X
Kelime:
Kategori:
Tarih:
RadDatePicker
Open the calendar popup.
ile
RadDatePicker
Open the calendar popup.
 

Pandemide 2020’den 2021’e Geçerken

Pandemide 2020’den 2021’e Geçerken

2020 yılının, COVID-19 salgınından gerekli dersleri aldığımız bir yıl olmasını umalım.

Bir senedir yüz yüze olduğumuz, Mart’tan sonra pandemiye dönüşen COVID-19 enfeksiyonunun, yeni yöntemler sayesinde hızla geliştirilen aşılarla kontrol altına alınacağını bekliyoruz. Bu umutlarla yeni yıla girerken virülansının (R değerinin) 0.4-0.9 daha fazla olduğu söylenen, İngiltere’de VUI-202012/01 ABD’de B.1.1.7 olarak tanımlan bir varyasyon ardından Güney Afrika Cumhuriyeti’nden benzer ama köken olarak yeni olduğu belirtilen varyantın varlığı duyuruldu. İngiltere’den duyurulan varyasyonun belirlenen 17 mutasyonun en önemlisi olan  N501Y mutasyonu SARS-Cov-2 de tespit edilen on iki binin üzerindeki mutasyondan biridir. Virüsün ‘spike’ proteininde yer alan bu değişimin, hücrenin ACE2 reseptörüne bağlanmak üzere optimize olduğu görülmektedir.  Bu değişime bağlı olarak  virülansının, 0.4-0.9 oranında artması beraberinde birçok kavramın daha irdelenmesini gündeme getirdi.(İlgi 1)

Bunların başında mutasyonların tüm gen analizlerini yaygın ve vakitli yapılması ve “Değişime uğramış bu virüsle hastalık daha problemli seyreder mi?” sorusuna cevap verilmesi geliyor (Uzun süre yatışların, gereksiz antiviral ve antibiyotik kullanımının mutasyon olasılığını arttırabileceğini biliyoruz). Diğer olası sorular:

  • Geliştirilmiş olan aşılar  bugün yaygın olan D614G varyantına karşı olduğu düzeyde koruyucu olabilecek mi?  
  • COVID-19 geçirenlerin bu varyantlarla tekrar enfekte olma ihtimali var mı? 
  • Tanı testlerimizin bu varyantları belirlemede durumu ne olacak? 

Bütün bu konular belki de fazlası tartışmalara konu oldu. Bültenimizde bu konuların irdelendiği yazılar bulacaksınız.1-4

Peki, 75+ milyon kişinin enfekte olmasına, 1,8+ milyon kişinin ölümüne sebep olan pandemi neden oluştu? 

Nedeni SARS CoV-2 adı verilen genom benzerliği yönünden Yarasa-Pangolin kökenli olduğu ileri sürülen korona ailesinin bu yeni ferdinin yarattığı üst solunum yolu ve akciğerleri tutarak başlayan vasküler sistematik yayılma ile giden aşırı immun reaksiyonuna (sitokin fırtınası) sebep olan viral hastalık, COVID-19 enfeksiyonu! Bir hayvan virüsünün insanları bu kadar yaygın ve etkin bir şekilde enfekte etmesi için tür sınırlarını nasıl atladığı, atlayabileceği yönünde değerlendirme bu konunun uzmanlarına aittir.  Bilim insanları buna dayanarak fikir önderlerinin zoonotik olayların önlenmesine yönelik ikazlar yaptılar, anlamadık. Ayrıca, yaşadığımız Kuş ve Domuz Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, SARS ve Ebola gibi hayvandan insana geçen vektörlerle bulaşan zoonotik enfeksiyonlardan da ders almadık!

Belki bunda SARS ve Ebola hariç diğerlerinin  bulaştığı  insandan diğer insanlara temas yoluyla hastalığın geçmemesi,  SARS’ın geçmesine rağmen yayılmanın kısıtlı  kalması, Ebola’nın ise daha çok dünyanın bir bölgesinde kısıtlı kalması neden olmuş olabilir. Buna rağmen,  hayvandan-insana geçebilecek bu enfeksiyonların, insandan insana da  geçebileceğini bildiren bilim insanlarının, sosyal sorumluluk sahibi fikir önderlerinin  uyarılarını hükümetler idrak edemediler ve vakitli etkin tedbirler alınamadı.

