden sonra üçüncü ve dördüncü haftalar arasında olduğunu gözlemişlerdir. Bunun yanında IgM bir süresonra düşmeye başlar ve 5. haftaya kadar daha düşük seviyelere ulaşır ve 7. Haftada kaybolurken IgG ise 7 haftadan daha fazla varlığını sürdürmektedir.

140 hastada yapılan çalışmada, tek bir PCR testi ile % 51.9 olan duyarlılık PCR ve nükleokapsidin (NC) antijeni kullanılan IgM ELISA kombine olarak % 98.6 olarak rapor edildi. İlk 5.5 gün boyunca kantitatif PCR, IgM'den daha yüksek bir pozitiflik oranına sahipken, 5.5 gün hastalıktan sonra IgM ELISA daha yüksek bir pozitiflik oranına sahipti.

ELISA bazlı IgM ve IgG antikor testleri, COVID-19 tanısı için % 95'ten fazla özgüllüğe sahiptir. Eşleştirilmiş serum örneklerinin ilk PCR ve ikinci 2 hafta sonra test edilmesi, tanısal doğruluğu daha da artırabilir. Tipik olarak, antikorların çoğu, nükleokapsid (NC)’e karşı üretilir. Bu nedenle, NC'ye karşı antikorları tespit eden testler duyarlıdır. Bununla birlikte, S(RBD-S) proteininin (konakçı reseptöre bağlanma proteini)ve RBD-S'ye karşı antikorların daha spesifik olması ve nötralize olması beklenir. Bu nedenle, IgG ve IgM'yi saptamak için bir veya her iki antijenin kullanılması yüksek hassasiyetle sonuçlanacaktır. Ama bu antikorlar, SARS CoV ve diğer koronavirüslerle çapraz bir reaktiviteye sahip olabilirler.

Antikorlar için hızlı tanı testleri yaygın olarak geliştirilmiş ve pazarlanmıştır. Farklı kalitede kitlerdir. Birçok üretici, kullanılan antijenleri belirtmemektedir. Bu testler tamamen nitelikseldir ve sadece SARS-CoV-2 antikorlarının varlığını veya yokluğunu gösterebilir. Nötralize edici antikorların varlığı, sadece plak indirgeme nötralizasyon testi ile teyit edilebilir. Bununla birlikte, ELISA tarafından saptanan yüksek IgG antikor titrelerinin nötralize antikorlar ile pozitif korelasyon gösterdiği gösterilmiştir. Nötralize antikorlar tarafından sağlanan uzun süreli kalıcılık ve koruma süresi bilinmemektedir.

Sonuçlar

Mevcut kanıtlar kullanılarak, COVID-19'un saptanması için klinik olarak yararlı bir tanı belirteçleri zaman çizelgesi hazırlanmıştır. Mevcut verilerin çoğu, bağışıklık sistemi baskılanmamış yetişkin popülasyonları içindir. PCR pozitifliği ve serokonversiyonun süresi, aktif gözetim olmadan tanı konulmamış asemptomatik bireylerin popülasyonu da dahil olmak üzere çocuklarda ve diğer gruplarda değişebilir. SARS-CoV-2 ile enfekte olan hem asemptomatik hem de semptomatik kişilerde potansiyel bağışıklığın ne kadar sürdüğü konusunda hala birçok soru işareti bulunmaktadır.

https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2765837?utm_source=twitter&utm_campaign=content-shareicons&utm_content=article_engagement&utm_medium=social&utm_term=050620#.XrLTJoi0ql0.twitter


 

Görüşlerinizi Paylaşın