Peki uyaranlar bizlere ne dediler? Doğanın dengesini bozmayın, çevrenize saygı duyun, lüzumsuz tüketimden kaçının iklim değişikliklerine sebep olmayın ki, doğada bulunan tanımadığımız virüsler yüzey çıkmasın, tanıdıklarımız da karakter değiştirmesin!

Doğaya karşı davranışlarımız bu şekilde devam ettiği, insan eliyle oluşturulan maddelerin kitlesi, doğadaki tüm canlıların, ağaçların, bitkilerin, hayvanların ve insanların toplam kitlesinin üstüne çıktığı ve çıkmaya devam ettiği müddetçe SARS-CoV-2 karşımıza çıkan son pandemi olmayacak. Tabii ki insanlık, bugünkü bilgi ve teknik imkânlarla bu günkü, bu pandeminin üstünden gelecek. Kimi ülke 2021, kimi ülke 2022’nin sonbaharında ama eski normallerle değil ‘YENi NORMALLER’ çerçevesinde. Çünkü bu pandemi döneminde yeni normalleri yaratacak birçok inovasyon gerçekleşti ve değişik birçok kavram  kazandık. 

Başta moleküler biyoloji / sağlık bilimlerinin bilgisayar teknolojileriyle (information technology) birleşmesi ile gelişen biyoteknoloji   ve büyük veri kullanımı, otomasyonu ve üretkenliği her alanda artırdı. Buna bağlı iş gücünde eşitsizlik oluştu ve maalesef kalıcı olacağa benziyor! Biyolojide transkriptom (bir hücrede bulunan tüm transkriptlerin çeşidinin ve miktarının eş zamanlı incelenmesi), proteomiks, immünite ve metabolik kavramlarında gelişmelere sebep oldu.   Örnek olarak, kansere yönelik başlatılmış olan mRNA2 aşısı ve immunoterapiler, gen onarımına imkân veren CRISPR3 teknolojisi, COVİD-19 enfeksiyonunun riskini belirlemede kullanılabilecek proteomiks paneli.4

Sosyal yaşamda, günlük hayatımızın ayrılmaz parçası “Sanal Beraberlik” ve bu kapsamda sanal laboratuvar uygulamaları dâhil uzaktan eğitim programları, devlet sorumluluklarını balanslayan faktörlerden biri olan sivil toplum faaliyetlerinin geniş tabanlara ulaşması, yeni normaller içinde yer almaya devam edecektir.

İhmal ettiğimiz çevreyle/doğayla ilgili olarak; başta okyanuslar olmak üzere suların ısınmasını takip edecek uyduların yerleştirilmesi, birçok ülkenin ulaşımda kısa sayılacak bir süre içinde yenilenebilir enerjiye geçme kararı (Co2 üretiminin kontrolü) ve zirai uygulamalara onay ve desteğin doğadaki dengeyi koruyacak projelere verilmesi,  yüksek miktarda sera gazı üretim kaynağı olan yoğun hayvan besleme tesislerinin sorunlu kabul edilmesi (EU), küresel ısınmayı önleme tedbirleri olarak yeni normallerimiz içinde yer alıyor. 

Dünyanın oluşumundan bu yana geçirdiği evreleri  göz önüne alırsak dünya, üzerinde insanlar olmasa da  dönmeye  devam edecektir. İnsanlar,  dünyada misafir olduğumuzu bilerek, dünyanın bozduğumuz dengesini geri kazanmak için; Ludwig van Beethoven’in    (250. doğum yılı)  9. senfonisinde dediği gibi soralım “YARADAN’I, DÜNYAYI HİSSEDİYOR MUSUNUZ?”, yine dediği gibi diyelim “insanlar kardeş olun” , doğa sevgisinden gelen neşenin 2021 ve sonrasında daim olması için. 

Bu yazı 25 Aralık 2020 tarihinde kaleme alınmıştır.

Bültenimizde yer alan ilgili yazılar:

1. COVID-19 Hastalarının Prognozu Genomda Birkaç Değişiklikle Açıklanabilir Mi? (syf. 10)

2. Sars-CoV-2 Mutasyonları  (syf. 22)

3. Pandemi Aşılar (syf. 32)

4. Gen Düzenleme Teknolojileri (95. Bültenimizde yer verilmiştir.)

 

Görüşlerinizi Paylaşın